Yolsuzluk dosyaları!
Herkul.org’daki son sohbetinde Fethullah Gülen, “Harun olarak yola çıkıp Kârunlaşanların bir gün yerin dibine batacaklarını” dile getirdikten sonra sözü ihaleden pay alanlara getirerek bakınız neler diyor:
“Eğer dilimde tel’in etmeye, ‘Yerin dibine batsın!’demeye azıcık açıklık bulunsaydı, dilimin bir parçasında bedduaya yer olsaydı, ‘millete hizmet ediyoruz’dedikleri halde o iş içinde kendi çıkarlarını düşünenler, meseleleri çıkar çarkına bağlayanlar, ihalelerde kendilerine pay ayıranlar ve kendilerine pay verenleri mabeyn-i hümayun insanı haline getirenler hakkında ‘Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle, ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!’ derdim.”
Biz bu sözlerin muhatabının doğrudan AKP iktidarı olduğuna inanıyoruz. Öyle ya, “millete hizmet için” yola çıkanlar Gülen’in yaşadığı ülke, ABD yöneticileri olamaz. Öyle olsaydı Türkiye’deki bir sitede Türkçe değil, ABD’deki bir sitede İngilizce yayımlanırdı. Yanılıyorsak, “Hayır, biz Türkiye’yi değil ABD’yi, AKP’yi değil CHP’yi kastettik” desinler.
Belki, “O sohbette kastedilen ‘olmuş bir olay’ değil, ‘olması muhtemel’ bir olumsuzluktur” denilebilir. Amma o zaman da, “Zannın çoğundan kaçınınız” ilkesi çiğnenmiş olur ki, bir yönüyle gıybete, bir yönüyle de iftiraya girer.
Lamı cimi yok. Bu satırların yazarının da, o sohbeti dinleyen ve okuyanların da, “yolsuzluktan” ve “ihaleden pay almaktan” ve “millete hizmet için yola çıkanlar” dan Gülen’in kastının AKP iktidarı olduğu yönündedir. Siz, Fethullah Gülen’in elinde iddiasını ispatlayacak çok ciddi ve birden çok fazla dosyalar olmadan kendini ortaya koyabileceğine inanıyor musunuz? Yani, durup dururken pek çok bakımdan ipleri elinden tutan iktidarın öfkesini celp etmenin bir izahı olabilir mi? Uluslararası pek çok güçle dirsek teması olan, bu işleri pek çok devlet kurumundan çok daha iyi bilen bir kişinin böyle bir savaşa girişmesinin akılla, izanla bir ilgisi var mı? Tabii ki yok ve Gülen de zâten böyle bir şey yapacak biri değil. Demek ki, kılıçlar fena çekilmiş ve demek ki, AKP’ye, “Beni uçuruma itersen seni de götürürüm” mesajı verilmek isteniyor.
Açık söyleyelim, bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk hükümeti ve Fethullah Gülen için de fevkalade acı bir şey..
* Türkiye Cumhuriyeti Devleti için acı. Çünkü bu görüntüde devlet bir parti ve bir cemaat arasındaki kavganın esiri olmuş durumda.
* AKP için acı bir şey. Çünkü bu tabloda AKP yaptığı yolsuzluklar dolayısıyla yakasını Gülen’e kaptırmış bir görüntü veriyor, hem, bir siyasi parti, iktidar olmuş bir siyasi parti olarak böylesine içli dışlı olmaması gereken bir sarmaş dolaş icraatın faturasını siyaseten ödemek durumunda kalıyor.
* Fethullah Gülen için çok acı bir durum. Çünkü bu tabloda, “Beddua etmiyorum” diyerek kenara çekilmek, yani tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını aramamak, aba altından sopa göstermek, elinin altındaki gazete ve dergilerle yolsuzluklardan milleti haberdar etmemek ve savcılara suç duyurusunda bulunmamak, cemaatin çıkarı için “zulme rıza” halini alıyor.
Türkiye, “Dünya lideri Erdoğan-terör lideri Öcalan ve cemaat lideri Fethullah Gülen” arasında “yumuşak verkaçlarla” bir yere doğru sürülüp duruyor.
Son vuruşu yapan kim olursa olsun tekmeyi yiyenin Türkiye olacağı kesin değil mi?