ABD, Türkiye adına konuşuyor!
ABD’deki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le birlikte konuşmacı olarak katılan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye güçlerinin son iki gün içerisinde Halep çevresinde yığınak yaptığına dair bilgi edindiklerini belirterek, bunun, “stratejik ve ulusal çıkarları” açısından Türkiye için bir “kırmızı çizgi” olabileceğini söyledi. Böylece Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin artık ABD tarafından açıklandığına da tanık olduk! Türkiye’nin stratejik ve ulusal çıkarlarının ABD’yi ne kadar çok ilgilendirdiğini de öğrenmiş olduk!
Suriye yönetimi ise ülkede yaşanan olaylardan ABD’yi sorumlu tuttu.
***
İngiltere’nin Independent gazetesinin, İstanbul muhabiri Justin Vela’nın özel haberine göre Körfez ülkeleri, Ankara’nın bilgisi dahilinde, Türkiye üzerinden Suriyeli muhalifleri silahlandırıyor. Gazete, Ankara’da bulunan Batılı bir diplomatın ifadesine dayandırdığı özel haberinde, Suudi Arabistan ve Katar’ın, Türkiye üzerinden muhalif Özgür Suriye Ordusu’na silah temin ettiğini, teslimatın Türkiye tarafından da desteklendiğini yazdı. Habere göre, üç hafta önce Suudi Arabistan ve Katar’dan Özgür Suriye Ordusu’na bağlı muhalif askerlere, Kalaşnikof, makineli tüfek, el bombası ve tanksavar silah teslimatı yapıldı. Independent, Özgür Suriye Ordusu’na bağlı bir askerin “Türkiye hükümeti silahlanmamıza yardım etti” sözlerine yer verirken teslimatın gemi ile yapıldığını bildirdi.
New York Times gazetesi ise Suriye Ulusal Konseyi ve diğer başka aktivistlere dayanarak muhaliflerin “kısa bir süre önce Suudi Arabistan ve Katar’ın finansal desteği ile Türkiye’den tanksavar füzeleri aldıklarını” yazdı!
***
Başından beri söylediğimiz gibi, asırlarca İslam’ın kılıcı olmuş Türk Milleti, kendi seçtiği iktidarı üzerinden İslam dünyasını vuranlarla işbirliği yapar duruma düşürülmüştür. Zaten “Arap Baharı” denilen olaylar da İstanbul’da tezgahlanmıştı. 30 Nisan-1 Mayıs 2005 günlerinde, Topkapı’daki Eresin Otel’de “Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Örgütleri Toplantısı” düzenlenmişti! O zaman Katar’da yayınlanan Al Şark gazetesi, İstanbul’daki toplantının BOP kapsamında yapıldığını yazmıştı.
El Kudüs El Erabi adlı gazete ise Mısır ve Suriye’deki İhvanı Müslimin örgütü ve sivil toplum kuruluşları için ABD’nin 1.1 milyar dolar kaynak ayırdığını ve bu örgütleri kullanarak, Arap ülkelerinde darbeler hazırladığını, para ile ilgili haberlerin USA News’den alındığını da yazıyordu.
Suriye’deki çatışmalar başladıktan sonra Newsweek’in yazarı Owen Matthews, Suriyeli siyasi muhaliflerin şimdiye kadar sağlanan “en geniş koalisyonu” nun, Esad rejimine “ölümcül bir darbe” vurmak üzere İstanbul’da toplandığına dikkat çekmişti.
Nitekim muhalifler de Beşşar Esad yönetimini devirmenin tek yolunun silahlı direnişten geçtiğini resmen açıkladı.
Esasen Arap Baharı diye tanıtılan olaylar, Arap ülkelerinin BOP’a uyarlanmasıdır. Mısır’da da, Suriye’de de olayların arkasında Müslüman Kardeşler Örgütü vardır. Onun arkasında da CIA parası..
***
Bugünkü ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton dahil, Amerika’yı yönetenler, “Dış politikada birinci önceliğim her zaman İsrail’i korumak olacaktır” ifadelerini seçim kampanyalarında kullanmışlardır.. İşte bugün AKP iktidarının Suriye’yi karıştırarak yaptığı da birinci derecede İsrail’i korumaktır.