ABD, BM ve AB ile yargıda yönetişim!

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından finanse edilen "Anayasa Mahkemesi''nin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi" kapsamında, İstanbul''da bir bölge toplantısı düzenlendi!

Şişli Bomonti Hilton Otel''de düzenlenen toplantıda Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz birer konuşma yaptı.

Avrupa Konseyi Ankara Ofisi Başkanı Cristian Urse da projeyi Anayasa Mahkemesi ile birlikte yürütmekten onur duyduklarını anlattı.

Anayasa Mahkemesi ile daha önce de proje yürüttüklerini hatırlatan Urse, "Anayasa Mahkemesi, insan hakları konusunda çok etkili çalıştığımız bir kurum." dedi.

***

Ülke olarak Anayasa''nızın 90''ıncı maddesine "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi''ne başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." diye bir fıkra eklemişseniz ve 1987''de AİHM''e bireysel başvuru hakkını, 1989''da AİHM''in yargı yetkisini tanımışsanız, şimdi Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi, uygulamayı nasıl yürüteceğinize de müdahil olur elbette...

***

Türkiye daha önce, ABD ile daha somut bir ilişki yaşamıştı. Gazeteci Yılmaz Polat, "CIA Pençesinde Açılım" adlı kitabında, 2006''da kamuoyuna yansımayan bir anlaşmayı ortaya çıkarmıştı. O tarihten beri Kaliforniya Eyaleti Sacramento bölgesinden atanan bir Amerikalı savcı, Türk Adalet Bakanlığı''nda danışman olarak çalışıyordu. Polat''a göre, "Amerikalı danışman savcı, Türk adaletini biçimlendirirken, Ankara Büyükelçiliği bünyesindeki FBI ve istihbarat birimleriyle de yakın iş birliği içinde çalışıyordu."

ABD''nin, Türkiye''nin yanı sıra Pakistan, Endonezya, Kenya, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde de danışman savcıları vardı.

Amerikalı bir savcının Adalet Bakanlığı''na danışmanlık yaptığını yazdığımda bakanlık bu haberi yalanlamıştı. Sonra Aydınlık dergisinde, Susanne Hayden adlı bu savcının, resmî olarak Amerikan Büyükelçiliği bünyesinde çalışmakla birlikte, 25-26 Ocak 2007''de İstanbul''daki hâkim evinde, sekiz ilin özel yetkili Başsavcı vekili ve Adalet Bakanlığı''ndan üç yetkili ile çalıştay düzenlediği ve terörle mücadele yöntemlerini anlattığı ortaya çıkarıldı. Adalet Bakanlığı, bu haberler üzerine herhangi bir açıklama yapamadı.

Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi soruşturmalar, bu toplantıdan sonra başlatılmıştı!

***

Anayasa reformu denilen ve Türk yargı sistemini altüst eden çalışmalar da uzun süreden beri Adalet Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından sürdürülüyordu.

UNDP''nin "Kurumsal Yönetim Perspektifinde Yargı Reformunun Desteklenmesi" projesi, 112 bin Amerikan Doları bütçeye sahipti ve Ocak-Ağustos 2008 tarihlerini kapsıyordu. UNDP sitesinde aynen şöyle deniliyordu:

"UNDP, ulusal hükümet nezdinde güvenilir bir ortaktır, yargıda iyi yönetişimi sağlamada ulusal hükümete katkı verecek pozisyondadır.

Proje adalet reformunda Türkiye''ye yol haritası hazırlamak için hazırlanmıştır ve Adalet Bakanlığı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin yapıları ve kendi aralarındaki etkileşimlerine yönelik genel bir değerlendirme sağlayacaktır."

"Yargı Reformunun Desteklenmesi Projesi" kapsamında 13-14 Mart 2008 tarihinde Ankara''da bir çalıştay gerçekleştirildi. Adalet sistemini 2010 referandumu sayesine yapılandırdılar! 15 Temmuz''a giden yollar böyle açıldı.

Türkiye, uzun süredir, kendi yargı sistemini, başkalarının parası ve projesiyle tartışan ve alınan kararları uygulayan bir devlet durumundadır...

Yazarın Diğer Yazıları