1920'lerde Suriye ve Irak meselesi!

Mustafa Kemal Paşa, İstiklal Savaşı yıllarında, Suriye ve Irak meselesine, kendi dönemi itibarıyla ve genel olarak nasıl bakıyordu?

Bu değerlendirme günümüz açısından da önemli.

O yıllarda, İngiltere, Suriye'nin başına, Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Faysal'ı getirmişti. Emir Faysal, 1916-1924 arasında, İngiltere'nin desteğiyle Osmanlı devletine isyan eden ve Hicaz'ı yöneten Mekke emiri Şerif Hüseyin'in oğluydu. Faysal, 1920'de kısa süreyle Suriye Arap Krallığı'nı idare etmiş, 1921-1933 arasında da Irak kralı olmuştu.

Eski Meclis Başkanı ve şimdi Milli Merkez adlı düşünce topluluğunun başkanı Hüsamettin Cindoruk, Suriye konusunu konuşurken, kütüphanesinden Türk Parlamento Tarihi kitabının birinci cildini çıkardı. Kitapta Mustafa Kemal Paşa'nın Suriye değerlendirmesi var.

Konu hakkında Marmara Üniversitesi, Tarih Bölümü'nden Dr. Hadiye Yılmaz'ın da bir incelemesini okudum.

***

Mustafa Kemal Paşa 24 Nisan 1920 tarihinde Meclis'in gizli oturumunda Emir Faysal ile temasları hakkında şöyle bilgi vermiştir:

"Emir Faysal dahi özel delegelerini bizimle temasa getirdi. Herhalde Suriyeliler herhangi bir yabancı devletle münasebetinin kendileri için neticede esaret olacağına kani oldular. Bundan dolayı bize teveccüh ettiler. Bizim bilmukabele gösterdiğimiz şekil şundan ibaretti. Dedik ki: 'Artık millî sınırımız dahilinde bulunan insani kaynakları ve genel menfaatleri sınırımız haricinde israf etmek istemeyiz. Fakat ittihat (birlik), kuvvet teşkil edeceğinden bütün İslam âleminin manen olduğu gibi maddeten de müttefik ve birleşmiş olmasını şüphe yok ki, büyük memnuniyetle karşılarız ve bunun içindir ki, bizim kendi sınırımız dahilinde bağımsız olduğumuz gibi Suriyelileri de sınırı dahilinde ve millî hâkimiyet esasına dayanmış olmak üzere serbest ve bağımsız olabilirler. Bizimle anlaşmanın ve ittifakın üstünde bir şekil, ki federatif veyahut konfederatif denilen şekillerden biriyle peyda edebiliriz'.

Ahali bunu arzuları ötesinde lehlerine telakki etmiş olacaklar ki, Emir Faysal milletin bu arzusu karşısında kendi emellerinin sarsılmakta olduğuna vâkıf oldu ve müracaatları bunun üzerine oldu. Ahalinin bu arzusu fiile de dönüştü. Suriye dahilinde bazı fiilleri ve harekâtı bittabi işitmişsinizdir. İşte bu fiiliyat başladıktan sonra Emir Faysal kolaylıkla hâkimiyet tesis edemeyeceğini ve Fransızlar da bağımsız bir devlet halinde orasını kolaylıkla kullanamayacaklarını anladılar ve büyük ihtimalle müştereken ahaliye demek istediler ki 'Biz de sizin fikrinizdeyiz. Ancak yaşamak için bizim paramız yok. Ve haricin baskılarına mukavemet edecek vasıtalarımız yoktur. Türkiye bunu temin ederse, biz Fransızları memleketlerimizden kovabiliriz.' Bunu biz samimi görmedik. Onun için vuku bulan siyasi müracaata biz de siyasi cevap vermiş bulunduk."

***

Hadiye Yılmaz, burada diyor ki, "Mustafa Kemal Paşa, Faysal hakkında Irak kralı olduktan sonra da olumsuz görüş bildirmiş ve 1 Şubat 1922'de Özdemir Bey'e şu mektubu göndermiştir:

'Faysal'ın Irak'ta hükümet iddia etmekte olması ve Misak-ı Millî'mize dahil bulunan Musul vilayetinin bir kısmına bilfiil el koyarak havalide bazı tahriklere ve teşviklere kalkışarak tecavüz dairesini millî sınırımız dahiline kadar uzatmaya teşebbüs eylemesine karşılık, adı geçenin bu fesatça faaliyetlerini gidermek ve Elcezire'de Misak-ı Millî sınırımızın ihtiva eylediği işgal altındaki kısımları gasp edenlerin elinden almak maksadıyla…"

Mustafa Kemal Paşa, 1922 yılı Haziran ayında Irak'taki Arap liderlerine gönderdiği bir telgrafta da İngiliz eseri olan Irak yönetiminin yani Faysal'ın düşürülmesi için elden gelenin yapılmasını istemekteydi."

***

Görüldüğü gibi, Irak ve Suriye'de bugün de durum hemen hemen aynıdır. Sadece İngiltere ve Fransa'nın rolünü ABD ve Rusya üstlenmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları