AKP’nin 1 Mart tezkeresi vukuatı var!
Medyada “Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresi” denilen Cumhurbaşkanlığı tezkeresi TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Şimdi tartışılan “Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması” konusu, 2019’da da 2021’de de tartışılmıştı.
Cumhurbaşkanına yabancı asker getirme yetkisi verilmesine 2021 tezkeresi sırasında CHP karşı çıkınca AKP sözcüsü Ömer Çelik, şöyle demişti:
“Bundan önce ‘evet’ verdikleri tezkerede vardı, ‘yabancı kuvvetler’ maddesi... Biz DEAŞ'la mücadele açısından uluslararası bir koalisyonun parçasıyız. İskenderun Limanı'nın, İncirlik Üssü'nün kullanılması gibi, yine Türkiye Cumhuriyeti'nin onay vereceği kapsam, sınır ve süre içerisinde bu iş birlikleri yapılabiliyor. Bu madde Türkiye'nin uluslararası terörle mücadele koalisyonunun bir parçası olması anlamında ihtiyaç duyulan bir maddedir. Ya daha önce evet derken tezkereleri okumadılar ya da ‘bilinmeyen’ ama herkesin bildiği birtakım ittifak ilişkileri çerçevesinde tutum değiştirdiler.”
***
Şimdiki tezkerede de aynı madde var. CHP’nin hayır diyeceği anlaşılınca veya evet demeye zorlamak için AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan değil ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ön aldı ve “Kılıçdaroğlu’nun görüşülecek tezkereye geçtiğimiz yılda olduğu gibi ‘hayır’ demesi halinde milletvekili arkadaşlarıyla beraber bayrağa, vatana, millete ve şehitlere alenen ihanet edeceklerini akıllarından çıkarmamaları tavsiyemdir.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Bahçeli’nin bu tavsiyesine şöyle cevap verdi:
“Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye biz ‘evet’ deriz. Biz, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına karşıyız. Partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi ve bu tezkereye ‘evet’ diyeceğini söylüyorsun. Birinci sorum: Yabancı asker postallarının, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine ‘evet’ diyor musun demiyor musun? Bu kadar açık... ‘Milliyetçiyim’ diyorsun. Bu kardeşiniz de milliyetçi, Altı Ok’umuzdan birisi de milliyetçilik. Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye’ye gelmesini istemiyorum.
Bahçeli’ye ikinci sorum: Bu yabancı askerler kimler? Amerikalılar mı? Ruslar mı? Japonlar mı? Yunanlılar mı? Kim bunlar? Hangi askeri, terörle mücadele için Türkiye’ye davet edeceksiniz? Ya bu ülkede terörle mücadeleyi TSK verdi, polislerimiz verdi. Binlerce şehidimiz var. Bir tane yabancı bir asker bile gelmedi. Kim bu yabancı askerler, kim? Ben ve bütün CHP’liler, artı bütün vatanseverler, ülkesini ve bayrağını sevenler bir tek yabancı askerin Türk topraklarına postallarının değmesini asla istemiyorum. Bana soruyorlar, ‘Tezkereye niye hayır diyeceksin?’ Yabancı asker istiyorsan ‘evet’ de, milliyetçiyim diyorsan sen de ‘hayır’ diyeceksin.”
***
Bana sorarsanız, tek bir kişiye, terörle mücadele kapsamında ve sınır ötesi harekât için olsa bile yabancı ülkeye asker gönderme ve yabancı askerleri ülkeye kabul etme yetkisi verilmesi doğru değildir.
Gazi Meclis, Mustafa Kemal Paşa’nın talebi üzerine Sakarya savaşından önce kendisine başkomutanlık yetkisi vermişti ama adı üzerinde, “savaş” devam ediyordu ve henüz Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmamıştı!
Gerçi terörle mücadele de düşük yoğunluklu bir savaştır ama geçmişte 1 Mart 2003 tezkeresi ile aynı Tayyip Erdoğan, 62 bin Amerikan askerinin, 255 uçak ve 65 helikopter ile birlikte 6 ay süreyle Türkiye'de bulunması için tezkere imzalamış ve Meclis’e göndermiş, Meclis, bu tezkereyi reddetmişti. Erdoğan, Türkiye-Suriye sınır boylarının, mayın temizlemek gerekçesiyle 49 yıllığına İsrail şirketine kiralanması için hazırlanan yasa tasarısını da Meclis’ten geçirmiş, yasa, CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nden dönmüştü...
***
1 Mart 2003 tezkeresi kabul edilseydi Türkiye’nin Güneydoğusu, Mersin, İskenderun, Samsun ve Trabzon limanları ile hava üsleri, fiilen Amerikan işgali altına girecekti. Güneydoğu Anadolu, Türkiye’den koparılmış olacaktı.
Yine mayınlı arazi yasası bozulmasaydı, Türkiye-Suriye sınırı, 2009’dan itibaren MOSSAD’ın kontrolü altına girecekti!
***
Gazeteci-Yazar Timuçin Mert’i kaybettik. Timuçin ağabey, sağ ve sağlıklı olsaydı, mutlaka yabancı asker konusu için arar ve bilgilerini paylaşırdı. Allah rahmet eylesin...