6 milyon oy farkı nasıl izah edilir?

Referandumda 49 milyon 478 bin 223 seçmenin yüzde 77’si sandık başına gitti. 21 milyon 834 bin 554 kişi evet, 15 milyon 853 bin 696 kişi hayır oyu kullandı. 11 milyon 210 bin 184 seçmen ise sandığa gitmedi.
Evetler ile hayırlar arasındaki fark 5 milyon 980 bin 858 oy..
6 milyon diyebiliriz.
Peki 21 Ekim 2007 referandumunda seçmen sayısı ne kadar açıklanmıştı?
42 milyon 629 bin 733!
İki-üç yıl içinde seçmen sayısı 6 milyon 848 bin 490 kişi artmış.
Peki iki yılda 70 milyonluk bir ülkenin seçmen sayısı bu kadar artar mı?
Ali Rıza Üçer, Hikmet Uluğbay’ın bu rakamları verdikten sonra “İki referandum arasında 2 yıl 10 ay 21 gün fark vardır. Üç yıldan kısa süre içinde Türkiye’de seçmen sayısı 6.8 milyon kişiden fazla artabilir mi ve böyle bir artışı açıklayan mantıklı ve bilimsel tutarlılık gösteren bir gelişme mevcut mudur? YSK’nın aydınlığa kavuşturması gereken esas soru budur” tespiti yaptığını hatırlatıyor ve 6 milyon 848 bin 490 kişinin tek tek araştırılması gerektiğini belirtiyor.
Evetler ile hayırlar arasındaki fark ile iki referandum arasındaki seçmen sayısı farkının neredeyse birbirine eşit olması bu araştırmanın yapılmasını gerektiriyor.

***


Üçer, evet oylarının toplam seçmen sayısına oranını yüzde 41.8, hayır oylarının toplam seçmen sayısına oranını yüzde 30.4 olarak tespit ediyor.
Bu durumda, Anayasa değişiklikleri toplam seçmen sayısının yüzde 41’inin onayını almış, yüzde 59’unun almamıştır.
Elbette bu gerçeklik sonucu değiştirmez ama, Rousseau’dan beri Anayasalar “toplumsal uzlaşma metni” olarak adlandırıldığına göre, bu rakamlar, referandumda toplumsal uzlaşma olmadığını, aksine bir bölünme tablosu ile karşı karşıya bulunduğumuzu gösteriyor.

***


Referandumda Trakya, Ege ve Akdeniz hayır dedi.
Bunun sebebini bir okurumuz şöyle yorumluyor:
“Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde cemaat, feodalite, kast sistemi ve bunun üzerine de fakirlik ve eğitimsizlik eklenince referandum sonucunun bundan farklı çıkması doğanın kurallarına aykırı olurdu.
Kılıçdaroğlu’ndan önce Baykal döneminde CHP’nin Doğu’ya gitmemesi eleştiriliyordu, Doğu’ya da gidildi ama sonuç değişmedi. Değişmezdi de!
Hayırın yüksek olduğu Batı bölgelerinde AKP’nin teşkilatlanması CHP’den eksik miydi? Hayır! Neden başarılı olamadılar? Doğu’da CHP her köye temsilcilik bile açsa başarılı olabilir miydi? Hayır.
MHP’nin zemin kaybetmesindeki en önemli sebep, seçmeninin İç Anadolu gibi işsizlik, eğitimsizlik ve yoksulluk bölgelerinde olmasıdır. Zira insanların eğitim ve maddi olarak yetersizlikleri başladıkça güçlüden yana olma eğilimi artar. İnsanlar savunmasız kaldıkça devlete, o yoksa cemaate veya ayrılıkçı örgütlere daha çok yaklaşır. Bunun sebebi, onlardan korkmaları değil kendilerini güvenceye almak istemeleridir. Ama Batı illerinde insanların bireyselleşmesi bu sorunu ortadan kaldırmaktadır.”
(Dr. Serhat Terzi)

***


Bir başka mektupta, “Eğer Ankara’nın Batısından oluşan bir Türkiye olsaydı yüzde 70 hayır, doğusundan oluşan bir Türkiye olsaydı yüzde 70 evet çıkardı. Doğu’da tarım ve hayvancılık ölmüş ve insanlar tarikat veya terör örgütünün kıskacına girmiş bulunmaktalar. Kurtuluşu da devletin iktidarına sahip olanda arıyorlar. Çünkü para da yasa da, polis de hakim de onların elinde. Muhalefet bu şartlarda Doğu’da başarı elde edemez. Onun için Doğu’nun insanlarını manipüle eden tarikat ve terör örgütüne odaklanmak ve onların durumunu analiz etmek gerekiyor” deniliyor.

Yazarın Diğer Yazıları