AKP hükümeti, protokoller ile Sevr'i diriltiyor!
31 Ağustos protokolleri Kars Antlaşması’nın yıldönümü olan 13 Ekim’de imzalanacaktı.
Biz, Av. Gülseren Aytaş’ın “Dışişleri Bakanlığı protokollerin 13 Ekim 2009 tarihinde imzalanacağını bildirmiştir. 13 Ekim, Ermeni meselesi için milletlerarası mahkeme ve komisyonlar kurulmasını öngören Sevr’in hükümlerini ortadan kaldıran 1921 Kars Antlaşması’nın imzalandığı gündür. Komisyon kurulmasını öngören 13 Ekim 2009, komisyon kurulmasını reddeden 13 Ekim 1921’in rövanşı olarak algılanabilir. İlginçtir, 14 Ekim 2009 tarihinde Türkiye-Ermenistan rövanş maçı oynanacaktır” sözlerini yayımlayınca Dışişleri Bakanlığı, sanki daha önce 13 Ekim tarihi açıklanmamış gibi, tarihin belli olmadığını bildirdi. Ermenistan, 13 Ekim tarihinde ısrar etti ama son olarak protokollerin bugün ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un da katılımıyla imzalanması bekleniyor.
* * *
Anadolu Ajansı’nı haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığının bir yetkilisi, Türk ve Ermeni hükümetlerinin, ülkelerindeki muhalefete rağmen, aralarındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve sınırın açılmasının çıkarlarına olduğunun farkına vardığı görüşünü dile getirdi. ABD’nin bu sürece uzun zamandır destek verdiğine ve Clinton’ın da Zürih’e giderek bu desteğin altını çizeceğine işaret eden yetkili, “Tarafları ileri gitmeye teşvik ettik ve onlarla sürekli temas halinde olduk, çünkü inancımız o ki, her iki ülke için de bu tarihi bir fırsat” diye konuştu. Yetkili, Zürih’teki imza törenine Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ve AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın da katılmayı planladığını bildirdi.
Bir protokol için bu kadar üst düzey katılımın sebebi nedir acaba?
Demek ki Ermenistan, sadece Kars Antlaşması’nın değil, Lozan’ın da rövanşını alıyor.
Peki Ermeni diasporası niçin Sarkisyan’ı protesto ediyor?
Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Unutmayalım ki Kıbrıs’taki Rum halkı da kendi lehlerine olan Annan Planı’nı reddetmişti.
* * *
Aytaş’ın belirttiği gibi Ermeni iddialarının uluslararası uyuşmazlık haline getirilmesi talepleri Sevr Projesinde vardı.
* 13 Ekim 1921 Kars Antlaşması ile Ermenistan haksız iddia ve taleplerinden vazgeçmiştir. Ermeni iddialarının milletlerarası uyuşmazlık haline getirilemeyeceği de hukuken kesinlik kazanmıştır. Yine Lozan Antlaşması da Ermeni iddialarının milletlerarası uyuşmazlık haline getirilemeyeceğini teyid etmektedir.
* 31 Ağustos Protokollerinde, mevcut sınırların “uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle” tanındığı gibi muğlak bir ifade tercih edilmiştir. Ermenistan, “Kars Antlaşması’nda tespit edilen sınırların tanınması” koşulu dahil olmak üzere Türkiye’nin hiçbir ön koşulunu kabul etmediğini açıkça beyan etmektedir. Bu durum Ermenistan’ın Türkiye sınırlarını hukukî tartışmaya açmasına gerekçe olacaktır. Türkiye, “uluslararası hukukun ilgili antlaşmaları”nın Moskova ve Kars Antlaşmaları olduğunu ileri sürse bile “protokollerde uluslararası hukuk ilkeleri ve normlarının temel alındığı, protokollerde zikredilen antlaşmaların hükümlerinin Kars Antlaşması hükümlerinden üstün olduğu, Ermenistan’ın ‘Kars Antlaşması’ndaki sınırın tanınması’ dahil hiçbir ön koşulu kabul etmediği, bu durumun yetkili kişilerce açıkça ifade edildiği, Türkiye’nin bunu bilerek protokoldeki ifadeyi kabul ettiği, Sovyetler Birliği ile Türkiye’nin tespit ettiği sınırın geçerli olmadığı, Ermeni halkının zamanaşımı tanımayan haklarının iade edilmesinin gerektiği” ileri sürülebilecektir.
Bu halde protokoldeki maddenin yorumlanması konusu, milletlerarası uyuşmazlık haline gelecek ve sınır iddiaları hakkında uluslararası yargı karar verecektir.