ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

ABD’nin çatı istihbarat örgütü “Ulusal İstihbarat Ofisi” nin “Küresel Trendler 2030” raporuna göre Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda Kürdistan’ın yükselişi sebebiyle bölünme riski var. Raporu hazırlayan Mathew Burrows, “Bu Orta Doğu için en kötü senaryo ve gerçekleşmeyeceğinden emin olmalıyız” dedi.
“Ulusal İstihbarat Ofisi” , ABD Hükümeti’ne stratejik düşünce konusunda fikirler sunmakla görevli. Raporda, ABD’nin dünyadaki ağırlığının azalacağı, Çin, Hindistan, Brezilya gibi yeni güçler ortaya çıkacağı ve ABD’nin de Türkiye, G. Afrika, Endonezya gibi yeni bölgesel güçlerle geliştireceği ortaklıklarla dünyadaki etkisini devam ettireceği belirtiliyor.
Raporda “Çin ekonomisi, 20 yıl içinde ABD’yi geçecek ve Asya 2030’a kadar küresel güç olmayı K. Amerika ve Avrupa’nın elinden alacak. Türkiye, Büyük Orta Doğu’da ve daha az ölçüde ise Orta Asya’da kilit bir aktör” deniliyor.

***

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, konuyu “Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma stratejisi” olarak değerlendiriyor ve “ABD artık stratejisini Çin’i kuşatma üzerine kuruyor. Dolayısıyla özellikle askeri gücünü bu bölgeye kaydırıyor. Orta Doğu’daki çıkarlarını ise NATO ve bölgedeki müttefikleriyle sürdürecek. İlk defa ABD resmi kurumları Türkiye’nin bölünmesi senaryosunu resmen açıkladı. Türkiye için bu alarm zilidir. Bir taraftan Kürtçülerin faaliyeti, bir taraftan İmralı’yla temasların devam etmesi özellikle Büyükşehir Yasası’nın çıkarılması... Bu yasa bölünme için atılan çok ciddi bir adımdır. Türk Silahlı Kuvvetleri de Ergenekon ve Balyoz ile susturuldu. Ordu dönüştürülüyor. Bütün bu projeler için yeni bir Türkiye, yeni bir ordu isteniyor” diyor.

***

“ABD’nin Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma stratejisi” ni basında ilk gündeme getiren İbrahim Karagül olmuştu.
Karagül, 25 Şubat 2004 tarihli “Demokratik kolonyalizm” başlıklı yazısında, “Büyük dönüşüm politikasının örnek ülkesi Türkiye, AB tarafından Orta Doğu-Orta Asya’ya açılmak için sıçrama tahtası olarak görülürken, ABD için İslam dünyasına karşı bir cephe ülkeye dönüştürülmek isteniyor.
ABD’nin İslam coğrafyasına sokulmuş askeri ve siyasi üssü haline gelecek Türkiye, ABD ve İsrail’e yönelik öfkeyi göğüslemek zorunda kalacaktır. George Bush’un ’Türkiye cephe ülke’ sözü Türkiye’nin tehlikeli bir çatışmanın içine sokulacağına işaret ediyor” diye yazmıştı.
Karagül, “ABD’nin Türkiye’deki İslamcı çevrelere yönelik diyalog ve işbirliği arayışı, İslam’ın kontrol altına alınması ve Müslümanların dönüştürülmesi genel projesinde ne kadar etkili olacak? Soğuk Savaş dönemi ürünü kadroların tasfiyesinden sonra ortaya ne tür siyasi gruplaşmalar çıkacak? İslamcılar, bu yeni siyasal çevrede nerelere savrulacak” diye soruyordu.
Bugün geldiğimiz noktada, gördüğümüz şu ki, Karagül bile bu yeni siyasal çevrede bir yerlere savrulmuştur. Çünkü artık bahsettiği Amerikan politikalarının uygulayıcısı olan AKP iktidarına tam destek veriyor.
Yine Karagül’ün açıkladığı 2003 ve 2004 tarihli Rand Corporation raporlarında “İslam kendi içinde çatışacak” öngörüsünde bulunuluyordu! 2004 raporunun başlıklarında “Arap-Arap olmayan bölünmesi, etnik topluluklar, kabileler ve klanlar, Sünni İslam’ın merkez ağırlığının Arap dünyasının dışına çıkarılması ve Irak merkezli olarak Şiiler’le siyasi işbirliğine gidilmesi, Ilımlı Müslümanlar Enternasyonali oluşturulması, radikal birlikteliklerin dağıtılması ve para kaynaklarının kesilmesi, medrese ve camilerde reform, alternatif İslami gruplara ekonomik destek verilmesi, ılımlılığı ve modernliği savunan Müslüman sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi, İslamcılara siyasi destek verilerek ılımlı akımların güç kazanmasına yol açılması” gibi ifadeler vardı.

***

Son raporda da Türkiye’nin, bölgede ABD çıkarlarını korumak için Suudi Arabistan ve Katar ile ittifak halinde olacağına işaret ediliyor. Bu Amerikan yörüngesi iki ülke ile birlikte anılması bile Türkiye’nin, AKP iktidarı ile nereye savrulduğunu gösteriyor.
Utanç verici olan husus, din istismarı ile iktidarı ele geçiren siyasal İslamcıların, ABD projelerine hizmet ediyor olmalarına rağmen, Türk halkından destek bulabilmesidir..

Yazarın Diğer Yazıları