Yazık!..
AKP Genel Başkanı "Türkçülük yapmak bölücülüktür" demiş... Haberi okuyunca, "Vay be..." nidası ağzımdan çıkıp; "Madem haşmetli böyle buyurdu, o zaman ben de bölücüyüm!" deyiverdim. Öyle ya; neredeyse 40 yıldır "Sümüklü Kardinal" dediğim için, FETÖ'nün ipliğini pazara çıkardığım halde "FETÖ adına bir siyasi partiye sızmaya çalışmak" iddiası ile gözaltına alındığıma göre, 40 yıldır Cumhuriyeti kuran irade olan Türk Milliyetçiliği yapıp "Türkçülüğün Esasları"na inanıp, hizmet ettiğime göre bölücünün de önde gideniyim öyle mi?
İşine gelince Milliyetçiliği ayaklarının altına alan, U dönüşü yapıp hamasi nutuklarla Milliyetçilik taslayan Erdoğan'ın benzeri gazlarının promter denilen camdan okuma levhası olmadığında gerçekleştiğini hatırladım. Erdoğan danışman ekibinin hazırladığı konuşma metinlerini okuduğu vakit pot kırmaz. Ne zaman ki soru-cevap faslı başlar ya da hitabetin heyecanı ile cam levhadan uzaklaşıp irticalen konuşmaya başlarsa çam üzerine çam devirir. Tayyip Bey'in danışman sayısı meçhul. Hele Saraya çıktıktan sonra kimilerine göre 300 kimilerine göre 700 danışmanı varmış. Lakin konuşma metinlerini yazanların toplamı 10'u geçmez. Bir kısmını tanırım. "Türkçülüğün bölücülük" olduğunu biraz mürekkep yalayan, tarih kitabı okuyan yazmaz. Böylesi bir sözün tarih ve sosyolojiye aykırı olduğunu bilir. Üstelik bu lakırtıyı devletin tepesindeki kişi asla etmez, edemez.
***
Alman devlet adamı Almancılık yaptığı için bölücü olur mu? İtalyan'ı, Fransız'ı, Rus'u... Hatta 72,5 milletten oluşan Amerikalısı... Adı Türkiye olan yani Türklerin Yurdu olan bir ülkenin yöneticisi Türkçülük yaptığı için bölücü olur mu?
Türkçülüğün bölücülük olduğunu iddia eden zat-ı muhtereme en güzel cevabı tarih doktorası yapan Sayın Meral Akşener vermiş. "Sn CB keşke yüz sayfa Türk tarihi ve dünya tarihi bilseydi. Gaspıralı ve Atatürk'ü anlasaydı Türkçülüğün manasını idrak ederdi. Yazık!" demiş Meral Hanım. Öğretmen olarak ders çalışmasını tavsiye etmiş bir bakıma. Ancak Erdoğan kitap okumadığını özet okuduğunu kendisi söylüyor. Saray için hazırlanan devasa kütüphane dekor niyetine kullanılmayacaksa arada bir kitap okumasını tavsiye edelim.
Bölücülük yaftasına isyan edenlerden biri de Prof. Dr. Ümit Özdağ... Ümit Hoca Gaziantep milletvekili... Devletine, milletine yürekten bağlıdır. Erdoğan: "Sayın Özdağ şu Türkçülük nedir?" diye sorsa, tarihi-sosyoloji velhasıl tüm bilim metotları ile bıkıp-usanmadan anlatabilirdi. Hoca haklı olarak öfkelenmiş: "Türkçülük Türk Milletine kayıtsız-şartsız sevgi ve sadakattir. Sadakati Türk Milletine olmayanlar Türkçülüğü bölücülük zanneder" çıkışı ile söz konusu sürçülisanı paylaşmış kısaca...
Hazır Ümit Hoca tanımını yaptığına göre "Tek vatan, tek devlet, tek millet, tek dil" sözleri Rabia yakıştırmasını irdeleyelim. Hangi Vatan? Hangi Devlet? Hangi Millet? Hangi Dil? Bu vatanın, milletin, devletin, dilin sahibi kim? Sayın Erdoğan sıkça sarfettiği kelimelerin başına bir türlü "Türk" eklemiyor. Türk kelimesinden imtina ediyor. Türk Vatanı, Türk Devleti, Türk Milleti, Türk Dili dese bölücülük mü yapmış olacak? Haşa!..
***
Başında kavak yeli esen her Türk genci şiir yazdığını sanır. Kötü bir şair olmaktansa sıradan bir yazar olmayı tercih edip lisenin son yılında şiir yazmaktan vazgeçtim. Ancak şiir tutkum devam ediyor. Okumaktan keyif alıyorum. Eskisi gibi ezberim güçlü değil. Kitaptan, bilgisayardan okuyorum. Yeni yetişen şair çok az. Toplumun tüm kesimlerinin sevdiği ortak şiir azaldı. Taşlama üstadı kalmadı faşizan baskılar yüzünden. Dönüp-dolaşıp "Hiciv Ustası Nefi"yi okuyoruz. "Tahir Efendi bana kelp demiş./İltifatı bu sözde zahirdir./Maliki mezhebim zira benim,/itikadımca kelp tahirdir..." diyor Nefi... Sözü evirip çevirmenin anlamı yok. Türk Vatanında, Türk Devletinde, Türk Milletinin ferdi, Türkçe konuşan birinin Türkçülük yapmasının bölücülük olduğunu iddia etmek bana göre asıl bölücülüktür ki Türk Milletinin hiç bir ferdine yakışmaz! Her şeye rağmen "Türkçülük bölücülük" anlamına geldiği sözlerin sehven olduğuna inanmak istiyorum.
Sehven... Sehven...