Yoksa geliyor mu göklerden gelecek olan!
Bu mu yani?
"Sistem"in dışına çıktığı günden bu yana, ne zaman kendisiyle "FETÖ" denilen yapı arasında bir bağlantı kurulmaya kalkışılsa, ne zaman bu minvalde bir iddia, itham ortaya atılsa, hatta ne zaman bir imada bulunulsa "hodri meydan" demiş…
Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde "İspatlamazsanız şerefsiniz" diyerek meydan meydan gezmiş… "İspat" makamından ses gelmeyince bir adım daha ileri gidip "Şerefsiz, şerefsiz geziyorsunuz" demiş…
Ülkenin İçişleri Bakanına alenen "Ben FETÖ'cüysem siz bostan korkuluğu musunuz; tutuklayın kardeşim" diye seslenmiş…
Her seferinde kendi ailesini, sülalesini, köyünü adres göstermiş ve "Araştırın, bir tane FETÖ'cü bulamazsınız" iddiasını yinelemiş…
Kurucusu ve Genel Başkanı olduğu parti TBMM'ye girdikten sonra düzenli olarak "FETÖ'nün siyasi ayağı araştırılsın" önergesi vermiş…
Bir siyasetçiye karşı geliştirebildiği tek hamle üç yıl önce açıp da bir arpa boyu yol alamayınca rafa kaldırdırdığı bir soruşturma dosyası üzerinde "kısıtlama" kararı aldırmaksa, kötü bir haberim var iktidara;
Yanmış gülüm keten helva!
***
Meral Akşener'in en temel siyasi özelliklerinden biri, uğradığı olumsuzlukları karartmak yerine özellikle açık etmeyi tercih etmesidir.
Yani…
Akşener, dünkü grup toplantısında da yaptığı, "Madem soruşturma açıyorsunuz, beni ifade vermeye çağırın. Çağırın ki, FETÖ'nün siyasi ayağı kimlermiş, kim kimin ortağıymış, kim kimle iş tutmuş, kim kimin döşeğinde yatmış, kimler turizm acentesi gibi her hafta uçak dolusu adamı istişare yapmaya göndermiş, konuşalım, araştırılsın" çağrısının karşılığını alamadığı anda emin olun o "ifade"yi milletin huzurunda vermekten çekinmeyecektir.
Ve yine emin olun, sıraladığı bu başlıkların hiçbirini "tesadüfen" seçmemiştir.
Ha, iktidarın elinde somut delil varsa, o zaman üç yıldır "hukuku işletmek" için neyi beklediğini açıklaması gerekir.
Ki iki halde de, tarih Akşener'i, aynen dün dediği gibi FETÖ'yle yürütüldüğü iddia edilen "mücadele" maskesini düşüren "vesile"ye dönüştürebilir…
DAHA KARPUZ KESECEKTİK
Taraftar olmayı çoktan geçmiş holiganlaşmıştılar. Tetikçiliğe, haysiyet cellatlığına, dezenformasyona harcadıkları yılların, hesaplarınca "meyvalarını topluyorlar"dı. Silivri'de, spor salonundan bozma o sözde mahkeme binasında, özel yetkili FETÖ militanı cezaları sıralamaya başlar başlamaz gazetelerini, televizyonlarını arayıp "müjdeyi" böyle duyurmuşlardı:
- Ergenekon'da müebbet yağdı
- Cuntaya ceza yağdı
- Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne Müebbet Hapis
O günlerde medyanın kumpas güzellemesinden sorumlu gibi davranan yayın organlarına şöyle bir bakayım dedim dün; manşetleri kızarmış mı! Misal, bir yiğitlik yapıp da, dokuz sütuna "ÖZÜR DİLİYORUZ" manşeti atarak çıkan var mı aralarında!
Nerdeeeee…
Kumpasçıların muratlarına erişlerini, "Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vuran askeri darbe teşebbüsleri, siyasi cinayetler, provokasyonlar ve andıçların yargılandığı Ergenekon davasında…" diye köpürtülen bir üst başlığın altında, yedi sütuna kocaman puntolarla "Derin Devlete Müebbet" manşetiyle duyuran Star, bütün bunların yalan, dolan ve iftiradan ibaret olduğunun yargı eliyle bir kere daha tescillenişiniyse, birinci sayfanın kenarında köşesinde bir yerde, mümkün olan en silik-soluk renkle yazdığı "Ergenekon'dan 'örgüt' çıkmadı" başlıklı 4 satırlık haberiyle duyurdu sadece.
"Yüzyılın davası Ergenekon'da tarihi karar: Evet, darbeye teşebbüs ettiler
19 DARBECİYE MÜEBBET" haberini dokuz sütunla duyuran Sabah, o gün tek tek resimlerini de yayınladı "darbeciler"in beraat ettiklerini tek sütundan verdiği birkaç satırlık "Ergenekon'da 12 yıl sonra beraat kararı" haberiyle duyurdu.
"Mahkeme darbe girişimine en ağır cezayı kesti
DARBEYE MÜEBBET" haberini yedi sütundan ve "darbeciler"i tek tek resimleyerek yayınlayan Yeni Şafak, bu kumpasın çöktüğü haberini dünkü birinci sayfasının dibinde bir yerde, kararın ne olduğunu bildirmeyen "Ergenekon'da 12 yıl sonra karar" başlığı altında, 4,5 satırla yayınladı.
Daha önce dalga geçer gibi "Suç ve Ceza" manşeti atan Akşam, o manşeti atan kendisi değilmiş gibi dünkü kararı "Ergenekon'dan çıkış" diye nitelendirdi.
Geçmişte "Tarihi davada ceza yağdı, AĞIR DARBE" diye davul çalan Türkiye, "Ergenekon'da toplu beraat" diye fısıldamakla yetindi.
Bunlar da gayet ibretlik ama ne yalan söyleyeyim bir Zaman olsun, Bugün olsun, Taraf olsun; "FETÖ kumpasları"nın medyadaki çelik çekirdeğini aramıyor değil insanın gözleri…
"1923'te kuruldu, 2008'de arınıyor" diye doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alan Taraf'çılar, adetleri olduğu üzere "istihbaratı" erkenden alıp da tası tarağı toplayıp kayıplara karışmamış olsalardı da -tam mevsimi- bir kere de biz tadına baksaydık bu manşetin dokuz sütundan:
- Daha karpuz kesecektik!