ABD Türkiye'ye karşı neden saldırganlaştı?

Amerika'nın Sesi Türkçe haber sitesi, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ile röportaj yaptı. Haberi, sadece Türkçe bilenler okuyabiliyor!

Halaçoğlu'nun kısa konuşması, ABD basınında yayınlanmış, Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerine gönderilmiş olsaydı, Türkiye aleyhindeki Ermeni soykırımı iddiası ile ilgili tutumları değişir miydi?

Değişmezdi! Sebebini Halaçoğlu açıkladı:

"Bu, kesinlikle siyasi bir karar. Yoksa Ermeni soykırımı olmadığını en iyi bilen Amerikalılar... Zira 1922 Kasım itibariyle, yani savaşların bittiği bir zamanda ABD'nin Ortadoğu yardım kuruluşu ile İstanbul'daki İngiliz Büyükelçiliği o zamanki Cemiyet-i Akvam adına Ermenilerle ilgili ortaklaşa bir araştırma yaptılar. Burada dünyada dört milyon üç bin Ermeni'nin var olduğunu söylüyor. Bunun 817 bin 873'ünün, Türkiye'den göç etmiş Ermeniler olduğunu yazıyor. Göç ettiklerine göre demek ki ölmemişler. Ayrıca 95 bin Ermeni kadın ve çocuğun Müslüman olduğunu ve Kemalist Türkiye'nin hâkim olduğu bölgelerde yaşadığını belirtiyor. İstanbul'da 148 bin 997, Anadolu'da da 131 bin 175 kişinin Ermeni kimliğiyle yaşadığını söylüyor. Soykırım olsa bunlar burada yaşayamazlardı. Zaten topladığınız zaman bir milyon 194 bin yapıyor. 1914 Osmanlı nüfus sayımlarına göre bir milyon 290 bin civarında Ermeni nüfusu var. Böyle baktığınızda yaklaşık 90 bin civarında Ermeni nüfusta eksik var. Ama bunların da nerelerde hayatlarını kaybettikleri belli... Fransa için ölen Ermeniler, Fransız arşivlerinde listeler halinde var. Rusya'ya göç etmiş olan Ermenilerden ne kadarının koleradan ne kadarının açlıktan öldüğü de Rus arşivlerinde belli. Türkiye'de eşkıya saldırıları nedeniyle ölenlerin sayısı da aşağı yukarı sekiz bin civarında. Hastalıktan Anadolu'da ölen 37 bin civarında insan var. Bunların hepsini sayarsanız zaten o rakama ulaşıyor. Amerikalılar bunları çok iyi biliyor."

***

Öyleyse neden şimdi Amerikalılar soykırım olmadığını bile bile soykırım kararını kabul ediyor?

Halaçoğlu'na göre, "Muhakkak ki bu Ortadoğu'da Suriye meselesi ile ilgilidir. Amerika, Ortadoğu'da Suriye'nin de Irak'ın da bölündüğü, Akdeniz'e kadar uzanan bir devlet kurma peşindedir. Türkiye yaptığı iki harekâtla, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile bunun önüne geçti. Bu iki harekâtla bu koridorun açılması önünde belirli bir engel teşkil edildi. Türkiye'nin son harekâtı dolayısıyla Amerika büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bu devleti oluşturamayacağı ortaya çıktı."

Halaçoğlu'nun, Ermeni iddiaları ile ilgili tarihi tespitleri ne kadar doğruysa, ABD'nin son harekât dolayısıyla hayal kırıklığına uğradığı görüşü o kadar hatalıdır. Öyle ya sınırlı harekât için Türkiye'yi teşvik eden ve askerlerini o bölgeden çeken ABD değil mi? PKK/YPG kuvvetlerini, 30 kilometre derinliğindeki hattın güneyine çektiren ABD değil mi? 30 kilometrelik hattın güneyinden yine ABD desteğiyle Akdeniz'e kadar ulaşmalarının önünde Rusya dışında bir engel var mı?

Ayrıca, ABD'nin ilk Büyük Orta Doğu Projesi haritasında, "Free Kürdistan" için denize çıkış Akdeniz'den değil Karadeniz'den planlanıyor. "Fırat'ın doğusu" derken, Amerikalılar, bütün Fırat'ın doğusunu kastediyor. Çünkü Fırat ve Dicle'nin kontrolünü İsrail'e vermek istiyorlar. Bu iki nehri kontrol etmeden "Büyük İsrail"in kurulamayacağını öngörüyorlar.

Avrupa Birliği de 2006 yılında açıkladığı Katılım Müzakereleri Çerçeve Belgesi'nde, "Fırat ve Dicle sularının, aralarında İsrail'in de bulunduğu uluslararası bir konsorsiyum tarafından yönetilmesi"ni isteyebilmişti.

***

ABD'nin, mutabakata vardığı halde Türkiye'ye karşı saldırganlaşması, yaptırım kararları alması, daha geniş kapsamlı bir yıpratma ve çökertme kampanyası başlatacağının göstergesidir.

Meselenin doğru anlaşılması gerekir ki tedbir alınabilsin!

Yazarın Diğer Yazıları