ABD ve AB ile yeni sayfa açmanın maliyeti!
Almanya'nın Sesi, Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği'ne yönelik "Yeni bir sayfa açalım" önerisine, AB'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini'nin, "Bu beyan, bir U dönüşü anlamına geliyor" analiziyle cevap verdi.
Pierini, "Muhakkak ki, bunda Türkiye ekonomisinin çok kötü bir durumda olması ve Avrupalı yatırımcılar ile bankacıların Türkiye ile iş yapmaktaki isteksizliği etkili olmuştur. Bir diğer neden de, Türkiye'nin savaş gemileri eşliğinde giriştiği sondaj faaliyetleri ile göçmenleri Yunanistan sınır kapılarına göndermek gibi hamlelerinden beklediği sonuçları alamamış olması." diye konuştu.
Marc Pierini, Avrupalı liderleri "kaprisli" olmakla suçlayan, liderlerin "akıl sağlığını sorgulayan", "Nazi" gibi ağır ithamlarla hedef alan Türk siyasi liderliğinin, "ilişkilerde yeni bir sayfa açmak" niyetinde ne kadar samimi olduğunu öngörebilmenin çok güç olduğunu kaydetti.
Pierini, Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve NATO üyeliği ile bağlı kalmayı taahhüt ettiği hukuk devletinden, AB'nin temsil ettiği ilkeler ve değerlerden çok uzaklaştığını, hatta tezat içinde bulunduğuna dikkat çekti.
Pierini "Uçurum o kadar derinleşti ve büyüdü ki artık bunu sadece boş laflarla değil de gerçekten de somut adımlarla kapatılabileceğini düşünmek çok zor" dedi.
***
Pierini, Avrupa'nın Türkiye'ye bakışının tipik bir örneği.
Üstelik ABD ve AB ile yeni sayfa açmanın çok ağır siyasi sonuçları da olabilir. Bu konuda veryansıntv'de yayınlanan "Türkiye stratejik baskı altında" başlıklı incelemesinde Nejat Eslen, önemli sorular sordu:
"ABD'de artık dizginler Biden'in ellerinde olduğuna ve hem AB ve hem de NATO, Biden ile uyumlu hareket edeceğine göre, acaba bizden;
- Doğu Akdeniz'de daha sakin,
- Ege denizinde Yunanistan'a karşı daha saygılı,
- Suriye'de PKK'nın korona virüs gibi transformasyona uğramış şekli PYD'ye karşı daha anlayışlı,
- Kıbrıs'ta çözüme yakın,
- Rusya'ya ve İran'a karşı daha soğuk,
- Karadeniz'de Rusya'nın karşısında NATO görevlerine istekli,
- Gerektiğinde İran meselesinde katkı sağlamaya hazır,
- 'Kürt sorunu' (!) için yeniden gönüllü olmamız mı istenecektir?
Yeni bir sayfa açmanın maliyeti bunlar olacak ise bu maliyet kabul edilebilir mi?
Aklıma başka sorular da gelmeye başladı;
- Biz Doğu Akdeniz'de, Oruç Reis ile hak iddia ettiğimiz her yerde arama yapabiliyorken şimdi neden sadece Antalya körfezinde arama yapıyoruz?
- Neden Yunanistan ve Almanya Oruç Reis'in sadece Antalya körfezinde arama yapmasını memnuniyetle karşıladı?
- Yunanistan, neden Ege denizinde gayri askeri statüde olması gereken adalar dahil olmak üzere, bize karşı büyük çaplı askeri tatbikat başlattı?
- Neden kendisini mareşal sanan Hafter, Libya'da bize meydan okumaya başladı?
- Neden sürekli transformasyondan geçerek isim değiştiren PKK, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde hareketlendi?
- Neden biz ABD ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazırlanırken, Atlantik Konseyi, '2020 İçin On Risk On Fırsat' başlıklı raporunda, Türkiye'yi 'küresel bir tehdit, yayılmacı bir haydut devlet' olarak tanımladı?
- Yoksa hazinesinde sorunlar yaşayan Türkiye, stratejik baskının etkisi altına mı girdi?
Trakya'da Yunanistan sınırından başlayan, Ege denizi üzerinden Girit'e, Kıbrıs'a, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinden İran sınırına kadar uzanan geniş bir yayda, Atlantik yapısı tarafından çevrelenen ve sürekli sıcak paraya ihtiyaç duyan Türkiye'nin ABD ve AB ile yeni sayfalar açmasının maliyeti büyük olacak gibi…"
***
Darbecilik iddialarını, özde mi "sözde" mi atışmalarını tartışmak da mümkün ama gerçek siyasi gündem bu!