10 Kasım'da "ümmete hizmet"

Atatürk'ü anma mesajlarından ikisi dikkatimi çekti. Yılın 364 günü Atatürk'ün yaptıklarını yıkmaya çalışan AKP'nin10 Kasım'da Atatürk'ü anması, bugüne kadar hep takıyye olarak görülmüştür. Yine de son mesaj bana anlamlı göründü.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, 10 Kasım'ın, "tarihin akışına yön veren kahraman asker ve büyük devlet adamı Atatürk'ü idealleriyle anma, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini ilelebet yaşatma ve yükseltme kararlılığını en güçlü şekilde gösterme günü" olduğunu söyledi.

Karaaslan, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak, bölgesinde lider ve daha güçlü Türkiye için kararlılıkla çalışıyoruz. Birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi istikrarlı bir şekilde büyütmeye, sınırlarımız içinde ve sınırlarımızın ötesinde milletimizin hak, hukuk ve menfaatlerini korumaya devam ediyoruz. Atatürk'ün 'Benim en büyük eserim' dediği Cumhuriyetimize sahip çıkıyor, gelecek nesillerimize daha müreffeh bir Türkiye bırakmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz." dedi.

Burada bir düzeltme yapayım... Atatürk'ün gösterdiği hedef olarak kullanılan "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak" kalıbı yanlıştır. Atatürk, 10'uncu Yıl Nutku'nda, "Türk kültürünü muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracağız" demiştir. İkisi farklıdır.

Madem ki "Atatürk'ü idealleriyle anmak" gerekiyor ki bu yaklaşım yerindedir, o halde Atatürk'ün ideallerini de doğru telaffuz etmek gerekir.

***

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 12. Büyükelçiler Konferansı'na katılan Türk büyükelçilerle Anıtkabir'i ziyaret etti. Çavuşoğlu, Anıtkabir defterine yazdığı mesajda, "Şanlı eseriniz olan Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıl önce açtığınız yolda bugün emin adımlarla ilerliyor. Dünyanın her köşesine yayılan 248 temsilciliğimizle girişimci ve insani bir dış politika uyguluyoruz. Köklü bir tarih ve kadim bir medeniyetten süzülen, milli özelliklerimizi yansıtan, mazlum ve mağdurun yanında olan, kararlı ve ön alıcı bir diplomasiyle bu alanda küresel bir marka ve değer olarak milli çıkarlarımızı koruyup ilerletirken aynı zamanda çok daha geniş bir coğrafyanın umudu olmaya ve bizden beklentileri karşılamaya çaba sarf ediyoruz." ifadelerini kullandı.

İyi de istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı, "ülkeye ve ümmete hizmet" ettiğini söylüyor. Yoksa dış politikanın özeti, "ümmete hizmet" midir?

Siz temel hareket noktası olarak "millet" yerine "ümmet"i esas alırsanız, iç ve dış politikanızın Atatürk çizgisinde sürdürüldüğünü iddia edemezsiniz. Elbette, Türkiye, milli savunmasını sınırlarının ötesinde başlatmalıdır ama din eksenli veya ümmet eksenli bir iç ve dış politika sürdürürseniz, milletinizi de koruyamaz duruma düşersiniz.

İç ve dış politikayı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü temeline oturtursanız, milletinize de ümmete de hizmet etmiş olursunuz.

Ayrıca, "Yurtta Barış, Dünyada Barış' ilkeniz çerçevesinde ülkemizi daha güvenli ve müreffeh bir geleceğe taşımak ve 2023 hedeflerine ulaştırmak için azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz." diyecekseniz, FETÖ, darbe girişimi sırasındaki bildirisinde, halkı aldatmak için "yurtta sulh cihanda sulh" dedi ve "Yurtta Sulh Konseyi" kurdu diye, Atatürk'ün bu sözünü kullanan herkesi "FETÖ'cü" diye suçlamayacaksınız..

***

Birileri nasıl ki laikliği din düşmanlığı zannediyorsa, ümmet temeline dayalı din devletine karşı olmayı da aynı şekilde algılıyor. Oysa bu doğru değildir. Adı üzerinde ulus devlet veya milli devlet… Siz ulus devlet yapısı içinde "ümmete hizmet"ten bahsederseniz, devletin temel niteliklerini yok sayıyorsunuz demektir. Bu da parti kapatma sebebidir!

Yazarın Diğer Yazıları