​​​​​​​ABD, Irak'ta kalabilecek mi?

İran'ın, Irak, Suriye, Lübnan ve Afganistan'daki askeri operasyonlarını yöneten Kudüs Gücü Komutanı Süleymani ve yine Irak'ta İran'ın oluşturduğu Haşdi Şabi örgütü yöneticilerinin Bağdat'ta ABD saldırısında öldürülmesi, bölgede büyük gerilime yol açtı.

Bilindiği gibi, Haşdi Şabi'nin organizasyonuyla, Bağdat'taki Amerikan Büyükelçiliği basılmış ve ateşe verilmişti. Geçtiğimiz Haziran ayında trafiğe açılan 10 kilometrekarelik "yeşil bölge"nin ortasında bulunan kale gibi binanın basılması, bu ülkedeki Amerikan varlığına yönelik bir uyarıydı. ABD bu uyarıya çok daha büyük bir karşılık vermiş oldu ve kaybettiği psikolojik üstünlüğü bu saldırıyla yeniden elde etmeye çalıştı.

***

Türkiye'de olay duyulur duyulmaz, konuyu Şiilik-Sünnilik açısından değerlendirenler oldu! Meselenin böyle görülmesi, Amerikan saldırısını desteklemek anlamına gelir. Oysa İran Türkiye'nin komşusudur ve İran halkının yarısı Türk'tür. İran'a yönelik büyük bir Amerikan saldırısı, aynı zamanda Türklere yönelik bir saldırı demektir. Konuya Türklük açısından baktığınızda durum budur.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, saldırıya cevaben "Suçluları acı bir intikam bekliyor" derken Lübnan'deki Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah, "Süleymani'nin katillerine kısas uygulamak tüm direnişçilerin görevidir" dedi. Hizbullah, 2006 yılındaki savaşta, Kasım Süleymani'nin askeri taktikleri ve desteğiyle, 1948'de kurulan İsrail'e ilk yenilgisini yaşatmıştı. İsrail, tarihteki en ağır yenilgisini ise Babil kralı Nabukadnazer'den almıştı!

***

Anadolu Ajansı, "Süleymani'nin öldürülmesinin ardından gözler misilleme ihtimalleri sebebiyle ABD'nin Irak'taki askeri varlığına çevrildi. ABD'nin, bu ülkede bilinen 9 askeri üssü var." yorumunu yaptı.

Irak'taki Şii milis gücü Haşdi Şabi bünyesindeki Asayib Ehlilhak Örgütü lideri Kays el-Hazali de "Suikastın karşılığı; İsrail'in sonu ve ABD'nin bölgeden çıkarılması olacak." dedi.

ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği, Amerikan vatandaşlarının Irak'ı acilen terk etmesi için çağrı yapıtı ve büyükelçilik binasına yaklaşmamasını istedi.

İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii ise ABD'nin, Kasım Süleymani'yi öldürerek, "kırmızı çizgiyi aştığını ve yakın zamanda kararlı bir cevap alacağını" söyledi. Rebii, "ABD'ye Trump'ın ve tüm başkanlarının hatırlayacağı bir ders vereceğiz" dedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, saldırının ardından bütün tarafları "gerilimi düşürmeye" çağırdı ama bunun anlamı İran'ı yenilgiyi kabul etmeye çağırmaktır!

Nitekim Irak Hizbullah Tugayları, Irak Meclisi'ne "ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması için yasa çıkarılması" çağrısında bulundu.

Irak Meclis Başkanı Birinci Yardımcısı Hasan el-Kaabi de yaptığı yazılı açıklamada, Meclisin olağanüstü oturumla toplanacağını bildirdi.

Kaabi, "ABD'nin Irak'taki pervasızlığına dur demenin vakti geldi. ABD'nin Irak'taki askeri varlığıyla ilgili önemli kararlar alınacak." dedi.

***

Şimdiden ne olacağını kestirmek kolay değil ama satrançta yaptığınız hamleler, oyunu kaybetmenize de yol açabilir.

Satrancın İran kökenli olduğu iddia edilirdi. Son zamanlarda bir Alman araştırmacı Hint kökenli olduğunu ileri sürdü. Türk zekâ oyunları ile ilgili önemli araştırmaları bulunan adaşım Arslan Küçükyıldız ise satrancın Türk-Turan kökenli olduğunu dair güçlü deliller sunuyor.

Yavuz Sultan Selim'in Trabzon valiliği sırasında derviş kılığında Tebriz'e giderek Şah İsmail'i satrançta yendiği hikâyeleri de anlatılır ama şu bir gerçek ki İran siyaseti, satranç gibidir.

Bu sebeple usta satranç oyuncuları, hamle yapmadan önce çok düşünür ve bu arada rakibi de sinirlendirmeye çalışır.

ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin basılması, bu ülkeyi sinirlendirerek hata yapmaya zorlamak amacını taşıyordu. ABD, Irak'ı terk etmemeye çalışıyor ama saldırıdan sonra Bağdat'ta barınabilmesi çok zorlaştı.

Yazarın Diğer Yazıları