MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Yeni anayasa için uzlaşma komisyonu 23 Nisan’a kadar çalışsın” önerisinde bulunduğu, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın da “Mart olmaz, Nisan olur. Önemli değil bir ay daha beklenir. Amaç süreci sonlandırabilmek” dediği iddia ediliyor.
Bahçeli ise son açıklamasında “MHP, TBMM Uzlaşma Komisyonu’nda elinden gelen her demokratik mücadeleyi göstermektedir. Anayasa sürecinin Başbakan tarafından taciz edilmesini ve sulandırılmasını doğru bulmuyoruz. Süre tayin edilmesini de doğru bulmuyoruz. Demokratik tepkimizi her platformda göstereceğiz. Komisyonun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız” dedi. Bu iki haber arasında çelişki var. Yani Bahçeli süre tayin edilmesini doğru bulmuyorsa neden “Komisyon, 23 Nisan’a kadar çalışsın” desin? Herhalde bu konuya bir açıklık getirecektir.
***
İster süre tayin edilsin ister edilmesin, Abdullah Öcalan’ın talepleri, Anayasa Komisyonu’na getirildi bile.. BDP, “demokratik yerinden yönetim” , “bölgesel yönetim” , “bölge meclisi” ve “bölge başkanlığı” gibi önerilerini, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sundu.
BDP, “İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır” ifadesindeki “merkezden yönetim” yerine “demokratik yerinden yönetim” ifadesini önerdi.
Yine BDP, Anayasa’nın “Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından; ekonomik şartlarına, sosyal ve kültürel özelliklerine, coğrafi durumuna ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre bölgelere, bölgeler illere, iller de diğer kademeli birimlere ayrılır” şeklinde değiştirilmesini önerdi.
***
Oslo’da şimdiki MİT Müsteşarı ve PKK temsilcilerini masaya oturtan koordinatör ülke temsilcisi de aynen şöyle diyordu:
“Bu toplantı, iki tarafın değil, bizim sorumluluğumuz altında girişilen bir inisiyatiftir. Abdullah Öcalan tarafından üretilen kendi fikirleri parlamentoda yasa çıkaracakları zaman dikkate alınacaktır. Kendisinin parlamento için ürettiği öneriler dikkate alınacaktır.”
İşte şimdi Öcalan’ın fikirleri, BDP tarafından Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na getirilmiştir.
Tabii bu duruma sadece CHP ve MHP’den değil AKP’den de tepkiler olacaktır, oluyor..
İşte AKP Ankara Milletvekili Ülker Güzel, İnsan Hakları Komisyonu’nda alt komisyonun hazırladığı terör raporundaki, 30-40 yıldır süren terör olaylarının bir hak arayışı olduğu yönündeki değerlendirmeleri eleştirerek, “Hak arayışı öldürmeyle mi olur, gasp etmekle mi olur, günahsız, suçsuz yavruların ve anaların, hamile kadınların öldürülmesiyle mi olur? PKK ve yandaşlarının, tamamen dış ülkelerin emperyalist emellerinin oyuncağı olarak Türkiye’de oynadıkları bu oyuna yiyecekleri şamar, bir zamanlar bu ülkelerin Osmanlı Devleti’nin yıkılması sırasında karşılaştıkları ve yedikleri Türk şamarı olacaktır” dedi.
Mehmet Metiner ise “Bu AK Parti’nin dili değil” diye Güzel’e tepki gösterdi. Bu normaldir. Çünkü Mehmet Metiner, Tayyip Erdoğan’a il başkanlığı sırasında benzer bir Kürt raporu hazırlayan kişidir.
***
Siyasi haberler bu minvalde gelişirken ekonomide olağanüstü değişimler oluyor. Ernst ve Young Avrupa Gayrimenkul Yatırımları Beklenti Göstergeleri Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye gayrimenkul piyasası, Avrupa’da en cazip ikinci pazar oldu.
Konuyla ilgili olarak bilgi veren yetkililerden Alp Şen, “Kentsel dönüşüm projeleri de gerek yerli, gerekse yabancı yatırımcıları çekecek bir yapılaşma dalgası yaşatacak” dedi. Kısacası Türk Milleti, etnik meseleleri tartışırken, toprağın tapusu hızlı bir şekilde değiştiriliyor.
