AKP Türkiyesi'nde doktorlar da taşeron oldu
Hemşire, ATT, Ebe ve Paramedik gibi Aile Sağlığı Merkezi Grup Elemanlarının sağlıkçı sayılmamaları ve bazı ASM’lerde doktor baskılarını gündeme getiren yazılarım sonrası pek çok doktordan mesaj geldi.
Yazdığım sorunların yer yer yaşandığı doğrulanırken aslında yazdıklarım buzdağının görülen kısmıymış da haberimiz yokmuş!
AKP sağ olsun, ilk basamak sağlık hizmetimizi tamamen taşeronlaştırmış!
Geçmişin devlet memuru doktorları işveren konumuna gelmiş!
Konuyla ilgili konuşmak için Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu 2. başkanı Dr. Hasan beyi aradım.
Hasan bey doktorların yaşadıkları sorunları tek tek anlatırken anlattıklarının altından “Olmaya devlet Cihan'da bir nefes sıhhat gibi” anlayışından “Sıhhatte olmayan devlet” anlayışına nasıl geçildiğini gözler önüne serdi.
Şimdi başlayalım tek tek anlatmaya.
AKP IMF ve Dünya Bankası’nın da yönlendirmeleri ile sosyal güvenlik sisteminin dönüşümüne başladı.
Bu adımlardan biri de Aile Hekimliği sistemi oldu!
2005’te Düzce’de pilot uygulama olarak başlayan sistem, 2010’da ülke genelinde uygulanmaya başlandı.
Artık SAĞLIK OCAKLARI yok, AİLE HEKİMLİĞİ ve AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ vardı!
Yani geçmişin devlet memuru doktoru, hemşiresi, ebesi gitti yerine işveren doktor, sözleşmeli personeller ve bir sürü sorun geldi.
Liberal ekonominin bir getirisi olarak devletin yavaş yavaş sağlık sektöründen de elini çekmeye başlamasıyla beraber sağlıkta taşeronlaşma da beraberinde geldi.
Yeni sistem şöyle işliyor; Bir doktor devletle sözleşme imzalıyor diyor ki ben şurada şu binada Aile Sağlığı Merkezi açacağım.
Burada belirtmek lazım devlet kendi binasını da kiralayabiliyor aile hekimine!
Aile hekimi binayı tutuyor, teçhizatını alıyor. Badana, boyasını yaptırıyor. Oturulacak sandalyesinden tuvaletteki sabununa kadar cebinde alıyor.
Devlet aile hekimliklerini sınıflara ayırmış; A, B, C, D, E diye.
Bu sınıfların belirli şartları ve cari gider ödenekleri var.
Fazladan çalıştırılması gereken personelin maaşını aile hekimi gider ödeneğinden karşılamak zorunda!
Tabii bunun yanında aile hekimi, binanın kirasını, elektrik, su, doğalgaz faturalarını, temizlik giderlerini de bu gider ödeneğinden karşılamak zorunda!
Peki bu cari gider ödeneği ne kadar?
2023 yılı için 21 bin 160 lira!
Tabii ki bu tavan ücret!
En alt sınıflandırmada bunun yüzde 50’si ödeniyor aile hekimine!
Bunu şöyle örneklendirebiliriz:
Mesela, E sınıfı bir aile hekimliğine bu ücret ödenirken D sınıfı temizlik personeli alırsan 2 bin lira daha veririm diyor devlet, C sınıfında hemşire alırsan fazladan 2 bin daha veririm. B sınıfında 2 hemşire alırsan 6, 7 bin TL daha veririm. A sınıfı olursan 10 bin 500 lira daha veririm. Yani 21 bin 160 lira veririm toplamda.
İşin özü şu: En teçhizatlı, en donanımlı aile hekimliğinde devletin verdiği cari gider ödeneği 21 bin 160 lira.
Bu parayı veriyor ama fazladan 20 saat ebe veya hemşire çalıştırmanı istiyor!
B sınıfında ise bu şart 10 saat!
C sınıfında ise devlet hekime diyor ki tıbbi sekreter çalıştırmak zorundasın.
D sınıfında ise hekim temizlik personeli çalıştırmak zorunda!
Yani aile hekimi, personel maaşını ödemek, bina giderlerini karşılamakla mükellef!
Doğal olarak en fazla asgari ücretin ödenebildiği bir sistem ortaya çıkıyor!
Hasan beyin ifadesine göre bazen doktorlar kendi ceplerinden personel maaşı ve giderleri karşılamak zorunda kalıyor!
Aile hekimlerinin istediği devlet memuru maaş zammıyla endeksli cari gider ödeneğine zammın daha fazla yapılması.
Her şeyin ateş pahası olduğu yüzde 100’den fazla zamlandığı günümüzde yüzde 40 zamla aradaki fark hekimin cebine yansıyor doğal olarak!
Cari ödenek artarsa bizlerde personelimize fazla maaş vermekten gurur duyarız diyor hekimler.
Tam bir çıkmazın içindeler.
Aile hekimleri cari gider ödeneğinin artırılmasını talep ediyor, çalışanlar ise kadro istiyor, devlet memuru olmak istiyor!
İşte AKP’nin sağlık sistemini getirdiği son nokta!
Bal gibi de taşeronlaşma ama devlet buna kamu yararına çalışan kamu kurumu diye saçma bir isim takmış!
Ona da bir kulp bulmuşlar!
Avrupa’nın araştırma konusu yaptığı Sağlık Ocağı sisteminden herkesin mağdur olduğu sisteme işte AKP’nin sağlıkta devrimi!