AKP iktidarının kumpasları

2008’de Anayasa Mahkemesinde yargılanan AKP’nin tek bir oyla kapatılmaktan kurtulduğunu unutmadık.

Anayasa Mahkemesinin, “Laiklik karşıtı Odak" olduğunu karara bağlayarak AKP’nin hükümlü parti olduğunu unutmadık.

FETO’nun tetikçi savcısı Zekeriya Öz’ün AKP iktidarı tarafından görevlendirilmesi ile 2008’de kurdukları “Ergenekon kumpası” kurduklarını unutmadık.

FETO’cularla AKP’lilerin 2010’da elele ererek “Balyoz kumpası” kurduklarını unutmadık.

Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “ben bu davaların savcısıyım" dediğini unutmadık.

Ergenekon ve Balyoz kumpas davaları ile Mustafa Kemal’in askerleri olan şerefli Türk subaylarını ve aydınları yıllarca esir tuttuklarını unutmadık.

AKP’li milletvekili tarafından yıllar sonra, “Askeri vesayeti kaldırmak için Amerika ve FETO ile iş birliği yaparak Balyoz ve Ergenekon operasyonlarını yaptık" itirafını unutmadık.

AKP’li Bülent Arınç’a “siyasi suikast “ kumpası ile gururumuz Türk subaylarının AKP iktidarında görevli FETO’cu polisler tarafından tuzağa düşürüldüğünü unutmadık.

Kozmik Oda baskını ile devlet sırlarının FETO’cu hâkim ve savcılara Erdoğan’ın talimatıyla verildiğini unutmadık.

AKP iktidarının yargının her hücresine FETO’cuların doldurularak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğüne karşı “paralel devlet yapısı" kumpası kurduğunu unutmadık.

26’ıncı Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, “Silahlı Terör Örgütü" kumpası ile 26 ay esir tutulmasını unutmadık.

Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında hayatlarını kaybedenleri unutmadık.

Fenerbahçe’ye “Şike Kumpası" kurduklarını unutmadık.

Haklarında yolsuzluk iddiası olan İstanbul ve Ankara başta olmak üzere AKP’li 5 belediye başkanının zorla istifa ettirdikten sonra yargıya talimat vererek onları yargılanmaktan kurtarmak için sağladıkları siyasi kumpası unutmadık.

17- 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını unutmadık.

AKP’li 4 bakan ile başbakanın oğlu Bilal Erdoğan’ın tepelere, videolara yansıyan paraları sıfırlamalarını unutmadık.

AKP’lilerin oyları ile mecliste kurulan kumpas sonucu AKP’li bakanların yüce divandan kurtulduklarını unutmadık.

Bayındırlık eski bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, “Ben ne yaptıysan Başbakan Erdoğan’ın talimatı ile yaptım. Ben yargılanacaksam o da yargılanmalı" sözünü unutmadık.

Türkiye’yi paralel yapı ile birlikte yöneterek askeriyeye de sızmalarına olanak sağlayan AKP iktidarının 15 Temmuz hain darbe girişimini MİT’in uyarısına rağmen engellememesini unutmadık.

16 Temmuz’da hayatlarını kaybeden şehitlerimizi ve gazilerimizi unutmadık.

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın tek bir kelime suçlaması olmamasına rağmen “28 Şubat Erbakan İktidarının devirmek için darbedir" diyerek şerefli Türk subaylarını siyasi yargı kararı ile müebbet hapse mahkûm etme kumpaslarını unutmadık.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çubuk’taki şehit cenazesinde linç etmek için kurdukları kumpası unutmadık.

Kılıçdaroğlu ile Kandil’deki teröristleri birlikte halay çekerken gösteren video kumpasını unutmadık.

16 Nisan referandumunda 3,6 milyon mühürsüz oy kumpası ile parlamenter rejimi yıkarak totaliter tek adam rejimi sağlanmasını unutmadık.

Gezi Parkı kumpası ile öldürülen gençleri de siyasi yargı kararları ile mahkûm edilenleri de unutmadık.

Seçilmiş Milletvekili Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayarak siyasi yargı kumpası ile cezaevinde tutulmasını unutmadık.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın siyasi yargı kararı ile tutuklandığını unutmadık.

Ekrem İmamoğlu’nun polis ifadesindeki şu tespiti çok önemlidir;

  • “Sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındım...”

AKP iktidarının yaşattığı kumpaslarının sonuncusu anlaşıldı ki CHP’ye de Ekrem İmamoğlu’na da yaşatılanlardır.

Siyasi kumpasları AKP’nin kara lekesi olmaya devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları