Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Yeni anayasa ve Türk Milleti

İlk ve orta öğretim dönemimde bize bir milleti millet yapan değerlerin ne olduğunu öğretmişler, bunların da; dil, din, ırk, coğrafya, tarih, kader, kültür ve ülkü birliği olduğunu, bu birliktelikler ne kadar fazla olursa, millet kavramının o derece güçlü olacağını belirtmişlerdir. Ancak bunların içinden birinin, olmazsa olmaz bir değer ve bunun da ülkü birliği olduğunu söylemişlerdir. Aradan 50 yıl kadar bir zaman geçmesine rağmen bu kavramlar aklımdan hiç çıkmamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş aşamasında; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ahaliye (halka) Türk Milleti denmiştir. Çünkü bu ahali, ülkenin kurtulmasında ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasında kader birliği içinde olmuş, tarihi özelliklerinin verdiği güçle aynı ideale (ülküye) kilitlenmiş ve sonunda amacına ulaşmış olan halktır. Bu halk, bir olmuştur, birlik olmuştur, millet olmuştur. O milletin adı da Türk Milleti’dir. Buradaki Türk kavramı, bir ırkın değil, idealine ulaşan milletin tarifidir. Bu tarif, bölücüler tarafından anlamazlıktan gelinerek istismar edilmekte, terör, baskı, korku ve bunların açtığı yoldan yapılan propagandayla Türk Milletinin bir bölümü kandırılmaya, birlik ve beraberliği bozulmaya çalışılmaktadır.
Mevcut anayasamızda, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu ifadesi de bulunmaktadır. Buradaki Türk kelimesi de bir ırkı değil, bir aidiyeti belirtmektedir. Ulu Önder Atatürk’ün de belirttiği gibi “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesi bu durumu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Burada “Ne mutlu Türk olana” denmemiştir. Nasıl Fransa’da vatandaşa Fransız, İtalya’da İtalyan, Rusya’da Rus deniyorsa Türkiye’de de Türk denir. Yurt dışında bir başarı olduğunda, bunu bir Türk’ün veya Türklerin kazandığı, polisiye bir olay olduğunda da bunu bir Türk’ün veya Türklerin yaptığı söylenirken burada bir ırk kastedilmemektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan veya Türkiye’ye ait olan kişi tanımlanmaktadır.
Bilinen siyasi partilerimiz, yeni bir anayasa sözü vermektedir. Daha önceki çeşitli açıklamalarımda da belirttiğim üzere, milletin bu konuda fazla bir beklentisi olmamasına rağmen, yoğun propaganda ile halk, yeni anayasa beklentisi içine sokulmaya, alıştırılmaya çalışılmaktadır. Bölücüler ve onlarla düşünce birliği içinde olanlar, anayasamızın bel kemiğini teşkil eden başlangıç bölümü ile değişmez, değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerin, Türk ve Türk Milleti kavramlarının yeni anayasada yer almaması için propaganda yapmaktadır.
Değişik düşüncede olmalarına rağmen, başat siyasi partilerimizin, vaat edilen yeni anayasanın omurgasında genelde fikir birliği içinde oldukları söylenebilir. Buna bölücülerin, kendi düşüncelerine uyum sağlayan konularda destek vermesi de mümkündür. Bu durumda, dile getirilen tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak kavramının nasıl muhafaza edileceği anlaşılamamaktadır. Çünkü tek vatan, Türkiye’dir. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Tek millet, Türk Milleti’dir. Tek bayrak, Türk Bayrağı’dır. Silahlı kuvvetlerimizin adı Türk Silahlı Kuvvetleri, milli takımlarımızın adı Türk Milli Takımı’dır. Buna benzer daha çok ifade bulunmaktadır. Bunlar değişemez, değiştirilemez. Dağlara taşlara yazılan “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün ilkellik olduğunun ve bunun aşılması gerektiğinin söylenmesi de konuyu tehlikeli boyutlara taşımaktadır. Anayasal kurum ve kuruluşlarımız ile duyarlı vatandaşlarımızın, hukuk ve demokrasi kuralları içinde Türk Milletinin değerleriyle oynanmasına fırsat vermemesi önem arz etmektedir. Seçimin Türkiye ve Türk Milletine hayırlı olması dileğiyle...

Yazarın Diğer Yazıları