ABD ve Rusya'nın Karabağ paralelliği...
Tam da ABD ve Rusya'nın her alanda işbirliği yaptığını yazmıştık ki, Dağlık Karabağ konusunda da paralel tavır takındılar...
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununda savunduğu pozisyonu paylaşmadıklarını açıkladı. Lavrov, bölgede askeri çözümün kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Lavrov, Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sıcak temas hattı boyunca Rus askeri gözlemcilerin konuşlandırılmasının doğru olacağını ancak bunun tarafların vermesi gereken bir karar olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da bir radyo konuşmasında "Ermenilerin, Azerbaycanlıların yaptıklarına karşı kendilerini savunabileceklerine dair umutluyuz" dedi ve Türkiye'nin Azerbaycan'a kaynak sağlayarak ateş gücünü artırdığını ve çatışmaların şiddetlendiğini söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilmediği takdirde Dağlık Karabağ'ın tamamını geri alacaklarını söyledi. Aliyev, Rusya'nın Dağlık Karabağ'a askeri gözlemciler yerleştirilmesi teklifiyle ilgili olarak da, böyle bir adımın, çatışmaların sonuna doğru tartışılabileceğini belirtti.
***
Peki neden böyle oluyor, yani ABD ve Rusya, uzun zamandan beri neden paralel davranıyor?
Bunun sebebini geçen yıl Kasım ayında yayınlanan New York Times Gazetesi Yayın Kurulu'nun görüşünden çıkarabiliriz. New York Times, Amerika Birleşik Devletleri'ni, "Rusya ile daha sağlam bir ilişki kurmaya ve böylece Çin'den uzaklaştırmaya" davet etmişti.
New York Times, ABD ile Rusya'yı sanki sağlam bir ilişki içinde değilmiş gibi Amerikan kamuoyunu yanıltıyor, Çin'e karşı uzun süreden beri gelişen ABD-Rusya gizli ittifakını, kendilerinin bir önerisi gibi sunuyordu.
Bu davet, İngiltere'nin canını sıkmış olmalıydı ki, bir derin devlet kuruluşu olan Chattam House yazarı Dr. Nigel Gould-Davies, "Az sayıda insan Çin-Rus iş birliğinin Batı için istenmeyen bir gelişme olduğuna itiraz ediyor ama Batı, daha iyi seçeneklere sahip." ifadelerini kullanmıştı.
***
Çin, Azerbaycan ve Türkiye olmaksızın, Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nin hayata geçmeyeceğini biliyor. Bu sebeple iki ülkeye de yatırım yapmaya çalışıyor. Karabağ ve Zengezur koridoru, tam da o yolun üzerinde…
Türkiye, Çin hükümetine toplama kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerinin serbest bırakılması çağrısı yapılan ve 39 ülkenin imzaladığı mektubu imzalamadı! Çağrının neden imzalanmadığı sorgulanırken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Etnik, kültürel ve dini bağlara sahip olduğumuz Uygur Türklerinin huzur, güvenlik, refah ve mutluluğuna özel önem atfediyoruz. Uygurlu kardeşlerimizle ilgili gelişmeleri her zaman yakından ve büyük hassasiyetle takip ediyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı da konuyla ilgili Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk imzasıyla bir analiz yayınladı. Analizde "Türkiye de 6 Ekim 2020 tarihli BM Genel Kurulunda resmi olarak Çin'in Uygur Türklerine yönelik zulmünü kınamıştır. Çin'in Ankara Büyükelçiliği ise bu kınamayı geciktirmeden sert bir şekilde eleştirmiştir. Ayrıca Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de Türkiye'nin Doğu Türkistan'da cereyan eden vahşete artık daha fazla seyirci kalamayacağının sinyalini vermiştir." değerlendirmesi yapıldı.
İmza konusu Türk kamuoyu tarafından bilinmezken, AKP sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye, Uygur Türklerinin ve Doğu Türkistan'daki diğer Müslüman toplulukların insan haklarına saygı gösterilmesini, inanç hürriyetlerine saygı gösterilmesini, buradaki kampların kapatılmasını sürekli olarak Çin makamlarına bildiriyor" diye açıklama yapmıştı.
***
Özetlemek gerekirse Karabağ'daki çatışmalar sadece Azerbaycan-Ermenistan mücadelesi değildir. Burada ABD ve Rusya ile Çin'in mücadelesi de söz konusudur. Tabii Türklük açısından konuya, Elçibey'in, "Karabağ Türk Dünyası'nın gırtlağıdır" tespiti ışığında yaklaşmak gerekir.