"Yeni Orta Doğu'nun şafağı" ve "Trabzon'da 1 milyonluk Arap kenti!"
Orta Doğu kavramı etrafında önemli gelişmeler, tepkiler ve uyarılar var.
*İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında varılan "ilişkilerin normalleştirilmesine" yönelik anlaşmalara, Beyaz Saray'da ev sahipliği yapan ABD Başkanı Trump, "Bugün, tarihin yönünü değiştirmek için buradayız. Yıllar süren bölünme ve çatışmadan sonra, yeni Orta Doğu'nun şafağındayız" dedi.
Tören öncesinde gazetecilere açıklamalar yapan Trump, beş ya da altı ülkenin daha İsrail'le ilişkileri normalleştirme anlaşmalarına katılabileceğini belirterek, söz konusu anlaşmalardan bazılarının 3 Kasım'daki ABD Başkanlık seçimlerinden önce gerçekleşebileceğini dile getirdi.
*İran, anlaşmaya sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada "Bahreyn ve BAE dışişleri bakanları, Trump'ın sirkinde oynadılar. Dün Arapların topraklarından bir bölümünü işgal eden Siyonizm, bugün de yeni bir yöntemle Basra Körfezi ülkelerini işgal ediyor. Büyük Mısır ile yapılan anlaşma da İsrail için bir açılım getirmedi. Mısır'ın bir adası kadar olan BAE ve Bahreyn de İsrail'e sadece güvensizlik armağan edecektir." denildi.
***
*ABD'li bakan Mike Pompeo ile Güney Kıbrıs lideri Nikos Anastasiadis'in görüşmesini Sputnik News için değerlendiren Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kıbrıs Akademik Birimi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Emete Gözügüzelli ise "Enerji kaynakları üzerinde hakimiyet kurmak isteyen ABD'nin, Rusya'ya karşı Güney Kıbrıs'ı kullandığına" işaret etti. Gözügüzelli, "Doğu Akdeniz'de kaos olması, ABD'nin projeleri için hep bir basamaktır" dedi..
***
*Dördüncü haber, "viratrabzon" sitesinden. Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu adına Mehmet Fatih Köroğlu, merhum Gazeteci-Yazar arkadaşımız Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nun çok emek verdiği siteyi yeniden yayına başlattı.
"viratrabzon" için Elif Çavuş, Türkiye Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu ile Trabzon ağırlıklı özel bir röportaj yaptı. Konumuz ile ilgili bölümde Muhçu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bölgedeki yatırım kararları ve kentleşme süreçleri bölgenin dinamiklerine bağlı olarak planlanmıyor. Tam tersine bölgenin pazarlanması ve buradan bir takım rantlar elde edilmesi için devletin tepesinden yerel yönetim işbirliği ile bölgeye dayatılıyor. HES'ler böyle, Yeşil Yol, yaylaların ticarete açılması böyle bir anlayışla dayatılmıştır. Uzungöl, Ayder, Fırtına Vadisi'nin yapılaşmaya açılması tamamen başka dinamiklere bağlı olarak gündeme getirilmiştir. Bölgede yaşayan insanların gereksinimi değildir. Özellikle Orta Doğu'daki sermaye gruplarına bölgenin peşkeş çekilmesi söz konusu… Bu sermaye gruplarının burada yapacağı tesisler üzerinden şehrin pazarlanmasından bahsediyoruz. Bu bölgenin demografik yapısı da değişime uğramaktadır. Bölgede Orta Doğulu bir nüfus ağırlık kazanmaya başlamıştır. Onlara öncelik veren bir kentleşme politikası vardır. O dönemin Trabzon Valisi, 'Trabzon'da 1 milyon kişilik Arap kenti yapacağız' demiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar şeyhini, Trabzon semalarında helikopterle gezdirmiştir ve taahhütlerde bulunmuştur. Kentsel dönüşüm adı altında projeler gündeme geldiğinde bunu şöyle yorumlamak gerekir; bu, bölgenin Orta Doğu'ya pazarlanmasıdır. Orta Doğulu bir nüfus oluşturulacaktır. Bunun yaratacağı sosyal problemler var. Giderek bölgenin Orta Doğulaşması gibi bir süreçten bahsedebiliriz. Orta Doğu'nun yoz değerleri; kaos, şiddet, savaş gibi unsurların bölgeye taşınması söz konusu. Üstelik bu handikap devlet eliyle yapılıyor."
***
Burada, ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesi haritasında, kurulması tasarlanan Büyük Kürdistan'ın denize çıkışının Karadeniz'den verildiğini hatırlatmam gerekiyor. Anlaşılan bölgedeki bütün yatırımlar, bu projeye uyumlu! Trump, bu bilinçle konuşuyor. Trabzon'da ise gündemin başında, gol kralı Sörlöth'ün gidişi var!