Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

"Yukarı Karabağ'da çözüm olmadan sınırı açmayız" dediler ama...

“Yukarı Karabağ’da çözüm olmadan sınırı açmayız” sözü bizimkilere ait. Hatta inandırıcı olsun diye, bir de “Kardeş Azerbaycan’ı üzecek hiçbir şey yapmayız” taahhüdü ilave ediliyor. Hem de Cumhurbaşkanından, bakanlarına kadar bu sözler tekrarlanıyor.
Bu açıklamaları dinleyince rahatlıyoruz. Ama bu kısa sürüyor. Çünkü aynı anda Ermenistan’la anlaşma yapılıyor, yol haritası hazırlanıyor, hatta paraf ediliyor. Şaşıp kalıyoruz. Anlaşma maddeleri gazetelere taşıyor. Söylenenlerin tam tersi karşımıza çıkıyor.
Hayret ve dehşet içinde maddeleri inceliyoruz! 5 madde şöyle:
1. Ermenistan, Kars Antlaşması’nı tanıyacak
2- Sınır açılacak
3- Diplomatik ilişki kurulacak, karşılıklı büyükelçiler atanacak
4- Vergi, ticaret, sınır, tarih, gibi konularda çalışma grupları kurulacak.
5- Tarih komisyonuna üçüncü ülkeler de katılacak.
Bunların maddelerin tamamı Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ait. Kardeş Azerbaycan’la ilgisi yok.
Bu maddelerdeki tuzağa girmeden önce başa dönelim. Türkiye Ermenistan’la niçin ve ne zaman diplomatik ilişkileri keserek sınırı kapamıştı? 1992’de, Ermenistan-Rus askeri güçlerinin işbirliği ile, Azerbaycan topraklarının %20’sinin işgal edilmesi ve Hocalı’da soykırım yapılması üzerine bu tavrı almıştı.
Ermenistan Türkiye’ye karşı da saldırıya geçmişti. Bu da şöyle gelişti. Ermenistan Yüksek Şurası 23 Ağustos 1990 yılında kabul ettiği Bağımsızlık Deklarasyonunun 11’inci maddesinde: “Ermenistan Cumhuriyeti Osmanlı Türkiye’si ve Batı Ermenistan’da 1915 yılında işlenen soykırımın uluslararası tanınması konusuna destek verecektir.” Deklarasyonun 12’nci maddesinde ise, “Bu bildiri Ermenistan Cumhuriyetinin Anayasası için temel teşkil edecektir.” deniliyor.
1995 Ermenistan Anayasasının başlangıcında şu cümle yer alıyor: “Ermenistan Bağımsızlık Bildirisindeki ulusal hedefleri temel alarak .” Yine Anayasanın 13’üncü maddesi ise “Ağrı Dağı” nın devlet arması olduğunu kaydediyor.
Kısaca Türkiye’den toprak istiyor, soykırım iftirasını kabul ettireceğini anayasasıyla söylüyordu. Tuzağa gelince. Yukarıdaki 5 maddeden geçerli olanı, “sınırın açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması” ndan ibarettir. Hemen gerçekleşecek olan bu iki şarttır. Diğerleri geleceğe, yıllara yayılacak ve sonucunun da alınamayacağı belli olan hususlardır. Belki Kars Antlaşması’nın kabulü maddesi dikkat çekebilir. Muhtemeldir ki, bu madde kafa karıştırmak için konmuştur. Ermenistan’ın Anayasasını ve Bağımsızlık Bildirisi’ni değiştirmesi, tarihi ve Haçlı stratejini bilenler için mümkün değildir.
Şimdi soralım; ABD-AB-Ermenistan, “Şartsız olarak sınırı aç, diplomatik ilişki kur” demiyor muydu? Evet diyordu, işte olan bu.
Hani “Yukarı Karabağ’da çözüm olmadan sınır açılmayacaktı” ne oldu? Bizim bilmediğimiz bir gelişme mi oldu? Hayır.
Efendim, Ermenistan 5 bölgedeki işgali, kademeli olarak kaldıracakmış. Hemen söyleyelim ki, bu anlaşmanın şartları arasında böyle bir madde yok. Sonra, 2 Kasım 2008 Moskova deklarasyonuyla, (Rusya-Azerbaycan-Ermenistan Cumhurbaşkanlarının yayınladığı) Yukarı Karabağ dışındaki işgalin kaldırılacağı zaten kabul edilmişti. Yani yeni bir durum yok. Bilindiği gibi, Türkiye-Ermenistan mutabakatının yapılmasında yardımcı (!) olan bir ülke de, İsviçre. Yani soykırım yapılmadı diyenlere ceza veren ülke. Bir bilgi daha verelim. Minsk grubunun yetkili üçlüsü ABD, Fransa ve Rusya’dır.
Emperyalistlerin güdümündeki Ermenistan saldırılarına karşı Türkiye, haklı, meşru ve güçlü bir mevzi tutmuştu. Saldırganlıktan vazgeçinceye kadar “ilişkiyi kesiyoruz” mevzii. Şimdi bu güçlü mevzi düşüyor. Bu dönemde Azerbaycan kendi derdiyle baş başa kalacağı gibi, yeni mevziin adı, “soykırım yalanını kabul ettirme-tazminat ve toprak talebi” olacaktır. Mücadele bu alanda yoğunlaşacaktır.
Ermenistan’ın şartsız olarak kazandığı bu gelişmeden, ABD, AB, Ermenistan çok memnun. Yöneticilerimizi hararetle kutluyorlar. Kardeş Azerbaycan ve Türkiye çok rahatsız.
Gerçekler maalesef böyle. Ne kadar gizlense, üstü örtülemiyor. Saldırganlar bir adım geri atmıyor, mağdurlar taviz üstüne taviz veriyor. Şu işe, şu adalete bakın.

Yazarın Diğer Yazıları