Yeni Parti umut mu?

Salı günkü yazısında Özcan Yeniçeri: "Türkiye'de açılımcılar; bebek katili Öcalan'la hummalı görüşmeler yapıyor, Türkiye'ye Habur rezaletleri yaşatıyor, PKK/PYD'li Salih Müslim'i görüşmeler için Türkiye'ye çağırıyor, Peşmerge'lerin Türkiye üzerinden Kobani'ye geçmesine izin veriliyor, Süleyman Şah Türbesi bulunduğu yerden taşıtılıyordu.." diye yazdı..

Bugün o isimler parti kuracaklarını ve ilk seçimlerde yüzde on sekiz oy alacaklarını söylüyor.

Hatırlayalım: Habur rezaletinin, PKK ile pazarlıkların ve çok daha önemlisi PKK'nın şehirlerde elini kolunu sallayarak gezmelerinin arkasında kim vardı?

Elbette öncelikle AKP Hükümeti vardı. Ama o hükümetin bu süreci yöneten baş aktörü kimdi?

Dönemin başbakan yardımcısı Beşir Atalay..

Aynı şekilde Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi'nin yerinden sökülerek sanki büyük başarı ve kahramanlıkmış gibi getirip sınıra yakın bir yere yerleştirilmesinin arkasında kim vardı?

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu.

Peki, daha düne kadar ekonominin başında olan, Türkiye'yi bugünlere taşıyan ekonomik süreci yönetenler kimlerdi?

Ali Babacan..

Başka?

Mehmet Şimşek..

Kısacası kişi başına düşen gelirimiz düştü.

İşsizlik 11 milyonu buldu.

Türkiye'den beyin gücünün yanında sıcak para gücünün kaçıyor.

Niye?

Bunların uyguladıkları politikasının sonucundan dolayı.

Aynı şekilde içinde bulunduğumuz Suriye krizinin mimarı gene Davutoğlu'nun "ümmetçi" politikalarıydı. Bu "ümmetçilik" nasıl bir şeyse, ilk yaptığı şey, söylem olarak "bütün Müslümanları birleştirmek", uygulamada ise Müslümanları birbirine düşman ilan ederek "Sünni İslam" projesi üzerinden siyaset yürütmektir..

İslam dünyasının siyasi günahkârları, Batının "Yeşil Kuşak Projesi"nin uygulayıcıları olarak görev yaptılar. Geldiğimiz noktada, Suriye'de başarısız olduk.

"Bir gece ansızın gelebilirken" bırakın girebilmeyi (gelebilmeyi) artık sözünü bile edemiyoruz.

Ümmet birliği, ümmet ayrışması ve çatışmasına döndü. Ve bu ayrışmanın taraflarından biri de maalesef Türkiye oldu.

AKP artık Türkiye'nin sorunlarını çözmekten uzak. AKP, bundan sonra sorun çözmek yerine, kendisi sorun olmaya devem edecek.

İçinden çıkacak ekip de "büyük kurtuluş reçetesi" üretecek geçmişe sahip değil.

Bir sanayileşme politikalarını göremedik.

Tarımsal gelişme politikalarını da görmedik.

Üretim- istihdam- eğitim üçlemesi arasındaki bağı kuracak bir sözcük, uygulanmasa bile farkındalık yaratacak bir vaat de duymadık.

Sadece finansal büyüme üzerinden yürüyüp, Ulaşım sektörü ile konut sektörüne yatırım yaptılar. Ulaştırma sektöründe yaptıkları en büyük hata, halkı fahiş fiyatla borçlandırmak oldu. Sonunda Türkiye'yi batma noktasına getirdiler.

Biri Bilderbergci, biri BOP'çu, öteki açılımcı bir araya gelip ortaya karışık bir parti kurarak Türkiye'yi kurtaracaklarmış..

Kusura bakmasından. Bundan sonra ne AKP'nin kendisinden ve ne de ortaya karışıklardan hiçbirimize fayda gelmez.

Yazarın Diğer Yazıları