15 Temmuz, yeni bir devlet kurmak için miydi?

AKP yöneticisi, Ayhan Oğan, "Biz 15 Temmuz'da çok büyük bir şey yaptık. Halk bir devrim yaptı. Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz. Beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan'dır" dedi.

CHP milletvekili Aytuğ Atıcı'nın "Ne demek yeni devlet? Mevcut devleti yıktınız mı?" sorusu üzerine ise Oğan, "Yapılan YAŞ toplantısı yeni bir Türk Silahlı Kuvvetleri'nin inşasıdır. Biz vesayet düzenini yıktık. 15 Temmuz'daki devlet içerisindeki odaklanmış bütün vesayet mekanizmaları darmadağın oldu. Bürokratik oligarşinin hâkim olduğu devlet sistemi bitmiştir. Şimdi halkın doğrudan belirlediği bir sistem geliyor. Bunun kurucu lideri de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, temel bir kimliği vardır 15 Temmuz'un. O kimlik de millî ve yerli kimliktir. Yeni kurulan oluşumun misyonu ve vizyonu da budur." diye konuştu.

***

Bu "misyon" ve "vizyon" kavramları son günlerde sık kullanılır oldu! Esasen "AKP'nin misyonu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine yeni bir devlet kurmaktır" diye partinin kurulduğu günden beri yazıyoruz. Şimdi kendileri açıkça söylüyor. Bu cüreti göstermelerini sağlayan 15 Temmuz'dan sonra elde ettiklerini zannettikleri güçtür.

Öyle ki 15 Temmuz'un yıldönümünde bütün yurdu Cumhurbaşkanlığı imzalı "15 Temmuz destanı" afişleriyle donattılar.

Tayyip Erdoğan da 15 Temmuz'un yıldönümünde, "15 Temmuz bizim yeni Çanakkale'mizdir, Dumlupınar'ımızdır, Sakarya'mızdır, yıllardır darbelerin, müdahalelerin, vesayet güçlerinin pençesinde kıvranan bu millet, 15 Temmuz'da şahlanışını ifade etmiştir. Buradan aldığımız cesaret ve özgüvenle elde edeceğimiz bir sonraki zafer 2023 hedeflerine ulaşmak olacaktır." diyerek 15 Temmuz'u millî bir destan ilan etmekle elde etmek istedikleri sonucu bizzat açıkladı.

Daha önce de 16 Nisan 2017'de halka sunulan Anayasa değişikliklerinde asıl hedefin, "yeni bir devlet kurmak" olduğunu, hazırlayanlardan Mehmet Uçum söylemişti. Hatta "Türk Milleti'nden Türkiyeli milletine geçileceğini", "yerel parlamentolar kurulacağını" da saklamamıştı. Şükrü Karatepe de "eyalet sistemine geçiş"in nasıl olacağını açıkça yazmıştı.

***

Fakat ya durum zannettikleri gibi değilse?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda kurulan zayıf bir yapılanmaya teslim olacak bir devlet midir? Eğer öyleyse herkese geçmiş olsun! Devlet bitmiştir!

Fakat ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu kadar basit bir sisteme dayandığını düşünmüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, FETÖ gerçeğini gördü ve 2004 yılında MGK kararı ile bu örgütü tasfiye kararı aldı. AKP, kararı rafa kaldırınca, FETÖ, 17-25 Aralık operasyonu ile harekete geçti. Artık işin çok uzadığını gören devlet, 15 Temmuz'dan itibaren tasfiye operasyonunu bağırta bağırta AKP'ye yaptırmaya başladı!

***

Peki AKP iktidarı, cemaat ne istiyorsa yapmıyor muydu? Yani AKP, cemaatin ortağı değil miydi?

Başbakan Tayyip Erdoğan, 24 Kasım 2013 günü, dershanelerin kapatılması konusunu anlatırken, "Cemaate kızgınlıkla bu adımların atıldığı iddiası dört dörtlük iftira, yalan. Cemaatin en ileri gelenleri, mensupları bugüne kadar acaba ne getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi. Yani üniversitelerin verilmesiyle alakalı adımlardan tutun da birçok faaliyetlere yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna Rabbim şahittir" dememiş miydi?

Devlet aklı bunları unutur mu sanıyorsunuz?

FETÖ'nün tasfiyesini AKP'ye yaptırıyorlar; AKP'ye de kendi kendini tasfiye ettiriyorlar, farkında bile değiller!

Yazarın Diğer Yazıları