“Ahlâksız, adi, seviyesiz, takiyeci”

Artık Tayyip Erdoğan’ın her sözü bir itiraf! Savunma yaparken bile işlediği suçları anlatıyor!
Mesela, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Şike gibi dosyaların merkezinde bulunan, yani bütün bu operasyonları yapan ekibin önde geleni, yeni emekli polis müdürü Ali Fuat Yılmazer’in, “Bütün tutuklama listelerini önceden Başbakan’a bildirdim. İlker Başbuğ’un tutuklanmasını istedi” iddiasına karşılık, “A’dan Z’ye bunların hepsi yalan. Bunlar o kadar ahlâksız, o kadar adi ki o kadar seviyesiz ki, bunlar takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler... Sen bi defa benimle hayatında kaç kere görüştün? Ya iki kere, ya üç kere görüştün. Ben senin yargı ile münasebetlerini bilen birisiyim. Bu işlerde ne kadar tezgahtar olduğunu bilen birisiyim” dedi!
Erdoğan, ortada dönen katakulliyi bile bile, şimdi “adi, ahlâksız” dediği adamlarla çalıştığını, üstelik bunlardan biri ile “iki-üç kere” bire bir görüşerek aradaki amirleri devre dışı bıraktığını da itiraf etmiş oluyor!
Adama sormazlar mı; “Ahlâksız, adi, seviyesiz, takiyeci, yalan ve iftirayı leblebi çekirdek gibi yiyen, şimdi sürülen savcılarla birlikte tazgâh kuran” dediğiniz adamlarla sizin ne işiniz vardı? Bir Başbakan, operasyon sürdüren birimdeki polis müdürü ile görüşür mü?”

***

Bir itiraf da üniversite sınavlarında soruların önceden, paralel örgüt denilen gruba verilmesi konusunda...
Erdoğan, “KPSS’lerde olanlar, üniversite imtihanlarında olanlar... Şimdi bunlarla ilgili de bazı inceleme ve araştırmalar var. Kim bilir belki de buralardan nerelere ulaşılacak” diyor.
O sene üniversite sınavlarında Türkiye ayağa kalktı, bu rezaletin sorumlusu sayılması gereken ÖSYM Başkanı’na toz kondurmadın... “MİT’i devreye soktum” dedin, bir sonuç çıkmadı. Herkesi ayakta uyuttun, şimdi paraleller seni hedef alınca mı uykuya yatırdığın soruşturmayı hatırladın?

***

Allah konuşturuyor Erdoğan’ı! Sakarya mitinginde “Bugün Niğde’den bir acı haber aldım, az önce. Ulukışla ilçesinde jandarma ve polisimize alçakça bir terör eylemi yapıldı. 2 askerimiz ve bir polisimiz şehit oldu. Bu olayı burada anlatmak benim için ağır ama ‘Başbakan’ın böyle bir şeyden haberi yok mu’ denilmemesi için bunu her an, her zaman yüreğimizin nerede çarptığını bilmeniz açısından hatırlatmak istedim” dedi.
Peki saldırganlar kim? Suriye’de Esad’a karşı savaşan Irak İslam Devleti(IŞİD) militanları?
Bunları kaleşnikof tüfek ve el bombaları ile Türkiye’ye sokan kim? Suriye’deki teröristlere her türlü yardımı yapan kim?

***

Başbakanlıkta, 11 yılı aralıksız doldurduğunu söyleyen Erdoğan, “Sizler görevlendirdiniz, ben de bu görevi yapıyorum. Demek ki milletim doğrunun, dürüstün kim olduğunu iyi biliyor” dedi.
Seçimlerde bütün işlenen suçlar aklanır mı?
O zaman “Çaldık elhamdülillah” da denilebilir mi?
Erdoğan, yine kefen söylemi kullandı ve “Bu kefenle beraber yürüyeceğiz. Zaten kefenini giyenler bu işi başarır, korkaklarla bu iş olmaz” dedi!
Türk Milliyetçiliğini de ayaklarının altına alarak Türk’e kefen biçtiğinin bilincinde demek ki!

***

Bu nasıl bir kadrodur ki “Bakara, makara” diye Kur’an ile dalga geçen, müstafi bakanı da var, Erdoğan’ı Allah’ın bütün vasıfları ile donatan milletvekili de!
Bakara suresinden “gizli din taşıyanlar” ile ilgili ayeti hatırlatanlar oldu... İbrahim Okur ise Tevbe suresinin 65 ve 66’ncı ayetlerine dikkat çekiyor:
TEVBE 65: “Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler.
De ki: Allah ile, O’nun ayetleriyle ve O’nun peygamberi ile mi alay ediyorsunuz?
TEVBE 66: “(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kafir oldunuz...”

Yazarın Diğer Yazıları