Abdullah Gül Avrasyacı mı oldu?
Ergenekon soruşturmasında “karıştırmacı” gazetecilik yapanlar, “Avrasyacılar tasfiye ediliyor” diyordu. Derken, Avrasyacılığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üstlendi.
AA’nın haberine göre Abdullah Gül ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, “ilişkilerin yeni bir aşamaya doğru ilerlemesi, dostluk ve çok boyutlu ortaklığın daha da derinleştirilmesi” ne ilişkin ortak bir açıklama yaptılar.
Abdullah Gül, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 30 milyar doları aştığını, bu rakamın, 40-50 milyar dolarlara çıkarılacağına inandığını söyledi.
Gül, bu ziyaretinin bir devlet ziyareti çerçevesinde olduğunu hatırlatarak, “İnanıyorum ki bu ziyaretim ülkelerimiz arasında yeni bir sayfa açacaktır” ifadesini kullandı.
* * *
Medvedev de iki ülke arasında çok boyutlu bir işbirliği olduğunu, imzalanan ortak deklarasyonun sadece siyasi ilişkileri değil, ticari ve insani ilişkileri geliştirmekte de “yeni bir adım” olduğunu bildirdi.
Medvedev, Türkiye ile Rusya arasında enerji projelerinin gerçekleştirilmesi çerçevesinde bir tecrübe bulunduğunu, elektrik ve atom enerjisi alanlarında da işbirliğini geliştirmeyi istediklerini kaydetti.
Rusya Devlet Başkanı, görüşmede uluslararası ve bölgesel konular ile uluslararası terörizm gibi konuları da değerlendirdiklerini belirterek, “Bu konularda ortak işbirliği imkânımız bulunmaktadır” dedi.
Kafkasya’da ve Karadeniz’de güvenlik konusunda neler yapılabileceğinin de ele aldıklarını ifade eden Medvedev, Türkiye’nin önerisi olan Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu konusunda da “samimi bir görüş alışverişinde bulunduklarını” kaydetti.
Kafkasya’da geçen sene ağustos ayında ortaya çıkan krizi hatırlatan Medvedev, Kafkasya’da yaşananların bölge ülkelerinin dışarıdan müdahale olmaksızın sorunları çözebilme yeteneğini gösterdiğini kaydetti. Medvedev, “Ortadoğu dahil ele aldığımız birçok konuda görüş birliğimiz olduğunu memnuniyetle gördük” dedi.
* * *
Bu gelişmeler, bazı çevreler tarafından “Türkiye ile Rusya stratejik müttefik oluyor?” diye yorumlanıyor. Strateji uzmanı Sinan Oğan ise Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin ABD ile Türkiye arasındaki ilişki seviyesine gelebileceğini, çok boyutlu bir ilişkinin mümkün olduğunu, fakat ABD ile İsrail arasındaki stratejik ilişkilere benzer bir ilişkinin mümkün olmadığını söyledi.
Ali Külebi de Türkiye ile Rusya’nın stratejik müttefikliğinin söz konusu olmadığını, fakat iki ülke arasında birçok işbirliği yapılabileceğini vurguladı. Külebi, ABD’nin de, Rusya’nın da Türkiye’nin stratejik ortağı olmadığını vurgulayarak, “Türkiye’nin stratejik müttefiki olabilecek iki ülke var biri Azerbaycan, diğeri Pakistan’dır” dedi.
* * *
Her neyse, Rusya ile Avrasya coğrafyasında yeni adımlar atmak, eline Avrasyacı denilenlerle ilgili “MİT şeması” geldiğinde, “delillendirin, hepsi yargılansın” talimatı veren Abdullah Gül’e nasip oldu.
Tabii “Abdullah Gül’ün Rusya ile geliştirdiği yeni ortaklık, ABD ile ilişkilerimizin izin verdiği ölçüde bir Avrasyacılıktır” da denilebilir.
Ne olursa olsun, sonuçta Türkiye ile Rusya, neredeyse Atatürk dönemindeki gibi birbirine yakınlaşıyor mu? Yakınlaşıyor!
O halde, “MİT şeması” ndan seneler sonra başlayan bu dava, Avrasyacılığın tasfiyesinden ziyade, Türkiye’deki iktidar değişimini kontrol etmek hedefine dayanan bir istihbarat oyunudur. Tabii ki sonuçları tehlikeli olabilir. Meselâ, Çeçenlerin efsanevi lideri Dudayev, Türkiye’den kendisine gönderilen uydu telefon cihazının yerinin CIA tarafından tespit edilerek Rusya’ya bildirilmesi ile öldürülmüştü!
Çeçenler, bu cinayeti unutmuş değildir.