AKP, kaosa oynuyor!
Sözcülerinin açıklamalarından anlaşılan o ki, AKP, Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımama ve yeni Anayasa değişiklikleri ile bu engeli aşma kararı aldı ve bu yönde kamuoyu oluşturulması için düğmeye bastı.
Anayasa Mahkemesi kararından sonra AKP yöneticilerinin aldığı kararlar ile yandaş medyanın tutumu birebir örtüşüyor.
Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden inceleyebileceği, esasa giremeyeceği itirazını seslendirerek, kesin olan kararı yok saymaya ve hakimlere hakaret etmeye başladılar.
Bektaş Aydınlı adlı okurumuzun hatırlattığı gibi bir taraftan da yandaş medyada, sivil itaatsizlik çağrıları yapıyorlar. Turuncu dövizler kullanan Soros yetiştirmesi bir grup da kanunsuz gösteriler yapıyor.
Halk arasında ve yandaş İnternet sitelerinde, okur mektupları yolu ile aslında “Milli Mücadele”nin hiç yapılmadığı, 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Yahudi devleti olduğuna dair propagandalar yapıyor, Atatürk’e hakaret ediyorlar.
* * *
Basındaki en önemli kalemleri ise üniversitede türban yasağının bir mason dayatması olduğunu yazıyor. Fehmi Koru, Taha Kıvanç köşesinde aynen şöyle diyor:
“Anayasa Mahkemesi’nin ’türban’kararının verilebilecek en aşırı, en sert ve en içinden çıkılmaz türden olacağını biliyordum. Uyarılmıştım çünkü. ’Türkiye’de uygulanan başörtüsü yasağı yerli bir iş değildir, uluslararasıdır ve yasağın ardında biraderler var’tezinin sahibi olan dostum tarafından...”
Yasağın ardında biraderler varsa, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardında da biraderler mi var?
Aynı yazar, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı da “367 çıkmazsa darbe yaparız” diye Anayasa Mahkemesi’ne baskı yapmakla suçluyor!
İşi Menderes ve arkadaşları aleyhinde idam kararı veren mahkeme üyelerine kadar götürüyor.
Yoksa onlar da mı biraderdi?
* * *
AKP’nin yandaş medyasının şu anda yaptığı iş, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” tir.
Türkiye’yi büyük bir iç kargaşaya doğru sürüklemek, devlet otoritesini yok ettikten sonra akıllarındaki rejimi kurmak istiyorlar. Fakat temellerini havaya uçurdukları binanın enkazı altında kalacaklar, haberleri yok!
Hukuk onların da yakasına yapışacaktır. “Kimse bizi uyarmadı” demesinler.
AKP hakkında kapatılma davası açılacak diye de Tayyip Erdoğan’ı defalarca uyarmıştık.
Partisini kapatılma aşamasına getirdi, şimdi de siyasi kaostan medet umuyor.
* * *
TBMM Başkanı Köksal Toptan ise türban düzenlemesini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığını iddia ederek “Bu demokrasi için kaygı vericidir” dedi. Toptan, yeni anayasanın yanında senato sisteminin de tartışılmaya açılmasını önerdi.
Böyle bir ortamda Anayasa değişikliği yapmak, durumu daha da kötüleştirebilir.
Toptan’ın “Kurumlarımıza ve birbirimize olan güven duygularını kaybetmemeliyiz, birbirimizi incitecek ve etkisizleştirme amacı taşıyan davranışlardan kaçınmalıyız. Bütün bunları karşılıklı konuşmak ve değerlendirmeler yapmak üzere önümüzdeki süreçte Parlamentomuzda temsil edilen siyasi partilerin liderlerini ortak bir toplantıya çağırmayı da düşünmekteyim” sözleri ise belki bir umut ışığı olabilir.
Bence Cemil Çiçek’i dinleseler iyi ederler!
Akşam muhabirleri, Cemil Çiçek’in AKP toplantısında, “Hiçbir şey yapmayalım, aksi halde gelişmeler daha da aleyhimize dönebilir. Sadece savunmamızı verip sonucu bekleyelim” dediğini, ancak MYK üyelerinin bu görüşe sıcak bakmadığını yazıyor.
O halde, yaktıkları ateşte ısınacaklar, apaçık görünüyor!