Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

ABD kurtarır, biz kendimize bakalım

ABD'de demokrasiyle bağdaşmayan olaylara baktığımızda, provoke olabilecek anlayış ve kültürde bir kitle oluştuğunda, bir başkanın dahi kışkırtıcı olabileceğini gördük. Demokrasi havarisi geçinen ABD'ye bu görüntü ders olsun. Dilerim ve umarım bizde böyle şeyler olmaz. Bu olay, ABD tarihinde ibretle anılacaktır.
Bu kaosun bir süre daha etkisi görüldükten sonra yeniden normale dönüleceği beklenmektedir. ABD, müdahale ve ifadelerinde artık demokrasiden bahsedemez. Ancak bu durum, ABD'nin dış politika anlayışında bir değişikliğe de sebep olmaz. Sadece yeni başkanın tercih ve yönlendirmeleriyle bazı farklılıklar görülebilir. Bunun işaretini de, önceki demeç ve davranışlarıyla oluşturmakta olduğu kadrosunda görmek mümkündür.
Müesses nizam devam ediyor, demokratik kurumlar çalışıyor. ABD bundan sıyırır. Biz yeni dönemde nelerle karşılaşacağımıza bakalım.

Türkiye-ABD ilişkileri sıkıntılı
En önemli görüş ayrılığı, ABD'nin YPG'ye verdiği destektir. ABD, YPG'yi, IŞİD'le mücadele eden müttefik olarak görmektedir. Biden da bunun savunucusu ve uygulayıcısıdır. Türk düşmanı ve YPG sempatizanı McGurk'u, Ortadoğu ve Afrika Koordinatörü olarak ataması da bunun bir sonucudur.
Biden'ın, Trump'ın Suriye'nin kuzeyinden çekilme kararını eleştirerek "YPG'yi Türkiye karşısında yalnız bıraktı bu affedilemez" demesi, ABD Suriye Özel Temsilcisinin de, Türkiye'nin PYD'ye saldırısını önlemek için yaptırım uygulanabileceğini ve bölgenin savunmasız olduğunu söylemesi dikkat çekicidir. Amaç, IŞİD'le mücadele adıyla oluşturulan PKK/YPG/SDG'nin bölgede hâkimiyet sağlayarak, Suriye'nin en azından siyasi bütünlüğünü parçalayıp, kuzeyde kendisine müzahir otonom/federatif bir Garnizon Devlet oluşturmaktır.
Ayrıca Biden'ın Peşmerge dostu ve üç parçalı federal Irak düşüncesinin mimarı olduğu da bilinmelidir. PKK'lı teröristlerin, Sincar merkezinden çıktığı söylenip çıkmaması, Biden dönemine hazırlık olarak algılanmalıdır.

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde bir terör devleti/Kürt koridoru oluşturma düşüncesi ve çabası, Türkiye için bir güvenlik, hatta beka konusu olmaya devam edecektir.
S-400 anlaşmazlığının, yeni dönemde daha fazla sıkıntı yaratacağı beklenmekte, Biden'ın D. Akdeniz ve Ege konusunda Yunanistan'dan yana olduğu bilinmekte, Halk Bankası davasında da, yargı sürecini etkilemeyeceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan Biden ve Türk düşmanı olarak bilinen yardımcısı Harris'in sözde "Ermeni soykırımı" konusundaki tutumu da Türkiye aleyhinedir.

Sonuçta Biden'ın geçmişteki tavrı, açıklamaları ve oluşturduğu kadrosu, Türkiye karşıtlığıyla dikkat çekmekte ve muhtemel tutumunu göstermektedir. Türkiye durumu bu çerçevede değerlendirmeli ve hazırlıklı olmalıdır.
AB'yle iyi ilişkiler arayışı
Olumsuz hava, AB'nin yaptırım kararını Mart zirvesine bırakmasıyla sakinlemiştir. Ancak ABD'deki yeni kadronun tutumuyla koordineli hareket edileceğinin belirtilmesi sıkıntılıdır.
Türkiye'nin, AB'yle yakınlaşma çabası ve Oruç Reis'i Haziran'a kadar Antalya Körfezi'nde tutması, bu tarihe kadar Doğu Akdeniz kaynaklı bir gerilim yaşanmayacağını ve görüşmelerin bu ay sonunda başlayabileceğini göstermektedir.
Yeni süreçte, göç mutabakatının yenilenmesi, demokratikleşme ve yargı reformu önemli olacaktır. AB Türkiye'den, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında ilerleme ve AİHM kararlarına uyulmasını beklemektedir. AB finans desteğinin devamı, vize serbestisi, gümrük birliğinin güncellenmesi, uluslararası Doğu Akdeniz Konferansının düzenlenmesi ve KKTC'nin de burada yer alması, Türkiye'nin üzerinde duracağı hususlar olacaktır.
Yunanistan konusuna geçen hafta değinmiştim. Tespit ve önerilerimin arkasındayım. ABD, AB ve Yunanistan'la ilişkilerde, egemenliğimizden, hak ve hukukumuzdan taviz verilemez. Onları tatmin ederek sıkıntıdan kurtulmayı hedef alan bir tutum asla kabul edilemez.

Rusya ihmal edilmemeli
Rusya'yla ilişkilerde, Suriye, Libya, Karabağ konuları yine ön planda olacaktır. Rusya'yla ancak konu bazında mutabakatlarla yürütülen ilişkilerin daha da geliştirilmesine çalışılacağı, bunun Batı ve NATO'yla iyi ilişkilerimize engel teşkil etmeyeceği anlayışıyla dengeli bir tutum sergileneceği değerlendirilmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları