''ABD'nin dublör ülkeleri'' kavramı…
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli''nin İsveç''te Türk Büyükelçiliği önündeki Kur''an yakma eylemiyle ilgili yaptıkları açıklamalar, sorunun doğru algılandığını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu, "Büyükelçiliğimizin önüne bir soytarıyı getirdiler, karanlık bir provokatör ve ona bir provokasyon eylemi yaptırdılar. Kutsal kitabımızın elçilik önünde yakılması söylenmiş, geldi yaktı o sefil kişi." dedi.
Kılıçdaroğlu, "İsveç-Türkiye ilişkilerini, gelmiş bu sefil kişi bozmak için her türlü provokasyonu yapmış durumda… Ama üzülerek ifade edeyim İsveç yönetimi, ''devlet zekasından yoksun, seyretti durdu'' bunu. Hiçbir şey yapmadılar, bu oyunun oynanmasına açıkça izin verdiler. O pislik o kadar alçalmış bir adam ki iğrenme duygusundan başka bir şey hissetmiyoruz." diye konuştu.
***
Devlet Bahçeli ise şöyle dedi:
"İsveç ve Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri, ABD''nin dublör ülkeleridir. Viking mantığı ABD''nin kovboy aklıyla bir ve beraberdir.
Takdir ederseniz, biz bu ağır provokasyonun ardına iliştirilen siyasi hedefleri, bazı ihtimalleri dikkate alarak görmek ve göstermek durumundayız. Birinci ihtimal; İsveç, kriz ve kaotik bir ortamın yaratılmasıyla birlikte NATO üyeliğinin sonlanmasına, değilse bile askıya alınmasına çanak tutmaktadır. Çünkü Türkiye''nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur''an-ı Kerim''in yakılmasına ifade özgürlüğü bahanesiyle izin veren bizzat İsveç hükümetidir.
Rusya ile Ukrayna arasında süregelen çatışmaların Kuzey Avrupa''ya sıçrama tehlikesi karşısında endişeye kapılan İsveç''in tahammülü olmayan bir kriz çıkararak, Türkiye''nin tepkisini çekmeyi bu sayede de Türkiye''nin reddiyle NATO üyeliğinin olumsuz sonuçlanmasını hedeflediği akla yatkın bir seçenek olarak karşımızdadır.
İkinci ihtimal ise azgın Türk düşmanı John Bolton''un da gündeme getirdiği üzere, Türkiye''nin NATO''dan dışlanması amacıyla siyasi ve diplomatik bir iklimin oluşmasına destek vermek, İsveç ve Finlandiya''nın üyeliğine mesafeli duruşun faturasını eşgüdüm halinde ülkemize çıkarmaktır.
Türkiye''nin NATO üyeliğini tartışmaya açmak isteyenler varsa; buyursun açsınlar. NATO''yla doğmadık, NATO''suz da çok şükür ölmeyiz."
***
Konuyla ilgili değerlendirmemizde biz de benzer ihtimalleri "ABD''nin dublör ülkeleri" kavramını da kullanarak incelemiştik. Bu kavramı, 28 yıl önce, PKK meselesinin görüşüldüğü ABD güdümlü Oslo süreçleri sırasında devletten bilgi alabilen bir haber kaynağımdan duymuş ve ben de kullanmıştım. Bahçeli''nin o süreçleri iyi takip ettiği anlaşılıyor…
Tabii, "Bu tür eylemlerin hep seçim zamanı ortaya çıkması AKP''ye iç politikada puan kazandırma amacı da taşıyor" şeklindeki üçüncü ihtimale Bahçeli değinmiyor çünkü Tayyip Erdoğan''ı destekliyor!
Yine Ali Babacan ve partisinin Türklüğü Anayasa''dan çıkarma söylemlerini karşı da Devlet Bahçeli, "Zillet ittifakının ağzı, zalimlerin ağzıdır. Zillet ittifakını oluşturan her partinin üslubu, Türkiye''ye zincir vurmak için hazırda bekleyen çaşıtların, çürüklerin, haçlı emeli taşıyanların, Türkleri Anadolu''dan çıkarmak için plan üstüne plan yapan firavun lobisinin kirli üslubudur. Bizim üslubumuz Türk''tür, usulümüz Türk''tür, uygarlığımız Türk''tür, unvanımız Türk''tür, dünümüz Türk''tür, bugünümüz Türk''tür, bize boyun eğdirip yerimizden yurdumuzdan çıkaracak şerefsizler korosunun muvaffak olabilmesi sadece masaldan ibarettir." dedi.
İyi de ilkokullardan "Türk''üm, doğruyum" andını; dağlardan, taşlardan hatta kışlalardan "Ne mutlu Türk''üm diyene" yazısını kaldıran, yıllar boyunca ve her fırsatta "Türk demeyin, Türkiyeli deyin" diyen kimdi?
Yine, "Anayasa''dan Türk tanımını kaldıracağız" sözünü veren, AKP grup başkanvekili değil miydi?
Bu çelişkiler üzerine bir de Sinan Ateş''in katledilmesinin suskunlukla karşılanmasını ilave edin… Bu söylem ve tutumu izah etmek mümkün müdür?