Adam olan, Anayasa’da yazılı görevini yapar

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalede bulunmayı düşünmediğini, ancak tüm senaryolara da hazırlıklı olduğunu söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Suriye’ye askeri ambargoya karşı olduklarını belirterek “Suriye’yi tehdit edip durmayın” dedi. Bu arada Rusya üç savaş gemisinden sonra, bir uçak gemisini de bölgeye göndermeye karar verdi.

***


Ahmet Davutoğlu, Türkiye’yi Rusya ile karşı karşıya gelme senaryosuna da hazırladı mı acaba?
Davutoğlu, bu arada, yüzbinlerce kişinin şiddetten kaçması durumunda uluslararası toplumun, Suriye’de bir tampon bölge oluşturulmasını düşünmek zorunda kalabileceğini belirtti.
Aslında aynı senaryo kısa bir zaman önce Türkiye’ye de uygulanacaktı. Türkiye’yi kendi halkına işkence eden bir devlet konumuna getirecekler, sonra da BM müdahalesi isteyeceklerdi.. Bunun için binlerce Kürt kökenli vatandaşımızı ikna etmişler ve Mahmur kampına yerleşmelerini de sağlamışlardı. Kamplar BM gözetimindeydi..
Aradan geçen zaman içinde Türkiye, ABD’nin isteklerini hiç tartışmadan yerine getirmeye başlayınca bu proje rafa kaldırıldı. ABD, öncelikle Türkiye’yi kullanmaya verdi. Çünkü mevcut iktidar üzerinden Türkiye ile birlikte bütün bölgeyi tam bir egemenlik altına almanın mümkün olduğunu gördü.. İşte bugün Yeni Anayasa ve Dersim tartışmaları ile yapılmak istenen tam da budur.

***


Fotoğraf, bu defa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından da çok net bir şekilde çekilmiştir:
“BOP, ABD ile Birleşik Krallık arasındaki derin, tarihi ve kadim ilişki çerçevesinde adım adım yürütülmektedir. Bu iki ülkenin Türkiye’yi, AKP eliyle ateşe sürüklediği gün gibi meydandadır. Dün kışkırttığı isyanlarla sonuç alamayan, kardeşliğimizi ne yaptıysa bozamayan, Müslüman coğrafyasına pençesini geçirerek zulmü yaygınlaştırsa da sömürü heveslerine tam olarak erişemeyenler bu defa daha farklı bir yöntemi devreye sokmuşlardır. Görüldüğü kadarıyla AKP boşuna ikram görmemekte, boş yere desteklenmemektedir. (...) Küresel hesaplar, AKP’ye altın tepsi içinde verilmiş ve biçilen vade içinde her şeyin tamamlanması istenmiştir. Başbakan ve partisi; BOP’un müzahir kadrosunda dönemsel de olsa son derece göz dolduran önemli bir aktör haline gelmiştir.”
Bahçeli, bu tespitlerden sonra, “Başbakan Erdoğan ya bu süreçte Türkiye’yi tasfiye edecektir, ya da Türk milleti buna fırsat vermeden kaderine sahip çıkarak bu siyaset karaborsacısına dersini verecektir. Ya Başbakan küresel hedefler çerçevesinde Türk milletini Orta Doğu’da dağıtacak ve büyüterek bölecektir; ya da Türk milletinin asırları aşan kudreti bu zihniyeti geldiği gibi gönderecektir. Ya Cumhuriyet’le birlikte üniter yapıyı tasfiye edip Türk milletini etnik ve mezhep grupları arasında taksim edecektir; ya da Türk milleti kutlu varlığına musallat olan belalardan, Türkiye sevdalıları aracılığıyla dün olduğu gibi yine sıyrılıp kurtulacaktır. Bu itibarla Dersim isyanı bağlamında yürütülen kampanyanın ve kutuplaşmanın; geçmişimizin masaya yatırılarak tarumar ve taciz edilmesinin, dış ziyaretlerin belli bir takvim ve plan dâhilinde yürütülmesinin arkasında ve önünde gizli hesaplar olduğu gözden uzak tutulmamalıdır” demektedir..

***


Görüldüğü gibi, AKP artık bir muhalefet partisinin lideri tarafından da alenen ihanetle suçlanmaktadır. Kimse de söylenenlerin yanlış olduğunu ileri sürememektedir. İktidar, bağıra bağıra Cumhuriyetle, devletin kurucuları ve kuruluş felsefesi ile hesaplaşmaktadır. Durum bu kadar vahimdir.
İşte devlet adamlığı, hukukçuluk, askerlik, kısacası adamlık böyle günlerde belli olur.. Adam olan, şerefli olan Anayasa’da yazılı görevini yapar. Adam olmayanlar ise dönemlik çıkarlarını korumak adına, gözünün önünde vatanın tapusunun değiştirilmesini şerefsizce seyreder..

Yazarın Diğer Yazıları