​​​​​​​ABD'nin asıl hedefi Türk-Kürt savaşı mı?

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD askeri birliklerinin Suriye'nin kuzeyinden çekileceğinden şüpheli olduklarını bildirirken, ABD Başkanı Donald Trump ise Twitter hesabında, Michael Doran'ın "Obama döneminde Kürtlerle değil, müttefikimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin can düşmanı olan PKK ile iş tuttuk. Bu politikayla Türk-PKK savaşının tohumlarını ekiyor, aynı zamanda Türkiye'yi Rusya'nın kollarına atıyorduk." mesajını paylaştı!

ABD yönetiminde, "PKK'yı Türklerin başına bela ettik, Suriye'de de PKK'nın kolunu 100 bin kişilik kuvvet haline getirdik. 30 bin TIR silah yetmedi, 'çekileceğiz' dedikten sonra da 80 TIR silah ve araç daha gönderdik. Türkleri bu gücün hakkından gelemez. Gelirse de 'Kürtleri yok ediyorlar' diye dünyayı başlarına yıkarız" tarzında bir hazırlık olduğu seziliyor.

***

Suriye sorununun asıl sebebi, ABD'nin, Türkiye, S. Arabistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ile IŞİD ve PKK'yı kullanarak bu ülkeyi paramparça etmesidir. AKP iktidarını çıkmaza sokan da ABD'nin Suriye projesine yardım ve yataklık etmiş olmasıdır. AKP iktidarı, bu sebeple ABD'nin organize ederek Türkiye, Ürdün ve Irak üzerinden Suriye'ye gönderdiği IŞİD'lilerin sorumluluğunu da üstlenmek zorunda kaldı!

Kamuoyunda ise farklı endişeler var. Deniliyor ki, "15 Temmuz darbesi, AKP'nin sistemi değiştirerek iktidarını sürdürmesini sağladı. Suriye'yi karıştırarak, Türkiye'ye yönelik güvenlik tehdidi oluşturulmasını sağlayan da AKP iktidarıdır. Güvenli bölge harekâtının sonunda da rejim tamamen değiştirilebilir!"

***

Suriye'yi parçalayıp Türkiye'nin güvenliğini de tehdit altına sokan, ülkenin nüfus yapısını değiştiren, üretimi zayıflatarak ekonomiyi çökerten ve milli kimliği tanımayanların, şimdiki sorunun altından kalkma ihtimali var mıdır?

Trump'ın tehditlerine, neden Cumhurbaşkanı Yardımcısı seviyesinde cevap verildi? Fuat Oktay, "Türkiye kendi göbeğini kendi keser. Hiçbir şartta da kendi yanı başında terör koridoru ve terör devleti oluşturulmasına asla ve asla müsaade etmez, bedeli ne olursa olsun" dedi ama Trump'ın "güvenli bölge" diye çevirdiği tel örgüler içinde hareket edeceklerini garanti etmişlerdir!

Buna rağmen, Trump niçin Türkiye'yi tehdit etmeye yeltendi? Çünkü geçmişten acı tecrübeleri var. Kıbrıs'ta Türkiye'nin, birinci harekât ile elde ettiği üçgen içinde kalmasını önceden kabul etmişlerdi. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, bunu Mehmet Ali Birand'a itiraf etmiştir. Türkiye ise ikinci harekâtı yaparak, bugünkü KKTC'nin sınırlarını çizdi. Bu yüzden Türkiye'ye ambargo koydular. Şimdi ABD, Erdoğan'ın veya Türkiye'nin, "güvenli bölge" diye Trump'ın çizdiği sınırları aşarak, PYD devletini yok etmesinden korkuyor, bu yüzden tedbir alıyor!

Yılmaz Özdil herhalde, "Ecevit gibi dik dur, canımı ye" derken "Kıbrıs Barış Harekâtı"ndaki kararlılığı kastetti. Şimdi yapılacak harekâtın adı da "Barış Pınarları" ya…

Güzel de böyle bir ihtimal var mı?

***

Trump, birinci tehdidinin yeterli olmadığını hissetti ki "Kürtler Türkiye'nin doğal düşmanı, yüz yıllardır savaşıyorlar. İnsancıl değerlerin dışına çıkarlarsa aşırı zarar görmüş bir ekonominin gazabına uğrarlar. Bunu daha önce rahip Brunson için yapmıştık." diye bir daha saldırdı!

Türkiye'nin, Suriye'de veya Irak'taki Kürtlerle bir sorunu yok. Aksine tarih boyunca Türkler nerede hâkimiyet kurmuşsa, içinde Kürtler de bulunmuştur. ABD, 1915'te Ermenileri kışkırtarak oynadığı oyunu şimdi Kürtler üzerinden tekrarlamaya çalışıyor ama 30 bin TIR değil 300 bin TIR silah da gönderse başaramayacak çünkü Kürtlerin kaderi Türklerle birlikte yazılmıştır, bunu hiçbir proje değiştiremeyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları