Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

2024 daha zor geçecek!

Kamu bütçesinde yılı 1 trilyon liraya yakın bir açıkla bitireceğiz. Açığı kapatmak için de zamların ve vergilerin ardı ardına geldiği bir dönemdeyiz.

Katıldığım her yayında söyledim. Ana muhalefet partisi lideri ve ekibi seçimlerde yenildiği için artık hükümsüz durumdalar.

Karşısında toplumsal muhalefeti örgütleyecek bir güç görmeyen hükümet ise sadece zam ve vergi ile yani gelirleri artırarak halkın üstüne geliyor.

Oysa genç, enerjik bir lider olsa, davaya inanmış bir örgüt ile bu zamların karşısında sahada, meydanlarda sergileyecekleri direnişle, hükümeti giderleri kısarak açığı kapatmaya itebilirdi.

Lakin hükümet giderleri kısmak, lüksü bırakmak yerine ne yapıyor? Allah ne verdi ise zamlarla para topluyor.

Fiyatlar yukarı giderken yerel seçimlerin yüzü suyu hürmetine yıl sonu geldiğinde hükümetten tüm kesimlere okkalı bir maaş zammı göreceksiniz.

Bir anlık kış gününde bahar havası esecek. Ben diyeyim %40 siz deyin %50… Bir başka ifade ile seçimlerin ön ödemesi kibarcası…

Ancak sorun şurada, Türkiye’de enflasyon neden artıyor?

1-10 milyondan fazla Arap ve Afgan’ın gıda, giysi, konut talebi.

2-Tarım ve sanayide üretim modelinin yanlış olması.

3-Bütçe açığı nedeniyle zamların yapılması.

4-Faizi düşük tutarak firmaları düşük faizli kredi ile fonlarken liranın değer kaybetmesi sonucu doların artması, artan doları ise halktan vergilerle topladığınız para ile yani KKM denilen ürünle faiz ödeyerek tutmanız.

KKM faizini zamlarla halktan alırken, zamlar enflasyon yaratıyor. Ayrıca faiz düşük diye vatandaş liradan kaçıp dolara yönelince, kur yukarı gidiyor bu sefer dışa bağlı sanayide üretim maliyetleri artıyor.

Şimdi soruyorum: Bu 4 gerekçeyi ortadan kaldırmaya yönelik bir adım atıldı mı? Hayır…

O zaman yılbaşında yapılacak zamlar talebi artırarak enflasyonu daha öteye taşıyacak.

Bu yaşadığımız yeni nesil bir kriz, zira içinizde milyonlarca yabancı varken yani ekonomide üretimden daha fazla talep varken fiyatlar düşemez.

Faiz kasıtlı olarak düşük tutulduğu sürece enflasyon gerilemez. Piyasalarda talep, faiz ve nüfus nedenleri ile hâlâ canlı.

TCMB tüketici ve taşıt kredilerini güya sınırlayarak talebi kontrol altına almaya çalışıyor, lakin banka yöneticileri demografik gerçekleri hesaplarına katmayarak hata yapıyorlar.

Demografi ve faiz fiyatlar genel düzeyini yukarı taşıyor, taşıyacak. Yapısal olarak belirttiğimiz üretim sorunları da yüksek fiyatları yapışkan hale getiriyor.

Yerel seçimler sonrası yeni bir zam ve vergi dalgası ile verilenlerinin en az 2 katı geri alınacak.

Ne yazık ki Anadolu toprakları üzerinde yaşayan insanlar anlattığımız bu mekanizmayı çözene kadar da bu döngü en altta bulunan fakir tabanda milyonlarca kişiyi eklemeye devam edecek.

Bu iş nerede son bulur diye soranlar hayallerinde büyük bir finansal patlama kuruyorlar, kurda çarpı 2 ya da çarpı 3 gibi trajik bir vaka ya da sembolle bunu kurguluyorlar.

Adeta devası bir finansal olayla dönüş noktası bekliyorlar. Ya da buna krizin doruk noktası diyebiliriz.

Ama nafile…

Yeni nesil kriz 90’lardaki gibi değil…

Eski yıllarda düşük faizde ısrar eden, 10 milyon Arap ve Afgan’ı yurda sokan, küresel sistemle kavga ederek fonlamayı sadece Körfez’e bağlamış yönetimler yoktu.

Oysa şimdi krizi çözmek değil ötelemeyi amaçlamış bir yönetim var. Seçimden seçime kadar sorunları taşıyıp, muazzam bütçe açıkları vererek topluma telafi paraları verip, sonra bunları zamlarla kat be kat geri alıyor.

Muhalefeti de etkisiz kılarak siyasi yolculuğuna güvenle devam ediyor.

Bu noktada ekonomideki sorunları çözmek istersek daha çok siyaset ve ana muhalefet partisini konuşmak zorunda kalacağız.

Neden derseniz bu kadar zam ve vergi varken AKP hâlâ bu yola devam edecek gücü buluyorsa kurduğu siyasi düzenek nedeniyledir.

Düzenek şu: Aileni LGBT’den korumak ister misin? Devletini iç ve dış terör örgütlerinden korumak ister misin? Dinini özgürce yaşamak istiyor musun? O zaman karşılaştığın bu zamlar devletin devamı için şart!

Ana muhalefet partisi, Batı kızar diye Yunanistan’ın işgal ettiği adaları meydanlarda gösteremedi, bir iki kez cümle içinde söyledi. AKP, Ege’de 18 adayı kaptırmışken Kıbrıs’ı fethetmiş CHP ve Saadet kadrolarına milliyetçilik dersi verdi…

Suriye BOP Projesi ile parçalandı, terör örgütleri Türk devletini tehdit etti, milyarlarca dolar sarf edilerek bölgeye askerî ve insani operasyonlar yapıldı, milyonlarca göçmen içimize doldu, en az yüz milyar dolar para gitti ve terör örgütleri Batılı devletlerle ordu kurdu ama CHP bu gerçekleri seçim meydanlarında kendisi hakkında montaj videolar gösterilirken, kendisine destek veren bazı unsurlar kızar diye anlatamadı…

Böylece hakkında yapılan suçlamaları kabullenir duruma düştü…

Bunları seçimdeki hataları göstermek, seçim kritiği için anlatmadım. Bu hataları yapan ana muhalefet lideri başta kaldıkça halkın ana muhalefete güvenmeyeceğini böylece hükümetin zamlar konusunda elinin rahatladığını göstermek için sizlere sundum.

Doğaldır ki, bu bakış açısı, tarz ile devam edecek muhalefetin ekonomide zamlara karşı halkı koruma yeteneği de olmayacaktır.

Bu noktada, yerel seçimler öncesi devasa maaş zamları ve sonrası artacak zamlar, milyonlarca yeni fakiri doğuracak dedik ama bir etki de gelir dağılımı çok daha hızla bozulacak.

Bir tarafta Batı dünyasında yaşayıp kur farkından kaymak yiyen, eskinin gurbetçisi, şimdilerin Euro babası, muhafazakar Türkler, güneyden gelen Arap zenginler, AKP sayesinde KKM, borsa, ihaleler, çift maaşlı işlerle alım gücünü korumuş mutlu azınlık, diğer tarafta bu sistemi fonlayan kitle…

Seçim sonrası sistemi fonlayanlardan daha fazla para öteki tarafa akacak… Zenginler daha zengin olacak…

Ülke hayallerdeki gibi bir anda değil adım adım üretimden koparak sanayide çarkların yavaşlaması ile karşılaşacak. Ekonomi toptan durmayacak çünkü yukarıda sizlere talebin gücünü anlattık ama çoktan küresel rekabet yeteneği kaybolmuş firmalar daha da yavaşlayarak en azından işsizliği çözemeyecek. Adım adım zehirleneceğiz…

Bu dönemde tabelada kurun artmaması ya da borsanın yukarı gitmesi bir zafer gibi anlatılacak ama işaret ettiğimiz üzere bu durum sistemden beslenenlerin yararına olacak.

Düzelme için tek reçete var: Önce muhalefet değişmeli, yenilenmeli, sorunları sahiplenip sahaya inmeli. Sonrası inanın Türkiye için çok kolay olacak…

Yazarın Diğer Yazıları