Suriye krizinde Lozan'da masaya oturduğumuz gün... Dün!..
Uluslararası haber ajansı Reuters bir haber geçti ortalık karıştı. Öğle saatlerine doğru, televizyonlarda ve tüm anlı şanlı gazete ve haber sitelerinde yanıp sönen son dakika uyarıcıları koro halinde söylüyorlardı;
"Reuters, Özgür Suriye Ordusu'nun Dabık operasyonunun başladığını bildirdi. Fırat Kalkanı Harekâtı'na katılan bir Suriyeli muhalif komutan, Reuters'a yaptığı açıklamada, terör örgütü DEAŞ'ın elindeki Dabık kasabasına yönelik saldırının bu sabah başladığını söyledi. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Türk tankları ve savaş uçaklarınca desteklenen muhaliflerin, Dabık'ın çevresine saldırdığını belirtti. Gözlemevi, terör örgütü DEAŞ'ın, 1200 militanını Dabık'a konuşlandırdığını bildirmişti."
Lozan'daki masadan sonuç çıkması konusunda beklenti düşük olmasına düşüktü de!.. Yine de çoklu cephede savaş veren Türkiye için masada olmak ve sonrası hamleleri açısından hayati önemdeydi. Üstelik Fırat Kalkanı operasyonunun 53'ü çıkmış Dabık'a yönelik operasyonlar ise yaklaşık 10 gündür devam ediyordu.. Ve bu köşeden sürekli duyurduğumuz gibi Dabık operasyonu çeşitli etkenler yüzünden çok ağır ilerliyordu!.. Yani; bizleri heyecana boğan(!) Reuters'ın attığı başlıktaki gibi Dabık'a operasyon yeni başlamış değil, zaten devam ediyordu. Genelkurmay Başkanlığı'da rutin olarak yaptığı resmi açıklamalarla ve her sabah bilgilendirme notlarıyla gerçekleri kamuoyuna aktarıyordu.
Durumu biraz daha netleştirelim;
Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün sabah gönderilen 53. gün bilgilendirme notunda "Suriye sınır hattında, gelişmelere yönelik gerekli emniyet tedbirleri alınarak, Azaz-Rai-Cerablus hattında halen kontrol edilen bölgede keşif, gözetleme, hedef tespiti, ele geçirilen bölgelerde oluşturulan savunma tedbirlerini geliştirme, çıkabilecek fırsat hedeflerini etkisiz hale getirme ve kontrol altına alma faaliyetlerine devam edilmiştir" deniyor. Aşağıda görüleceği gibi açıklamanın şu bölümü üzeri sarı renkle çizilerek ışıklandırılıyordu:
"Muhalif unsurların Rai doğusundaki Taşlıhüyük meskûn mahallinin geri alınması maksadıyla başlattığı taarruzda, DEAŞ TÖ'nün güçlü direnişi nedeniyle ilerleme sağlanamamıştır."
Tamam!.. Sahanın yapısından dolayı tehlike ve zorlukları biliyoruz. ÖSO'nun yapısı da herkesin malumu!. Tüm olumsuz şartlara rağmen Dabık'ın etkisiz hale getirilmesi için ağırlıklı güneyden operasyonlar devam ediyor. Zaten duran eden bir şey de yok!.. TSK, 10 gündür yoğun bir destek veriyor. Hava Kuvvetlerimizin kahraman pilotları öyle operasyonlar düzenliyorlar ki; sivil hedefler zarar görmesin diye 10 bina arasındaki IŞİD merkezinin yeri belirleniyor ve o tek bina diğerlerine ve sivil halka zarar verilmeden imha edilip sağ salim geri dönülüyor. Peki havadan yapılan etkin operasyonlar tek başına yeterli ve sonuç alınabilinir mi? Hayır!.. Etkili bir kara gücü ile operasyon şart. Bölgede 500 civarında özel kuvvetimiz var. Fakat kara operasyonuna etkili şekilde katılmıyorlar. Sonuç alınacak hamlenin gerçekleşmesi için 2-3 tugayla oraya gitmemiz lazım. Gerçekçi de olmalıyız. Sonuç alıcı bir kara operasyonu için askerimizin moral ve motivasyonun ne hale getirildiğini dikkatlerden kaçırmamalıyız!.. Cephede çarpışan Mehmetçik ailesine, "Yaralanırsam beni devlet hastanesine götürmeyin.Varınızı yoğunuz satın özel hastaneye de tedavi ettirmeye çalışın" diye vasiyet ettiği bir ortamda.. Askerimizin devletine güveni kalmamış!..Neyse...
Lozan'da masaya oturulurken, gözler Musul operasyonuna çevrilmişken Ankara'nın çok iyi bildiği bir gerçek daha vardı. Terör örgütü IŞİD Musul'dan, Rakka'ya,El Bab'a ve Dabık'a önemli ölçüde güç kaydırıyordu. Hem de PKK/YPG işbirliği ile.
Tablo özetle böyleyken; TSK kaynaklarının bile şaşkınlıkla karşıladığı Reuters haberi niye servis edilmişti?..
Bence; IŞİD direnişi/saldırılarını daha da pekiştirip, arttırıp Türkiye'nin masadaki pazarlık gücünü kırmak için!.. Londra merkezli!..
Musul operasyonu
R. Erdoğan, Musul krizi ile ilgili A-B-C planlarından bahsetti ve içerik vermedi. "A" planının; operasyonu koalisyon hava güçleri ile havadan katılıp, karadan Başika'da eğittiğimiz birliklerin dahil edilmesi olduğu açık. ABD müsaade etmez ise?.. Irak sınırımıza yığınak yapılırken, TSK'da kendi kara birliklerimizle bir harekatı kimse "B" ve" C" planı olarak seslendirmiyor. Bölgedeki kaynaklar, operasyonun Pazartesi veya Salı başlayabileceğini iddia ediyor. Gelişmeleri takip eden uzman bir isim şunları söylüyor:
"Musul operasyonu 10-15 gün sürer. IŞİD militanları Musul operasyonu başladığında çekilip Rakka'yı korumak zorundalar. Nihai hedef Rakka. IŞİD de kendini koruyabilmek pazarlıkta elini güçlendirmek için, devlet kurabilmenin yolunu açabilmek için Rakka'yı ciddi şekilde korumak zorunda. IŞİD Rakka'da dayanır. Türkiye'yi sıkıştırıyorlar.. Ekonomik olarak sıkıştırmaya başladılar, bankaları sıkıştırmaya başladılar. Artık ne olduğunu anlayın! Biz oyun kurucu değiliz. Türkiye'nin bırakın B-C planlarını planı yok. Ankara'ya çağırıp Salih Müslim'i ağırladın, gitti orada devlet kurdu, şimdi sana kafa tutuyor. Ne planın var.? ÖSO kim? Talimatı ABD'den alıyor, yarın sana da sıkacak."
Duaya ara vermeyin!..
