Zileli şairler ve bilinmeyen şiirleri
Haşim Nezihi Okay, İbrahim Aslanoğlu, İhsan Hınçer, Tahir Kutsi Makal gibi halk edebiyatına ömür tüketmiş gönül adamı araştırmacılar olmasaydı belki Dadaloğlu''unun, Karacaoğlan''ın birçok şiiri bilinmeyecek cönklerin tozlu sayfalarından birçok âşık gün yüzüne çıkmayacaktı.
Zile''de 1934-37 yılları arasında Türkçe öğretmenliği yapan Haşim Nezihi Okay, hem cönklerden hem de sözlü kaynaktan büyük bir derleme yapmış, 85 yıl önce yaptığı derleme dosyası bize intikal etmiştir.
Cahit Öztelli''nin Zileli Şairler kitabında ve bizim yayınlarımız arasında olan Yüzyıllar Boyu Zileli Halk Ozanları ile 16. Yüzyıldan Günümüze İz Bırakan Zileli Şairler kitaplarımızda yer almayan, fakat arşivimizdeki bu defterde yer alan; kimilerinin adı bilindiği halde şiirleri bilinmeyen ya da adı ve şiirleri daha önce hiç bilinmeyen Nagamî, Halil, Perverî, Agâhî, Himmetî, İlhamî gibi Zileli âşıklarla; adı ve kimi şiirleri bilindiği ve çeşitli yayın organlarında yayımlandığı halde Talibî, Seyit Derviş, Sıtkı, Arifî, Âşık Fanî, Hulusî, Kâtibî, Dabak Hürremî, Lütfî, Çakerî, Fehmî, Vâsıf, Hamdi, ezaî gibi âşıkların bilinmeyen şiirlerini Türk halk kültürüne kazandırmak için yayıma hazırlamaya çalıştığımız büyük bir kitapta ilk kez tanıtıp şiirlerinden örnekler sunacağız.
Örneğin, Cahit Öztelli''nin hakkında hiçbir bilgiye ve şiirine ulaşamadığını işaret ettiği Nagamî''nin elimizdeki defterde:
Gel gönül boş yere eyleme feryat
Geçti bu alemin demi devranı
Kimseden kimseye kalmadı imdat
Herkes öz başına sarar dermanı
biçiminde olan özgün deyişleri bulunmaktadır. Dosyadaki bir şiirinde:
Şimdi senin ile muhakemem var
Bana etmediğin kalmadı felek
Her ne iş tuttumsa kestin önümü
Yoksa öldürmek mi efkârın felek
diyen Zile''nin Çizmecioğulları soyundan Âşık Halil''in deyişi;
Zileli Pervane Oğullarından Perverî''nin:
Sevmeli güzelin gayet merdini
Arayıp bulmalı gonca virdini
Sen artırdın Perverî''nin derdini
Sen de böyle dirhem dirhem tüken yar
biçiminde olan sitem yüklü deyişi;
Zileli Agâhî''nin ilk dörtlüğü:
Kaldım bir acaip derdi âlemde
Şada gelmez viran kalbim sınıktır
Gönül neş''elenmez mahzun her demde
Tâ ezelden kara bağrım yanıktır
biçiminde olan deyişi;
Zileli Himmetî''nin son dörtlüğü:
Terk eyle Himmetî nefsi havayı
Bulmak ister isen bab-ı rızayı
Ruzişeb zikreyle gani mevlayı
Şahlar şahı Adil Han''a var yürü
biçiminde olan deyişleri âşık edebiyatı ürünleri arasında kendine özgü yerini alacaktır.
Yar elinden bâde içtim
Hayıf gurbet ele düştüm
Ben bu yerde çok eğleştim
Kömür gözlüm ağlar şimdi
gibi yalın söyleyişlerin aşığı İlhamî gibi şiirleri cönklerin tozlu sayfalarında kalmış, Zile''nin bilinmeyen âşıklarından Nagâmî, Halil, Perverî, Agâhî ve İlhamî''nin bilinmeyen deyişlerinin yanı sıra, hakkında yayınlar yapılmış, birçok şiiri yayımlanmış Talibî, Seyid Derviş, Sıtkı, Ârifî, Fânî, Hulusî, Kâtibî, Hürremî, Lütfî, Çakerî, Fehmî, Vâsıf ve Hamdî gibi Zileli âşıkların, Haşim Nezihî Okay''ın defterinde bulunan son dörtlüğü:
Talibî dünyada bahtı siyahım
Göz göre göklere erişti âhım
Hasılı inayet senden Allah''ım
Yine sarp yolumuz düş geldi yine
biçiminde olan ve defterde yayımlanmamış birçok deyişi olan Talibî''nin; Yatırlar Destanı ile ünlü Seyid Derviş''in defterde bulunan ve hiç bilinmeyen son dörtlüğü:
Huriler un elediler
Seyid helva buladılar
Nurdan beşik belediler
Efendim doğduğu gece
biçimindeki Hz. Muhammed''in doğumu ile ilgili ilahisi ve:
Âlimlerin meclisine varalım
Günahlarımıza tövbe kılalım
Salihlerin hallerini soralım
Ol mübarek aşure günleri
biçimindeki Aşure İlahisi dikkat çeken önemli şiirlerdendir.
Defterde son dörtlüğü:
Sıtkı''ya ayrılık serime düştü,
Yine aşk deryası kaynadı coştu,
Kâğıt alevlendi kalem tutuştu
Yâre bir arzuhal yazmadım gitti.
diyen Zileli Sıtkı''nın bilinmeyen iki koşmasının yanında son beyiti:
Âşık-ı şeydâ desen de Sıtkı bir bülbül heman
Bâis-i âşk-ı hava bir bâde bir gül bir de sen
biçimindeki iki gazeli aydın bir âşık olduğunu sergilemektedir. Defterde birinin son dörtlüğü:
Ârifî''yim dinlemedin zârımı
Gece gündüz figan ettim kârımı
Yoluna verirdim bütün varımı
O kaşı kemânım hem dem olaydı
biçiminde olan Ârifî''nin iki şiiri ile: Ârifî''nin ustası olan ve son dörtlüğü:
Ben bilirim sende sadakat yok imiş
Senden özge dilber sevmem gülüm har imiş
Özge yardan cüda düştüm çün yanı har imiş
Fânî''yim sevmem gayrı yardan usandım
biçiminde olan Fânî''nin defterdeki çok sayıda bilinmeyen deyişleri dikkat çekmektedir.
Bazı şiirleri bilinen Hulusî''nin defterdeki şah beyiti:
Ol şahı cihan aşkı Hulusî''ye refik et
Ahir nefesimde bana imanımı yarab
biçiminde iki gazeli Hulusî''nin aydın kimliğini sergileyen olgun deyişlerdir.
Bir çok şiiri yöre âşıklarınca havalandırılan güçlü söyleyişlere sahip Kâtibî''nin defterde yer alan son dörtlüğü:
Ruzişeb ben hakipâyi yare minnet eylemem
Kadrü kıymet bilmeyen dildare minnet eylemem
Kâtibî der yâr için ağyare minnet eylemem
Yaktı hasret,yaktı firkat, yaktı nar şimden geru
biçimindeki Kalenderî, Zile''de şiir olgusunun ne denli üst düzeyde olduğunun kanıtlarındandır. Bir beyiti:
Usandım tatlı canımdan bu zindanda cefalardan
İlâhi sen hâlâs eyle beni bu iftiralardan
gibi semaî tarzında aruzlu şiirleri de olan Lütfî, bir beyiti:
Soran olursa eğer Çaker''in ahvalinden
Yanıp yakınır memleket hasretiyle orda
gibi güçlü ve içten söyleyişlerin yanı sıra defterde
Âşıklar söz düzer amma
Söylemişler hezar amma
Dağ başında gezer amma
Vâsıf''ın güftesi başka
diyerek şiirlerinin başka âşıklardan farklı olduğunu ileri süren Vâsıf''ın da bu dörtlükten başka son dörtlüğü:
Aslım Kurevi''dir merciim Zile
Kaldım dağ başında kaba Türk ile
Kanı bir suhandan şol kadrim bile
Vâsıf bu arada ehl-i dil amma
biçiminde bir şiiri de yer almıştır.
Defterde, Zile''nin önemli âşıklarından Hamdî''nin bilinen bazı şiirlerinin dışında Sezaî''nin şiirlerinin yer alması
Haşim Nezihi Okay''ın Zileli âşıkların eserlerinin korunmasına, unutulmasını önlenmesine yaptığı hizmetlerin açık belgeleridir.
Cönklerin ve defterlerin tozlu sayfalarında kalmış bilinen Zileli âşıkların bilinmeyen şiirleri ile bilinmeyen Zileli âşıkların bilinmeyen şiirlerini Türk Halk Kültürüne kazandırmanın hazzı içindeyiz.