AKP, neden gemi azıya aldı!
Canı yanan veya ürken at, ağzının içinden geçen gemi, azı dişleriyle sıkıştırarak, binicinin veya sürücünün komutlarını dinlemez. AKP sözcüleri, tıpkı gemi azıya almış at gibi sağduyu sahiplerinin hiçbir uyarısını dinlemiyor, ağızlarından köpükler saçarak etrafa çifteler atıyor.
Peki neden böyle oldu?
Başta ekonomi olmak üzere her alanda çuvalladılar da ondan!
***
Okurlarımızdan Nilgün Akça diyor ki “Resmi gezilerin hazırlığı, bir gün öncesinden yapılmaz. Mutabakattan sonra geziye katılacaklar karşı tarafa bildirilir. Bu da an az iki hafta öncesinden gezi tarihinin belli olması demektir. Türkiye’de ciddi krize yol açacak Balyoz operasyonlarında, Başbakan hep yurt dışında oluyor. Böyle tesadüf olur mu? Birinci operasyonda, Başbakan olmadığı için Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, karargâha çağrılmıştı. Şimdi de 25’i general veya amiral 70 muvazzaf subayın gözaltına alınması girişimi sırasında Başbakan yine Türkiye’de değil! Demek ki yurt dışına gezi planlanıyor, tarih alınıyor ve Başbakan yurt dışında iken operasyon başlıyor.
Başbakan’ın elbette böyle büyük bir operasyon yapılacağından haberi vardır. Operasyona gösterilecek tepkilerden mi korkuyor?”
***
AKP’nin Anayasa değişiklikleri için Meclis’e verdiği teklifteki imza listesi, eski depo imzalar çıktı. Rezil oldular, imzaların bir kısmını geri çekip teklifin düştüğünü zannettiler. Yeni bir teklif sundular. Böylece ikinci teklifi de geçersiz hale getirdiler. Aslında değişikliklerin bir hükümet tasarısı olduğu, kendi açıklamaları ile sabittir. Bu da Anayasa’ya aykırıdır. Çünkü yürütme, Anayasa değişikliği öneremez. Yani artık ne yapsalar faydasız.
Fakat Cumhurbaşkanı da bu sürecin içinde ve bilindiği gibi teklifteki TBMM Başkanı imzası ortaya çıkınca “Üzerine bir çizik atarız” diyebilmişti.
***
TASAM adlı stratejik araştırma merkezi, “Türkiye’nin stratejik vizyonu 2023” adlı bir dosya gönderdi. Dosyanın kapağında “T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde” deniliyor. Üst yazıda, TASAM Başkanı Süleyman Şensoy imzasıyla, “Proje bir sivil toplum kuruluşu olan TASAM’ın inisiyatifi ile başlamış, ilgili önemli kurumların önerileriyle içeriği zenginleşmiş, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ise projeyi yüksek himayelerine almıştır” ifadesi kullanılmış.
İçerikte ise AKP’nin her alanda sergilediği politikalar ifade ediliyor. Anayasa değişikliği konusundaki önermeler ile AKP söylemleri birebir örtüşüyor. Anayasa’nın başlangıç bölümünün tamamen kaldırılması veya kısaltılması ve ikinci maddenin lafzında değişiklik yapılması isteniyor. AKP’nin Prof. Dr. Ergun Öbudun ve ekibine hazırlattığı Anayasa taslağı övülüyor. AKP’nin son değişiklik paketindeki, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması gibi önerileri de raporda aynen yer alıyor.
Raporun “uluslararası güvenlik” bölümünde “Ulusal egemenlik elden gidiyor diye kıvrananların, egemenliği ulusa vermek gibi bir dertleri yoktur ve küreselleşme, ulus devlet içindeki küçük grupların egemenliğini tehdit etmektedir” deniliyor.
Oysa, küreselleşme, etnik gruplara egemenlik tanıyıp, ulus devletleri parçalama projesinin adıdır. Fakat, dış rüzgârlar AKP’yi öyle esir almış ki milli tavırlar karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar! Onun için gemi azıya alıyorlar. Kendilerinden emin değiller. Devlet Bahçeli’nin “Kaçacak delik de bulamayacaklar” sözü bu bakımdan önem kazanıyor.