AKP iktidarını Murat Mercan mı kurtaracak?
Biden'ın ABD başkanı seçilmesiyle birlikte, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ne de halen Tokyo Büyükelçisi olarak görev yapan AKP'li eski milletvekili Hasan Murat Mercan'ın atanacağı duyuruldu.
Murat Mercan bir diplomat değil ama ABD resmi makamlarıyla köklü ilişkileri var.
Buna geçmeden önce, Murat Mercan'ın bir ara bütün görevlerinden istifa ettiğini hatırladım! İnternet'te araştırayım dedim, istifa haberleri var ama sebebi yok! Acaba "unutulma hakkı" mı işletildi?
Brunei Sultanlığı'na Bandar Seri Begavan Büyükelçisi olarak atanan. Prof. Dr. Hamit Ersoy hakkında "Ersoy, AKP kontenjanından RTÜK üyesi yapıldığında, 1998 yılında Kırıkkale Üniversitesi'nde doçent iken YÖK tarafından irticai faaliyetler sebebiyle görevinden alınması kamuoyuna yansımıştı." diye bilgi var ama Mercan hakkında hiçbir olumsuz haber yok!
***
"Unutulma hakkı", kişi ve kurumların internette kendi adlarıyla arama yapıldığında derlenen sonuçlar arasında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf, belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkıdır! Yani İnternet geçmişinizi sildiriyorsunuz!
TBMM'de birkaç ay önce kabul edilen yeni sosyal medya düzenlemesine göre, geçmişe ait, görüntü veya yazılarından oluşan internet içerikleri nedeniyle sıkıntı yaşayanlar, "İnternet'te unutulma hakkı"nı kullanabiliyor.
Anayasa'da böyle bir hak yok ama insan hakları ile ilgili maddeler, kıyas yoluyla yorumlanarak yasayla düzenleme getirilmiş oldu!
Kişisel Verileri Koruma Kurulu da yasadan sonra, haklarındaki bilgilerin silinmesini isteyenlerden başvurular olduğunu açıkladı.
Kimlerin talepte bulunduğu hakkında bilgi yok!
***
Murat Mercan hakkında, ABD ile ilişkileri konusunda bir kitapta bilgi var! 2002 seçimleri sırasında kitaptan alıntılar yaparak bir yazı yazmıştım.
Gazeteci Yavuz Selim'in "Milli Görüş Hareketindeki Ayrışmaların Perde Arkası: Yol Ayırımı" kitabında Şevket Kazan anlatıyor:
"Abdullah Gül, hiçbir zaman Refah Partisi için çalışmadı. Hep kendisi için çalıştı. Erbakan Hoca, Abdullah Gül'e Politik Araştırma Merkezi diye bir merkez kurdurmuştu. Dış ilişkilerden sorumluydu ya, Refah Partisi'ni Avrupa'ya, elçiliklere tanıtacağı yerde, sadece kendisini tanıttı. Danışmanı olan Murat Mercan ki aynı zamanda Melih Gökçek'in danışmanıydı; Amerika'ya boyuna fakslar gönderiyormuş... Oradan da boyuna fakslar geliyormuş. Sekreteri de bir hanım kız. Bu hanım kızın annesi de benim hanımın arkadaşı. Annesine anlatmış; 'Böyle böyle, bunlar devamlı Amerika ile fakslaşıyorlar, hep Abdullah Gül'ün propagandasını yapıyorlar' demiş. Hanım da bana söyledi. Ben de 'Belki yanlış tespit etmiştir. Öyle bir şey varsa, bir gün o fakslardan bir tanesinin fotokopisini alsın, sana getirsin, ben de göreyim' dedim. Kızı yakalıyorlar ve işine son veriyorlar.
Refahyol Hükümeti'nde, Türk Cumhuriyetleri'nden Sorumlu Devlet Bakanlığını biz almıştık. Gül, Türk Cumhuriyetlerine bir tek seyahat yapmıştır, o kadar. Adamın aklı, fikri Amerika'daydı. Bir de Amerikan Elçiliği'nde ne vardı, bilmiyorum, oradan hiç çıkmazdı!"
***
Tabii o fakslarda Abdullah Gül propagandasından başka ne vardı? O konuda bilgi yok.
Gerçi, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in, AB Liderler Zirvesi'ne hitaben "Türkiye'nin NATO'nun ve Batı ailesinin parçası olduğu gerçeğini fark etmemiz lazım." sözlerinden sonra Avrupa Birliği de Türkiye'ye yaptırım kararını Mart ayına erteledi.
BBC, "AB, Türkiye konusunda denge arayışında, kesin tavır için Biden'ı bekliyor" başlıklı bir tespit yaptı. Bakalım, Murat Mercan'ın Wasgington Büyükelçiliği'ne atanması, Biden'ı ikna etmeye yetecek mi? Biden, Türkiye'de muhalefeti destekleyerek Erdoğan iktidarını değiştirmeyi hedeflediğini açıklamıştı.