Zenginler arasında dolaşan devlet!

Bir zamanlar, siyasiler, "sermayenin tabana yayılması"ndan söz ederdi. Son olarak bu kavramı kuvvetli şekilde Tansu Çiller kullanmıştı. "Herkese iki anahtar" vermek yani herkesi ev ve araba sahibi yapmak da bu politikanın sloganıydı.

AKP ile birlikte sermayenin tabana yayılması tamamen unutuldu. Öyle ki daha AKP iktidarının üçüncü yılında Güngör Uras, Milliyet'te "Biz sermayeyi tabana yaymayı unuttuk. Tersine sermayenin belli ellerde yoğunlaşmasına dönük bir özelleştirme uygulamasına yöneldik. Belli sayıdaki sermaye grubu, özelleştirilmek için satışa çıkarılan devlet işletmelerini satın alıyor. Böylece daha önce devlet elinde olan sermaye, bu belli sayıdaki sermaye grubunun eline geçiyor." diye yazmıştı.

TÜSİAD Başkanı iken de Ümit Boyner, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "TÜSİAD üyeleri az vergi ödüyor" suçlamasına cevap vermiş ve "Giderek dolaylı vergilere dayalı hale gelen vergi sisteminin düşük gelir gruplarına zarar vereceği açık. Türkiye'nin katılımcı demokrasisini güçlendirebilmesi için vatandaş-devlet ilişkisini düzenleyen yeni bir sosyal kontrata ihtiyacı vardır. Sermayenin tabana yayılabilmesi ve vergi tabanının genişlemesi bu yeni kontrat için en sağlıklı ve en güçlü temeli oluşturacak. Türkiye ancak bu bilinçle hedef koyduğu standartlarda bir demokratik sosyal hukuk devletine ulaşacaktır." demişti.

***

Bugün sermaye nereye yayılmış durumda peki?

Anadolu Ajansı muhabiri Murat Birinci'nin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerinden derlediği bilgilere hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudiler, eylül sonu itibarıyla sahip oldukları 863 milyar lira ile toplam mevduatın yüzde 52,8'ini elinde bulunduruyor!

Milyonerlerin 120 bin 607'si yurt içi yerleşik ve 10 bin 877'si yurt dışı yerleşik kişilerden oluştu. Yurt içi yerleşik milyonerlerin mevduat tutarı 715 milyar 313 bin lira, yurt dışı yerleşik milyonerlerin mevduat tutarı da 59 milyar 829 bin lira oldu.

Aralık 2016 itibarıyla milyoner başına düşen ortalama mevduat da yaklaşık 6 milyon 688 bin lira olarak gerçekleşti.

Bu yılın 9 ayında milyonerlere 15 bin 588 kişi daha eklenirken, milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 564 bin lira olarak ölçüldü.

Milyonerlerin sayısı 2017 yılı eylül sonu itibarıyla 131 bin 484'e ulaşırken, bu kişilerin bankalardaki toplam mevduatı da 862 milyar 997 milyon lira olarak kaydedildi.

***

Rakamlardan çıkan sonuç o ki AKP iktidarı her yıl, dolaylı vergilerle topladığı parayı, milyonerlere milyoner eklemek için kullanmış.

"Milleti İbrahim"in durumu rakamlarla ortada!

Oysa Kur'an'da, Haşr suresinin yedinci ayetinde "Allah'ın, (fethedilen) kentlerden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah'a, peygambere, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir güç (devlet) hâline gelmesin diye…" denilmiştir.

İsmet Bozdağ, sadece bu ayet ve "beşte bir zekât" üzerine milli bir ekonomi kurulabileceğini savunurdu.

Ayeti yorumlayan A. Gafur İnan ise "Bu ayet, zenginlerin iyice zenginleştiği, yoksulların ise iyice yoksullaştığı kapitalist düzeni eleştirmektedir. Böyle bir düzende, mal ve para sadece zenginler arasında dolaşan bir güce (devlete) dönüşür. Günümüzde bazı markaların, devletlerden bile daha çok sermaye ve güce sahip olması; ayette kullanılan devlet kelimesinin hikmetini ortaya koymaktadır." diyor.

Osmanlı'da boşuna "devletlüm" kavramı kullanılmıyordu! Zenginlik demek devlet demek, devlet demek zenginlik demek! Sistem aslında hiç değişmemiş!

Yazarın Diğer Yazıları