Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

​​​​​​​Akıncı'yı Kıbrıs Türk halkı tasfiye edecek

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın söylem ve eylemleri, Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün liderine yakışmamaktadır. Akıncı ile 2. Cumhurbaşkanı Talat ne yazıktır ki, milli Kıbrıs davamıza zarar verecek şekilde siyaset yürütmüşler ve Kıbrıs Türkünün zararına olacak hamleler attılar. Talat ile Akıncı'nın ille de federasyon diye yırtındıklarını, Rumla ortaklık için çaba gösterdiklerini ve inanılmaz ödünler vermelerine ragmen bugüne kadar bir anlaşmanın olmadığını hep birlikte yaşadık. Talat, tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek temsiliyet diye Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra yeni bir maceraya yelken açmış ise de yoldaşı Hristofiyas ile anlaşamamış ve başarısız olmuştur. Kıbrıs Türkü Talat'ı tasfiye etmiştir. Akıncı da, Talat'ın akıbetine uğrayacaktır. Kıbrıs Türküne verdiği sözlerin hiçbirini tutamayan Akıncı, Rum tarafının tüm olumsuzluklarına rağmen hala daha müzakere peşinde koşmakta, yeni ödünlerin hazırlığını yapmaktadır. Kıbrıs Türkü, bütün bu olanları yakından izlemekte ve daha şimdiden kararını vermiş durumdadır.

Akıncı, Barış Pınarı Operasyonu'na destek vermeyerek, Anavatan Türkiye'nin yanında durmayarak ve adeta teröre ve teröristlere destek vererek bir kez daha gerçek yüzünü göstermiştir.

Akıncı, Kıbrıs Türkünün duygu, düşünce ve iradesine sahip değildir. Bayrak, vatan, toprak, din, iman, kısaca kutsal değerlerimiz umurunda değildir.

Akıncı, geçmişte Kıbrıs Türküne, milli davamıza katkı koyan değerlerimize de saygısız ve vefasızdır. Kıbrıs davasına üstün hizmetleri olan, Kıbrıs Cumhuriyeti anlaşmalarının gerçekleşmesi sırasında Zürih'te-Londra'da diplomatik başarı göstermiş olan Demokrat Parti Genel Başkanı, Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yu ölüm yıldönümlerinde anmak aklına gelmemiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti anlaşmalarından elde ettiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı'nın emrini vererek Kıbrıs Türkünü mutlak bir soykırımdan kurtaran, özgürlüğümüze kavuşturan hükümetin Başbakanı rahmetli Ecevit'i aramızdan ayrılışının yıldönümünde anmak, mesaj yayınlamak aklının ucundan bile geçmemiştir.

Kıbrıs Barış Harekatı olmasa, Garantör Türkiye zamanında yetişmese, rahmetli Ecevit Amerikan ve İngiliz emperyalizmine karşı büyük bir cesaret örneği göstermeyerek sözkonusu 'adaya barış ve huzur' getiren 'harekat'ın emrini vermeseydi, bugün adada Kıbrıs Türkünün varlığından söz etmek mümkün olmayacaktı. Akıncı, Rumlara ve emperyalist Batı'ya şirin görünmek adına halkına ihanet içerisindedir, halkın değerlerine, duygularına, düşüncelerine taban tabana zıt davranmakta ve tepki çekmektedir.

Aynı Akıncı, Rum liderlerin cenazelerine, anma törenlerine ya bizzat kendisi katılmakta ya da temsilci göndermektedir. Anavatanına bağlı Kıbrıs Türkünün böyle bir liderle yoluna devam etmesi mümkün olabilir mi?

KKTC'de son yapılan anketler, Akıncı'nın cumhurbaşkanlığına yeniden seçilme şansının olmadığını göstermektedir. Akıncı, birbiri ardına yarattığı skandallar ve rezaletlerle halkın gözünden tamamen düşmüştür. Akıncı'nın bir değerlendirme yapıp seçime girmemesi en doğru yol olacaktır.

Berlin görüşmesi ertelenecek mi?

Akıncı'nın 25 Kasım'da Berlin'de gerçekleşmesi beklenen 3'lü görüşmeye konsantre olduğu, yaklaşan seçime odaklandığı ve başka hiç şeyin umurunda olmadığı açıktır.

Berlin görüşmesi için Rum basınında ilginç yorum ve iddialar ortaya atılmaktadır.

Fileleftheros gazetesi; Kıbrıs sorununda atılacak ileriki adımlara ilişkin beklentilerin düşük olduğu iddiasını ortaya atarken, üçlü görüşmenin iptal edilmesine dair düşüncelerin dahi bulunduğunu ileri sürmüştür. Ankara'nın mevcut aşamada müzakerelerin başlamasını uygun görmediğini yazan gazete, Ankara'nın dikkatinin Suriye krizine çevrilmiş olduğunu, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya güvenmediğini ve kendisiyle her türlü doğrudan teması kestiğini iddia etti.

Rum medyasına yansıyan haberlere göre, Anastasiadis bilindik tutumundan vazgeçmiş değildir. Berlin'de ortak bir vizyon belirlenmesi ve bunun referans şartlarına yansıması mümkün görünmemekle birlikte Guterres'in sonuç alma ihtimali olmayan bir toplantıyı da yapmayacağı açıktır. Bana göre, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Danışmanı Lute'un, Atina, Lefkoşa ve Ankara turundan sonra Berlin görüşmesi netlik kazanacaktır. Ankara'nın 3'lü veya 5'li görüşmenin Nisan sonrasına bırakılması önerisinin ağır basacağını söylemem yanlış olmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları