17 milyar dolar karşılığında AKP ne verdi?
Önce Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan “Suudi Kralı Abdullah 2006 ve 2007’de uçakla 15 milyar dolar getirdi. Türkiye krizden bu sayede etkilenmedi” iddiasını ortaya attı. Hükümet yetkilileri bu iddiayı yalanladı. Şimdi de 64 ton altın meselesi ortaya atıldı.
CHP Grup Başkanı Akif Hamzaçebi, “Varlık Barışı Kanunu kapsamında Türkiye’ye geldiği bildirilen 64 ton altının ilgili kamu kuruluşlarının kayıtlarında gözükmediğini” söyledi. Hamzaçebi, “Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre, beyan edilen 48,3milyar liralık girdinin yüzde 7’sinin külçe altın olduğunu” kaydetti.
Gelir İdaresi Başkanlığının da 4 kişinin yurt dışından külçe altın beyanında bulunduğunu dile getiren Hamzaçebi, “altınların beyan edildiği tarihteki tutarının 2,1 milyar dolara karşılık geldiğini” bildirdi. Bunun karşılığının da 64 top külçe altın olduğunu anlatan Hamzaçebi, “altınların girişinin Merkez Bankası ödemeler dengesi istatistikleri ve İstanbul Altın Borsası kayıtlarında görülmediğini” söyledi.
Hamzaçebi, “Bu altına nüfuzlu kişiler mi sahip? Maliye Bakanlığında isimleri bulunan 4 kişi kimdir?” diye sordu..
* * *
İki ayrı iddiada söz konusu edilen paranın toplam miktarı 17.1 milyar dolardır.
Geçen yıl Haziran ayında Prof. Dr. Korkut Boratav, odatv’ye önemli bir açıklama yapmış ve “2008’in Ekim’i ile 2009’un Mart’ı arasında Türkiye’ye 16,9 Milyar dolar kayıt dışı para girdi. Bu para Merkez Bankası’nın iddia ettiği gibi Varlık Bağışı’yla izah edilemez. Merkez Bankası ve hükümet, Türkiye’yi ve bankaları bir finansal çöküntüden büyük ölçüde kurtaran bu dış kaynağın nereden geldiğini açıklamak yükümlülüğü altındadır” demişti..
Ardından DP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, Milliyet gazetesine, 1 Ekim 2008-31 Mart 2009 arasında toplam 17.3 milyar dolarlık kaynağı belirsiz kayıt dışı para girişinin olduğunu söylemişti.
Söylemez, “Bu paranın kara para mı kaçakçılıktan gelen para mı Türkiye üzerinde yapılan bir mali operasyon mu olduğu meçhul. Ya çok fahiş bir bilanço hatası ile ya da Türk ekonomisi veya Türkiye üzerinde farklı amaç ve niyetlerle yapılan büyük bir mali operasyonla karşı karşıyayız. AKP ekonomi yönetimi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın IMF’ye görünüşte boyun eğmeyen, yüksek perdeden açıklamalarına cesaret ve dayanak verdiğini düşündüğümüz bu sahibi ve kaynağı meçhul para girişlerini, Merkez Bankası süratle ve inandırıcı bir şekilde açıklığa kavuşturmalıdır” demişti.
* * *
Biz o zaman, “Merkez Bankası bilançolarında görünen bu paranın, Türkiye-Suriye sınır şeridinin 49 yıllığına satılması ile bir ilgisi var mıdır?
Türkiye’ye gönderilen bu paranın, Amerika’daki hileli iflaslar sırasında İsrail’e kaçırılan 400 milyar dolarla bir ilgisi var mıdır?
İsrail, artık savaşla yapamadığını para ile yapmak yolunu mu tercih etmektedir?” diye sormuştuk.
Bu para Türkiye’ye girdikten sonra Erdoğan’ın Suriye sınırındaki mayınlı araziyi, bir İsrail firmasına devretmek için AKP grubunun çatlamasını bile göze alması şüpheli bir durum oluşturmuştu.
Bu parayı hangi ülke, karşılığında ne alarak göndermişti ve Erdoğan ile Gül, mayınlı araziyi yabancılara devretmek için neden bu kadar istekli davranıyordu?
Tayyip Erdoğan, bu konuyu mutlaka aydınlatmalıdır.