Yrd. Doç. Dr. Komedisi!

Bu başlık bana ait değil. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden bir öğretim üyesinin; Doç. Dr. Necmi Akyalçın. Sayısız mesaj arasında onun gönderdiğini ön plana aldım. Çünkü her satırı feryat dolu. Haklı da. İtiraf etmeliyim ki, bu arkadaşımız ve diğerleri mağduriyetlerini nasıl önleyeceklerinin perişanlığı içerisinde.

Biraz özetleyip, biraz da diğerlerinden alıntılar yaparak bu önemli soruna değineceğim.

Nereden nereye?

Umut ışığı 26 Temmuz 2017'de yanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün Yrd. Doç. Dr.'liğin kaldırılmasını istedi. Çünkü gelen tepkilerden bu statünün bir ara kadro olduğunu anlamıştı. Yani "insanları oyalayan sistem" teşhisi doğruydu. YÖK çalışmalara başladı. Şu andaki duruma bakın, komedi mi yoksa dram mı karar sizin.

Düşünün, komisyon kuruluyor. İçerisinde tek bir Yrd. Doç. Dr. yok. Adı bile tuhaf; "Dr. Öğretim Görevlisi". Erdoğan'ın istediğinin tam tersi. Üstüne üstlük Yrd. Doç. Dr.'lere tenzili rütbe yapılarak, mağduriyet büyütülmekte.

Birkaç örnek

Demek ki, sorunlara çözümden çok, yeni hak kayıpları dayatılacak. Durumu bu hale getiren bazı profesörleri iyi biliyoruz. Bunları siz de ekranlardan tanıyorsunuz. Benim önerim işte bunları "yabancı dil sınavına sokacaksınız".

Hemen aklıma Gazi Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Taşçı geliyor. Elli kişinin, adam başı dörder bin dolar ödeyerek yerlerine başkalarını sınava soktuğunu iddia etmişti. Hem de isim isim. Peki ne oldu? Soruşturma var mı? Aynı Taşçı göğsünü gere gere "Ben en az yirmi profesör yetiştirdim" diyebiliyor.

Yıllardır FETÖ organizasyonlarıyla yabancı dil sınavlarını geçenler ortada. Aynı şekilde birtakım illegal oluşumların tezgahlarından yararlananları da listeye ekleyebilirsiniz.

O istedi, biz yaptık

Haaa Yrd. Doç. Dr.'ler mi? Kaderleri çoğu yüksek lisans ve doktora yapmamış siyasilerin ellerinde. "Sayın Cumhurbaşkanı istedi, biz de yaptık" göz boyamacılığıyla en üst makam ikna edilmiş olacak! Yabancı ülkelerde Yrd. Doç. Dr.'lerin karşılığı Asist. Prof.'tur. Çalışmalardan çıkan sonuç çok acıklı. Bugüne kadar talebe, öğrenci dediler. Bundan sonra adınız student olacak. 'Başınız göğe erecek'e hazırlıyorlar.

Bizler de size "haydi gidin işinize. Artık dalga geçmeyi kesin" diyoruz. Tüm Türkiye'nin gözleri önünde yapılan yıldırma ve bezdirmeden başka şey değildir.

...

ÖZEL NOT: Yrd. Doç. Dr.'lerle ilgili yazılara başladığım günden beri inanılmaz destek mesajları aldım. Ancak içimi acıtan kimi iletiler de var. Bunların sahibi işlerini çoktan halletmiş, tuzu kuru hocalar. Bazıları da "Yar. Doç. Dr. yazmışsın, doğrusu Yrd. Doç. Dr." diye dalga geçmekte.

Üçüncü grup ise "Bu işten vaz geç" deyip, tehditte bulunanlar. Bunlara söyleyecek laf bulamıyorum. Son notum Sayın Mustafa Elitaş'a. Lütfedip, Yrd. Doç. Dr.'ler Göktan Ay, Hanefi Bostan ve Mustafa Taşçı ile konuşsa ne kaybeder? Neticede 36 bini aşkın öğretim üyesinin sorunlarını kendi ağızlarından dinlemiş olur.

***

Aklımda kalanlar

Ekran tartışmalarında bazı tespitlerime şaşıranlar var. "Nasıl yakalıyorsun" diye soruyorlar. Aslında çok basit. Biraz dikkat yeterli. Örneğin son Tarafsız Bölge'de bir harekete takıldım. Ekrana yukarıdan aşağıyı işaret eden bir parmak girdi. Ali Saydam, bunun üzerine hızla pantolonuna baktı. Sonra yaptığı şey "fermuar çekme" idi. Hafifçe de tebessüm etti.

Şimdi nereden nereye diyeceksiniz ama eskilere gideceğim. Bunu damadı merhum Metin Toker'den dinlemiştim. Rahmetli İsmet Paşa, Bakanlar Kurulu toplantısında. Kendisine Saydam'ınkine benzeyen işaretlerde bulunuluyor. O da eğilip bakıyor. Sonra açık unuttuğu fermuarını kapatıyor. İşlemi tamamladıktan sonra söylediği laf şu; "Arkadaşlar, ölüden korkulmaz".

Eski çalışma arkadaşım Ali Saydam'dan da özür dilemeyi unutmuyorum. Benim patavatsızlığımı iyi bilir.

Upuzun Tarafsız Bölge'ye katılanlar arasındaki en vurucu cümle de Saydam'dan çıktı; "Tribünde İnce, delegede Kılıçdaroğlu". CHP kongresinin ele alındığı tartışmada en Ateşin Konuşmacı Av. Uğur Poyraz'dı. Kılıçdaroğlu'na söylemediğini bırakmadı. "Çekilsene be adam" diye bağırdı.

***

Ortak yargı

Yavuz Serdaroğlu'nun e-postası, benzerlerinin en iyisi:

"Sayın Ayeri, Allah sizden razı olsun; -Anaakım Medya- televizyon kanallarının tartışmalı(!) programlarının gedikli katılımcıları ile ilgili yazınız yüreğimin sızısını kısmen giderdi. Edebiyat ve ilahiyat eğitimi görmüş 32 yıl devlette 16 yıl da özelde 48 yıl hocalık ve yöneticilik yapmış biri olarak bu programlara şaşırıyorum. Katılanlara baktıkça -acaba ben mi çok aptalım, yoksa bu insanlar, Tanrı tarafından çok özel yeteneklerle mi teçhiz edilmişler- diye düşünüyorum. Düşünebiliyor musunuz, askeri ve güvenlikle ilgili konularda. Em. Gen Ahmet Yavuz'un karşısında Nagehan Alçı. Uzatmayayım, siz meramımı anladınız."

Yazarın Diğer Yazıları