Bazıları, rejim değişikliği girişimlerine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olan "Türk Milleti" kavramının yıpratılması veya etnik kimliklerden biri gibi gösterilmesiyle ilgili eleştirilerimizin, Tayyip Erdoğan'ın şahsına yönelik bir öfkeden kaynaklandığını iddia ediyor ve hiçbir ciddiyeti olmayan gerekçelerle savunma yapıyor! Haddini bilmeyenler, hakaret de ediyor!
Herkes kendi karakterine yakışanı yapar!
Benim kimseye kişisel bir öfkem yoktur! Korku, her insanın genetik yapısında vardır! Cesaret ise korkuyu yenmektir.
Biz kendimizi ölmüş sayarak yazıyoruz! Daha ötesi var mı?
***
"Türk Milleti demiyoruz, tek millet diyoruz" sözlerinin ne anlama geldiğini anlamak için uzman olmaya gerek yok ama şu gerçeği Tayyip Bey fark etmeli ki seviyesiz ve geçersiz savunmacılar, durumunu daha da zorlaştırıyor!
Fakat referandumdan "evet" çıkarsa, basın özgürlüğünün tamamen yok edileceği, muhalif basının susturulacağının işaretleri de yok değil.
Atatürkçüleri büyük ölçüde tasfiye ederek kendi kuruluş felsefesinden koptuğunu bildiğimiz Cumhuriyet gazetesi yazarlarının, aylardır neyle suçlandıklarını bilmeden tutuklu olarak cezaevinde tutulmasının ardından nihayet yazılan iddianamede, "2013 sonrasında Türkiye'ye yapılan uluslararası açık ve örtülü operasyonlarda aktif rol alan gazete, terör örgütleri FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C'nin eylemlerini perdeleyerek, basın özgürlüğü ve evrensel hukukun sağladığı ağır eleştiri içeren haber ve yorum yapma hakkının çok ötesinde geçmiş, kayıt dışı illegal siyasete zemin hazırlayarak Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı asimetrik savaş yöntemleriyle hedef tahtası haline getirmek üzere yoğun algı operasyonu başlatmıştır" deniliyor.
Erdoğan'a veya politikalarına yönelik eleştiriler, böyle yorumlanıyor. Oysa ceza hukuku yorum değil, delil işidir. Tabii iddianameyi incelemek gerekir ama AA haberinden anlaşılan o ki, yazılar ve röportajlar delil gösterilmiş!
***
Genel siyasi gidişattan anlaşılıyor ki şayet referandumda "evet" çıkarsa, 15 yıldır Türkiye'yi yöneten ve 15 yıl daha yönetmeyi planlayan Tayyip Erdoğan artık eleştirilebilir olmaktan tamamen çıkarılacak! Kendisine siyasi dokunulmazlığın ötesinde, insanüstü nitelikler atfedilecek!
Deniz Baykal konuşuyor:
-Ergenekon'un, Balyozun sorumlusu, bunlar değil mi?
-1 Mart 2003 tezkeresinde 90 bin Amerikan askerini Türkiye'nin Güneydoğu'suna yerleştirmek isteyen bunlar değil mi?
-12 Eylül 2010 referandumu ile orduyu; yargıyı, devleti FETÖ'ye teslim ederek Türkiye'yi 15 Temmuz darbesine taşıyan bunlar değil mi?
-Bu anayasa da tuzaklarla dolu! Millete, Meclis'e tuzak var. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne tuzak var. Yargıya, adalete her kesime tuzak var!
Tuzak var ama millet, "hayır"a ikna edilemezse, muhalif siyasilerin de terörist sayılmasına yönelik söylemler geliştiriliyor! Yani muhalefet yok edilecek!
***
Soru şu: Dünya basınını ne yapacaklar?
Amerikan basınında, Trump'ın, Mısır merkezli İhvanı Müslimin hareketini terör örgütü listesine alacağı yönünde yorumlar çıkıyor. Eş zamanlı olarak "Bir Müslüman Kardeşler Lideri olan Dr. Essam el-Erian, 2007'de 'Müslüman Kardeşler tüm ılımlı İslâmcılarla yakın bir ilişki içinde olan İslâmi bir gruptur ve en tanınmışları Adalet ve Kalkınma Partisi'dir.' demişti" diye de adres gösteriyorlar...
FETÖ, kendi kazdığı kuyuya düştü!
AKP de şimdi kuyu kazıyor!
