AKP mi tasfiye edilsin, yoksa Türkiye mi?
AKP ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkındaki davanın Anayasa Mahkemesi tarafından kabulünden sonra MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Bu iktidarın tüm eylemleri ve çıkaracağı yasalar, aldıkları kararlar ve atamalar bundan sonra şaibeli olacaktır” dedi.
Peki ya Cumhurbaşkanı’nın eylemleri ne olacak?
Abdullah Gül hakkında AKP’li diğer yöneticilerle birlikte siyasetten 5 yıl men cezası verilirse, Cumhurbaşkanlığı’na nasıl devam edecek?
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin davayı kabulünden önce iktidarın tüm eylemleri, çıkardığı yasalar, aldıkları kararlar ve atamalar ne olacak?
Türkiye Avrupa Birliği’ne girmediği halde, 90’ıncı maddeyi değiştirerek, uluslararası antlaşmaları Anayasa’nın üzerinde kabul eden, yani ulusal egemenliği AB’ye devreden, ayrıca Türkiye’nin daha önce imzaladığı tüm uluslararası antlaşmalardan, AB mevzuatına aykırı olanların geçersizliğini kabul eden AKP iktidarı, bir taraftan da Vakıflar Yasası ile Lozan’ı delmiştir!
Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel niteliklerini ortadan kaldırmaya dönük faaliyetlerin odağı haline gelmekle suçlanan bir siyasi kadronun, Türkiye’nin yönetimini elinde bulundurması ne derece doğrudur?
***
Cumhuriyet Başsavcılığı, kapatma davasını açtığı anda AKP iktidarının istifa etmesi gerektiğini belirtmiştik. Bazıları, bu tespitimiz üzerine “emrin olur” diye dalga geçmeye çalıştı.
Halbuki, kurulmadan önce dahi AKP’nin faaliyetlerinin kapatma gerekçesi olacağını yazdığımız zamanlar, bu arkadaşlar, tam bir partizanlık içinde cevap veriyor, bazıları da “İnternet çocukları” nı hakaretlerle bize saldırtıyordu!
Anlamıyorlardı; biz durum tespiti yapıyorduk! Devleti dönüştürmeye çalışan bir siyasi partiye karşı, elbette devlet kendisini koruyacaktı! Devletin sigortaları vardı.
Şimdi Tayyip Erdoğan, “Türbanla ilgili Anayasa değişikliğinde laikliğe karşı bir girişim varsa, bundan MHP de sorumludur, neden sadece bize dava açtınız? Ben beş yılda bir defa, o da yabancı gazetecilerin sorusu üzerine türbanı gündeme getirdim. MHP ’sorunu çözeriz’deyince bir girişim başlattık” yolunda konuşmalar yapıyor.
İyi de MHP’nin laiklik aleyhindeki eylemlerin odağı olmak gibi bir durumu yok Tayyip Bey!
Tayyip Bey, “Bizim çıkardığımız uyum yasaları, toprak satış yasası, vakıflar yasası gibi yasalar, 57’nci hükümetin çıkardığı uyum yasalarının devamı niteliğindedir. Hatta onların hazırladığı ulusal programda bizim çıkardığımız yasaların orta vadede çıkarılacağı yazılıdır. Biz 57’nci hükümetin devamıyız, ulusal programda ne öngörülmüşse onları yaptık” deseydi, kimseden gık çıkmazdı!
Tabii bu da AKP’yi kurtarmaz ama, hiç değilse kamu vicdanında “Yok aslında birbirlerinden farkları” gerçeğinin anlaşılmasına yardımcı olurdu!
***
AKP, icraatlarıyla sadece laikliği ve demokratik devleti değil, aynı zamanda üniter ve milli devlet yapısını da tehdit ediyor. İşte Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sunulan raporda, milliyetçilik/ulusalcılık terör kapsamında değerlendiriliyor!
Hani, Ermeniler Atatürk’ü de suçluyor ya, söz konusu raporun bundan hiçbir farkı yok! Son zamanlarda AKP medyası, “Fikriye Hanım intihar etmedi, öldürüldü” iddialarını niçin gündeme taşıyor dersiniz?
Devletin temelini atan Atatürk’ü yıpratmak için!
Bu tür değerlendirmeleri CIA yapabilir, MI6 yapabilir, BND yapabilir, MOSSAD yapabilir!
Ama milli iradeyi temsil ettiğini söyleyen bir iktidarın emrindeki emniyet teşkilatına sızmış birkaç kişinin, devletin temelini oluşturan felsefeyi terörle özdeşleştirmesi, yine iktidar medyasının devletin kurucusunu katillikle suçlaması, artık işin sonuna geldiğine inanmalarındandır!
ABD ve AB’ye güvenerek, Türk tarihinin, Atatürk’ün ve Türk devletinin hakkından gelmeye çalışan bir zihniyet söz konusudur!
Bu zihniyet siyaseten tasfiye edilmezse, Türkiye Cumhuriyeti tasfiye edilecektir!