Akif yaşasa Ergenekon’dan tutuklanırdı!
Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika olaylarını değerlendirirken “Biz, petrol kuyularından yana değiliz; kardeşler arasındaki vuruşmada hiçbir zaman silah tüccarlarının yanında yer almadık, alamayız” dedi.
İyi de Büyük Orta Doğu Projesi, 7 kız kardeş denilen petrol şirketlerinin ve silah tüccarlarının projesi değil mi?
Büyük Orta Doğu Projesi, Türkiye dahil 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmeyi esas almıyor mu?
Yoksa Tayyip Bey de seçime kadar Ergenekoncu veya ulusalcı mı oldu?
***
Ayrıca Amerikan Cargill firmasının tarım arazisini işgal edebilmesi için yasa üstüne yasa çıkarılması için emir veren kim?
Cargill, Türkiye’nin, Orhangazi Tesisi’nin kurulu bulunduğu tarım arazisinin “Özel Endüstri Bölgesi” olması için başvuru yaptı. Söz konusu arazi, Bakanlar Kurulu kararıyla 5 Temmuz 2005 tarihinde Özel Endüstri Bölgesi ilan edildi. Kararın iptali için Bursa Barosu öncülüğünde Bursa Meslek Odaları tarafından Danıştay 10. Daire’de dava açıldı. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen ABD siyasetinde etkili Cargill firmasının Bursa Orhangazi’de, birinci sınıf tarım arazisinde fabrika yapabilmesi için Toprak Kanunu’nda değişiklik yapıldı.
Gazeteci Emin Çölaşan, konuyu Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mustafa Çetin tarafından imzalanıp Tarım Bakanlığı’na gönderilen Nisan 2006 tarih ve 3020 sayılı yazıyı yayınlayarak belgelemişti. Kanun teklifini AKP Bursa milletvekili Altan Karapaşaoğlu vermişti.
Peki Altan beye talimatı kim vermişti?
Ve daha ötesi.. Tayyip beyden Cargill’in önündeki engellerin kaldırılmasını kim istemişti?
Kim olacak, ABD Başkanı George W. Bush elbette..
Bush, önce Erdoğan’a mektup göndererek Şeker Kanunu’nda yüzde 10 olan mısır şurubu (fruktoz) kotasının artırılmasını istemişti. Erdoğan da hemen kotayı yükselten bir tasarı hazırlatarak ABD gezisi öncesinde Bakanlar Kurulu’nun imzasına açmıştı. Bunu da gazeteci Güler Kömürcü ortaya çıkarmıştı.
Tesadüf bu ya! Cargill de mısır şurubu üretiyordu!
Pancar ekimi sınırlandırılırken kansere sebep olduğu bilinen mısır şurubu kotasının yüzde 15’e çıkarılmasını sağlayan bizzat Tayyip Erdoğan oldu!
***
Erdoğan’ın istismar vasıtası haline getirdiği iki alan daha var.
Birincisi Mehmet Akif, ikincisi Çanakkale Zaferi!
Erdoğan “Hicaz’da, El Muazzam İstasyonunda Çanakkale’den gelecek haberi bekleyen Mehmet Akif’in, bizzat Enver Paşa’nın çektiği telgrafla, o muhteşem zaferin müjdesini alınca gözyaşları içinde secdeye kapandığını” anlattı.
İyi ama Mehmet Akif o sırada niçin Hicaz’da idi? Bunu da söyleseydiniz ya Tayyip bey! Siz bilmeyebilirsiniz ama metin yazarınız bilir!
Mehmet Akif, Hicaz’da, Teşkilatı Mahsusa yani Osmanlı Devleti’nin istihbarat servisi görevlisi olarak bulunuyordu. Mehmet Akif, bir derin devlet elemanıydı. Nur içinde yatsın..
Demek ki bugün yaşasa, Tayyip beyin sayesinde derin devletçi veya Ergenekoncu diye tutuklanırdı! Hani o da “vatan elden gidiyor” diye propaganda yapıyor, dönemin İngiliz işbirlikçisi Damat Ferit hükümetine veryansın ediyordu!
***
Yine Tayyip bey, “Bu hafta Çanakkale Deniz Zaferi’nin 96. yıl dönümünü idrak edeceğiz. Bu bakımdan tüm AK Parti teşkilâtımızı özellikle Çanakkale’de bekliyoruz. Bugüne kadar hep orada beraber olduk, yine milletçe AK Parti teşkilâtı da orada olacağız” dedi.
Partizanlığın bu kadarına pes doğrusu!
Yahu Çanakkale Zaferi’nin AKP teşkilâtı ile ne ilgisi var? Bir Başbakan böyle bir konuyu partisi adına istismar eder mi? CHP ve MHP teşkilâtları da törenlerde bayrak mı göstersin istiyor? Bu nasıl devlet adamlığı?