AKP de Türkiye de böyle devam edemez!
AP ajansı, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, 2004 yılı başındaki Türkiye ziyaretini, “Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir devlet kurmak isteyebilecek Kürtlere bir uyarı” olarak değerlendirmişti.
AKP iktidarı döneminde Suriye’de ilk isyan 2004 yılının Mart ayında çıkmıştı. Türkiye’de 28 Mart mahalli seçimleri vardı. Biz o zaman “Suriye’de oynanmak istenen oyun Türkiye’yi de kapsıyor! Dolayısıyla 28 Mart seçimlerinde oy kullanacak seçmenin, Suriye’de gerçekte ne olduğunu bilmesi gerekiyor” diyorduk! Bazıları şaşkın şaşkın yüzümüze bakıyordu!
***
Kürtlerin Kamışlı’da başlattığı isyanı, ABD’nin Suriye Büyükelçiliği üçüncü katibi ile Barzani’nin adamlarının desteklediği ortaya çıkmıştı. O sırada, Suriye konusunda uzman olan Türk yetkililer, hükümeti uyararak oynanan oyunun, Kuzey Irak ile Suriye’nin kuzeyini birleştirme operasyonu olduğunu bildiriyordu.
Biz de bu bilgilere dayanarak, “Barzani’nin hedefi, Kerkük’ü Kürdistan başkenti haline getirerek bağımsızlığını ilan etmek! Daha büyük hedef ise Kuzey Irak’ı Suriye’nin kuzeyi ile birleştirerek Akdeniz’e ulaşmak, böylece İsrail ile birleşmektir. Türkiye’nin kaderinde söz sahibi olanlara sesleniyorum... Suriye’deki olayları, uygun gördükleri zaman Türkiye’de de deneyecekler. Bu sebeple, Suriye desteklenmelidir” diyorduk.
Suriye, olayları bastırınca, ABD bu defa neredeyse yüzde yüzü Türkmen olan Telafer şehrini zulümle, katliamla boşaltmak istedi. Türkmenler direndi ve Telafer’i boşaltmadı. Bölgede büyük bir Kürt devleti oluşturmak için nüfus yapısının değiştirilmesini şart görüyorlardı. Biz 2004 yılı başında “Irak’ın toprak bütünlüğü artık kurulamaz. Mevcut şartlarda Türkiye’nin Irak’ı kendisine bağlaması mümkün olmadığına göre, Kerkük merkezli bir Türkmeneli Cumhuriyeti, Ankara’nın hazırlıkları arasında olmalıdır” önerisinde bulunuyorduk.
Türkiye, yıllar içinde ABD’nin baskısıyla Türkmenler yerine El Nusra gibi örgütlere TIR’lar dolusu silâh yardımı yaptı. El Nusra bünyesinden çıkan IŞİD ise bölgede özellikle katliama girişince, Türkmenler Telafer’i terk etmek zorunda kaldı. Aslında proje, ABD, İngiltere, İsrail koalisyonunun ortak tasarımıydı. Türkiye’ye ise kendi bindiği dalı kestiriyorlardı.
***
IŞİD’in Suriye ve Irak’ın önemli bir bölümüne hâkim olmasını bekleyen ABD, örgüt Erbil ve Bağdat kapılarına dayanınca harekete geçti ve “Kafa kesen, kadınları köle gibi alıp satan IŞİD’e karşı” havadan “meşru” saldırılar düzenlemeye başladı. Ancak havadan attığı yardımların bir kısmının IŞİD’in eline geçmesi, nasıl bir oyun oynandığını biraz ortaya çıkardı. Öyle ki Tayyip Erdoğan bile “Sınırlarımızda oynanan oyun sıradan, rastgele, basit bir oyun değil. Çünkü 1295 kilometrede bu oyun oynanıyor. Bu tuzağı veya bu tezgâhı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD’nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu ben düşünmüyorum. Muhtemelen daha üst bir akıl var” demek zorunda kaldı.
***
12 yıldır Türkiye’nin kaderi üzerinde sörf yapan Tayyip Erdoğan, o üst aklın kim olduğunu bilir elbette. Tezgâhı bildiğine göre çözüm yolunu da biliyor demektir. Fakat her ne hikmetse, hâlâ El Nusra’ya silah gönderildiğine dair haberler geliyor.
***
Yine Tayyip Erdoğan’ın, ABD baskısıyla Oslo’da gizlice başlattığı ve sonra alenen sürdürdüğü “çözüm süreci” o hale geldi ki PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H, Silopi’de bir mahalleyi “özgürleştirdiklerini” iddia ederek, özerlik ilân ettiğini duyurdu! YDG-H tarafından yapılan açıklamada “Özgürleştirdiğimiz bu mahalleye, Gelhat Pirosi adını veriyoruz” denildi.
Bilindiği gibi Murat Karayılan, Türkiye içinde bulunan PKK’lılara telsizle “Mahalleleri ele geçirin” talimatı vermişti!
AKP iktidarı da Türkiye de artık bu çizgide devam edemez...