Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Yunanistan'a "koçbaşı" görevi

Ulusal çıkarlarımızı korumak için yaptığımız girişimler, küresel güçler başta olmak üzere birçok ülkenin menfaatiyle çatıştığı için tepkiyle karşılanıyor. Ayrıca bu ülkeler, Türkiye'yle olan ezeli ve tarihi hoşnutsuzluğundan dolayı birbiriyle dayanışma içine girerek güç birliği oluşturuyor.
Bu duruma ABD'nin yeni stratejisi ve AB'nin de buna uyum göstermesinin sebep olduğu ve gelişmeleri tetiklediği de söylenebilir. Maalesef dış politikadaki gelişmeler iyi gitmiyor.
Buna, iç politikaya yönelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin sinir uçları olarak nitelendirilen, bekamızı, güvenliğimizi ve çağdaş imajımızı zedeleyen ideolojik amaçlı sorumsuzca yapılan çıkışlar da eklenince tablo daha da ağırlaşıyor.

Tarihi tekerrür; "Yunanistan yeniden koçbaşı"
ABD'nin politik, askerî ve ekonomik ağırlık merkezini Asya-Pasifik alanına kaydırması sonucu uyguladığı, Çin'i çevreleme-Rusya'yı sıkıştırma stratejisi, Türkiye'yi olumsuz etkilemektedir. Rusya'yı sıkıştırma, Doğu Avrupa ve Karadeniz/Kafkasya üzerinden yapılmaktadır. Türkiye'nin Rusya'yla yakınlaşması ve iş birliği ABD'yi rahatsız etmekte, stratejisinin Karadeniz/Kafkasya ayağını sekteye uğratmaktadır.

ABD, Türkiye'yi etkisizleştirerek kendi çıkarlarına uyumlu hale getirmek için birçok alanda zorlamakta, Yunanistan'ı ön plana çıkarıp, Türkiye'yi dışlamaktadır. AB ve NATO da ABD'yle uyum içindedir. Türkiye'yle arası iyi olmayan ülkeler de Yunanistan'ın safında yer alarak, bu gelişmeleri hem ABD'ye yaranmak, hem de Türkiye'den öç almak için fırsat olarak kullanmaktadır.
ABD, Yunanistan'a, Defender Europe-21 tatbikatı bahanesiyle adeta yığınak yapmıştır. Kalıcı yeni üsler açmış, eski üslerini genişletmiştir. Ayrıca ikili tatbikatlar yaparak Yunanistan'a güvence vermiş, arkasında olduğunu göstermiştir. Askerî silah, araç ve modernizasyon desteğinde bulunarak bölgedeki dengeyi Yunanistan lehine çevirmeye çalışmaktadır.
Biden, Miçotakis'i, özellikle Yunanistan'ın Osmanlı'ya karşı ayaklandığı günün yıl dönümünde aramış ve kutlamıştır. Güvenlik alanında iş birliğinden dolayı teşekkür etmiş, enerji güvenliği, Çin, Rusya ve Balkanlardaki çıkarlar için birlikte hareket etme konusunda anlaşmıştır. Ayrıca Yunanistan'ın bağımsızlık günü için yayınladığı mesajda, ilişkilerin daha da artacağını, ABD'nin demokrasi ve özgürlük kazanmada Atina'dan ilham aldığını vurgulamıştır.
Yunanistan'daki kutlamalara Fransa, İngiltere ve Rusya'dan prens, başbakan, bakan seviyelerinde temsilciler katılmış, yapılan tören geçişlerine ABD, Fransa, İngiltere ve Rusya, savaş uçağı ve gemileriyle katılmıştır. Bu ülkeler yayınladıkları mesajlarda, Yunanistan'ı yere göğe sığdıramamış, ona akıl almaz övgülerde bulunmuşlardır. Tutum ve eylemler, Türkiye'ye karşı adeta gövde gösterisine dönüşmüştür.

NATO Genel Sekreteri de önceleri, Türkiye'nin kendi güvenlik kararlarını alma özgürlüğü olduğunu söylerken, şimdi NATO'yla Türkiye'nin, Doğu Akdeniz ve S-400 konularında görüş ayrılığı bulunduğunu söyleyerek taraf olmuştur.
Türkiye'nin, NATO'nun güney kanadı özelliğinden çıkarılıp, kanadın Yunanistan ana karası-Girit-GKRY-İsrail hattına kaydırılması ve Montrö'nün baypas edilmesi girişimleri el birliğiyle devam ettirilmektedir.
AB ise, gelişmeleri bekleyeceğini ima ederek, tutum belirlemeyi Haziran toplantısına ertelemiştir.

Bütün bunlar, emperyalist güçlerin geçmişte olduğu gibi, Yunanistan'ı yeniden Türkiye'ye karşı koçbaşı olarak kullanmayı planladıklarının bir göstergesidir. Belli ki Yunanistan başta, emperyalistler hâlâ tarihten ders almamışlar.
Montrö Sözleşmesi'nden çekilme gafı
Dışarıya karşı birlik içinde mücadele vermemiz gereken bir ortamda, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi mazur gösterebilmek için, sanki başka örnek yokmuş gibi, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden de çekilmenin mümkün olabileceğinin ifade edilmesi, kasıtlı değilse büyük bir gaftır. Konu açıldığında, "bunlar söz konusu olamaz" denmeliydi.

Montrö Sözleşmesi, Türkiye'nin tapu senedi olan Lozan Antlaşması'nın tamamlayıcısıdır. Çekilmeden veya müzakereden bahsetmek veya ima etmek, kasıtlı olmasa dahi örnek göstermek, sözleşmeden rahatsız olan başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeleri sevindirir. Devlet adamlığı, sorumlu ve dikkatli hareket etmeyi gerektirir.

Yazarın Diğer Yazıları