Yeniçağ'da 3. Yılım

Bugün özel ve güzel özelliklere sahip. Tam iki yıl önce ağır sağlık sorunları arasında, bir telefon geldi. Arayan yıllar önce birlikte çalıştığımız Ahmet Yabuloğlu idi. "Karşımda Hayri Köklü oturuyor. Onun da selamı var" diyerek lafa girdi. Kendine has yumuşatmalarından sonra neticeye geldi "Abi, bize yaz". Ben de "jübile kararı aldım"la karşılık verdim. O yine ısrarla devam etti. Neticede "evet" demek zorunda kaldım.

Yeniçağ'a başlayışımın öyküsü böyle. Hani derler ya şu hayat hikayemizde bir sayfa daha. Ekran Polisi'nin geri gelişinin tam tarihi 18 Mayıs 2016. İnsanların bu dünyada geçireceği süre belli. Bu yüzden şu dizeleri çok severim.

"Anamdan doğdum,

Çıktım pazara.

Dört arşın bez aldım,

Döndüm mezara".

Ben de bu alışverişi çoktan tamamladım. Futbol tabiriyle "inkıtaları oynadığımın farkındayım". Çok şükür ki hâlâ kafam çalışıyor. Böylece sizlere ulaşıyorum. İlginç olan, son dönem aldığım binlerce mesaj arasında beni hedefe koyan tek yorum var. Doğru duydunuz; bir tek. O da doktordan geldi. Bir gemi dolu pirinç arasında tek taş dahi çıksa, içimi acıttığını itiraf etmeliyim.

Yeniçağ'daki 3. yılımın ilk yazısına beni sevip sayanların birinin mesajını yayınlayarak başlıyorum. Aslında içinde her şey var. Buyurun birlikte okuyalım:

ÇOCUK HASTANESİ

"Kıymetli Burhan Bey,

Bizim Türk medyasındaki bilgisizlik konusunda size dert yanmak istiyorum. Geçenlerde Ertuğrul Özkök yazısının bir bölümünde sözde Cengiz Semercioğlu'nu eleştiriyordu, ki kabahati eleştirisinden büyüktü.

Semercioğlu yazdığı yazıda Türkiye'nin ilk çocuk hastanesinin Ankara'da açıldığından bahsediyormuş. Özkök de bunun yanlış olduğunu, İzmir'de çocuk hastanesi olduğundan bahsetti.

Şişli Etfal Hastanesi nedir? Etfal'in Arapça "tıfıl" -çocuk- sözcüğünün çoğulu olduğunu dahi bilmiyorlar. II. Abdülhamid tarafından yaptırılan hastane 1899'da hizmete girmişti.

Türkiye'nin en büyük gazetesinin eski yayın yönetmeni ve dedikodu yazarının bilgisini böylece görmüş oluyoruz. Yazık bize!

Siz de iyi ki varsınız. Sayenizde hem gülümsüyor, hem de hâlâ bir şeyler öğreniyoruz.

Frankfurt'tan saygı ve sevgiler.

Ali Cenap Gümüşcüoğlu"

...

SÖZ SAVUNMANIN

Devamlı eleştirdiğim bir isim Prof. Dr. Tayyar Arı Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi. Sonunda dayanamayıp, isyan etti -espri-. Noktasına virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum.

"Sevgili Burhan Bey,

Çok değerli bir gazetecisiniz ve basınımızın temiz kalmış beyefendilerinden birisiniz. Kimseyi kırmadan yaptığınız eleştirileri de okumaya çalışıyorum. Bu vesileyle belirteyim ki bugüne kadar hiç aktif siyaseti düşünmedim. Ancak son zamanlar durumun kritik olduğunu değerlendirerek akademik kimliğimi de biraz zorlayarak, iç politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulundum/bulunuyorum. Her zaman olduğu gibi amacım temiz bir bilim insanı olarak ülkeme ve milletime hizmet etmektir. Samimiyetimden kuşku duymamanızı dilerim.

Saygılarımla

Prof. Dr. Tayyar Arı"

***

TRT'ye kutlamalar

Ramazan'a önem verenlerin başında devlet ekranı gelmekte. Bunca çeşitleme arasında bir tanesi dikkatimi çekti; "Kudüs'ten Türkiye'ye İlahilerimiz". Öncelikle sakız gibi uzatılmıyor. Tam kıvamında. Zamanlaması da anlamlı. Gazze katliamını protestoların üstüne cuk oturdu.

Hasan Sevil'in sunumundaki seri program her gün yayınlanıyor. Hepsi değerli isimlerin sohbet ve icralarını mutlaka izlemelisiniz. Kutsal ay boyunca, bu mümkün. Arapça ve Türkçe ilahiler mükemmel. İlk yayının konukları içinde Mescidi Aksa yöneticisi Ömer Kavani ve tasavvuf müziği solisti Adem Tay vardı. Emeği geçenlerin hepsini kutluyorum. En başta da TRT Müzik Koordinatörü Süleyman Bektaş'ı.

...

TATSIZ FUTBOLU LEZZETLENDİRENLER

UEFA Kupası'nı A. Madrid kazandı. Yayını TRT Spor'dan izledik. Her şeyden önce bu İspanyol takımının futbolunu sevmediğimi belirteyim. Sanırım Türkiye'de herkes bu kanıda. "Zevksiz, göze hoş gelmeyen taktik anlayışları var". Fakat, Arjantinli teknik direktörleri Simone kurgusunu oturttu. Neticede önemli bir kupayı daha kazandılar. Hem de maçı O. Marsilya kendi evi sayılacak statta oynamasına rağmen.

Bizim için önemli olan, oyuna renk katan Ömer Üründül-Erdoğan Arıkan uyumuydu. Hani benzetmek gerekirse "kayış gibi kötü bir eti, güzel soslarla yenir hale getirdiler". Üründül için şunu da ilave etmek istiyorum, "bu futbol trafiğini nasıl idare ediyor?" Takdire şayan. Bunca işi gücü arasında...

Son kutlamam spor koordinatörü Mehmet Buğra Şahin'e. İki acar yardımcısı Hakan Altürk ve Pınar Şehri ile birlikte destan yazıyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları