Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yayın ilkemiz Türk Milleti'nin gözünden görmek

Röportaj: YAVUZ SELİM DEMİRAĞ

Türk milliyetçilerinin televizyon özlemini gidermek için yola çıktıklarını belirten Türkiyem TV Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ünser, büyük hedeflerinin Türk Dünyası'nın sesi haline gelmek olduğunu söyledi. Hakkın, hakikatin tarafını tutan bir yayıncılık prensibini benimsediklerini vurgulayan Ünser, misyonları ve amaçlarıyla ilgili soruları şöyle cevapladı:

*İlk olarak televizyon sektörüne girme kararınızla başlayalım istiyorum. Televizyon kanalı alma fikri nereden geldi?

Hakan Ünser: Esasen fikir bana ait değil. Türk Milliyetçisi camia yıllardır "bir televizyonumuz bile yok…" der durur. Gerçi televizyon denemelerimiz olmamış değil. Aldığımız Türkiyem TV de daha önce yayın yapan ama çeşitli sebeplerden yayına ara vermiş bir kanaldı. Ama Türk milliyetçilerinin televizyon hayali ve ihtiyacını nedense hiç tatmin edemedik. Belki biz bunu sağlarız, bu açığı kapatırız diye girdik. Yıllardır duyduğumuz bir özlemin neticesi yani.

Sektörü araştırmaya, tanıdığım televizyoncularla toplantılar yapmaya başladım. Yeterli olgunluğa erişince, daha önce yayınına ara vermiş olan Türkiyem TV'ye satın almak için talip olduk. İki iş adamı arkadaşımın da maddi ve manevi destekleriyle, güçlerimizi birleştirip, elimizi taşın altına koyup Türkiyem TV'yi tekrar yayına başlattık.

*Zor olmadı mı? Daha önce tecrübe sahibi olmadığınız, üstelik çok zorlu, masraflı, karmaşık bir alan…

Hakan Ünser: Zor olmaz mı? Bazen keşke tadilat sürecinden başlayarak, yayını ekrana verdiğimiz ana kadarki süreci kamerayla çekseydik diyorum. Çileli bir dönemdi. Ama güzel dostlarımız, fedakar bir ekibimiz var. El birliğiyle stüdyomuzu kurduk, ekibimizi oluşturduk, yayınımıza başladık.

Yaparken öğrendik, hala öğreniyoruz. Tesellim şu, insan elli yaşından sonra hobi sahibi olursa, Alzheimer olma ihtimali azalıyormuş. Ben elli yaşımdan sonra yeni meslek sahibi oldum, hem de ne meslek! Bir sürü detayı, zorluğu, masrafı olan, büyük bir ekibe ihtiyaç duyan, aksiyonun eksik olmadığı bir meslek.

Fakat insanların dönüşleri bize bütün yorgunluğu unutturuyor. Bir meselede ezilene, hakkı yenene mikrofon uzatmak muazzam bir haz veriyor. Hakkın, hakikatin tarafını tutmak. Hakkı yenene, memleket için kaygı duyana, iftira atılana söz hakkı sağlamak. Bundan büyük ödül var mıdır? Ne yaptığımızı, ne işe yaradığımızı düşününce inan zorluklar gözümde kolaylaşıyor.

*Peki baskı var mı? Hele son dönemde tehditler, hakaretler havada uçuşuyor. Türkiyem TV de bunlardan nasibini aldı mı?

Hakan Ünser: Şu ana kadar somut bir şey yok, fakat iki şeye dikkat çekebilirim: Yok sayılma ve reklam veren açısından tedirginlik. Bize kalben destek verseler bile, insanlar bize reklam vermekten çekiniyor. Reklamım Türkiyem TV'de yer alırsa, başıma bir iş alır mıyım korkusu…

Fakat biz bir korku duvarını deliyoruz aynı zamanda. Mesela Ozan Arif'in cenaze törenini canlı vermemiz orada toplanan 20.000 ülkücünün yok sayılmasını engelledi, aynı şekilde.

Baskının artması, somutlaşması muhtemeldir. Fakat bundan korkmuyoruz. Üzerimize düşen vazifeyi yaparken bunları düşünemeyiz, bize oy verenlere, destek verenlere, misyon yükleyenlere karşı duyduğumuz sorumluluk ve onları yarı yolda bırakmış olma korkusu daha baskın çünkü.

*O zaman şunu sorayım: Türkiyem TV'nin hedefi nedir? Yalnızca bir ticari teşebbüs değil zira, söylediklerinizden çıkardığım kadarıyla.

Hakan Ünser: Kısa vadede sansürü delmek. İnsanlara atılan iftira ile, o iftiraya verilen cevap aynı görünürlükte olmuyor. Yalan ortaya çıkıyor ama, yalan olduğu duyurulmuyor mesela. Kesif bir medya propagandasıyla her türlü görüş sindiriliyor, her türlü iftira yapanın yanına kâr kalıyor. Çünkü cevaplara, hakikatlere yer verilmiyor.

Bir de şu var: Dünyada ne dönüp bitiyor, o da insanımıza ulaşmıyor. Almanya hakikaten bizi kıskanıyor mu? Yeni Zelanda'nın Müslümanlara yönelen teröre gerçek tepkisi ne oldu? Bunu da tarafsız, sadece gerçeğin tarafını tutarak insanımıza ulaştıracak bir kanala ihtiyaç vardı.

Uzun vadede biz Türk Dünyası'nın kanalı olmayı hedefliyoruz. Teşbihte hata olmaz, bir Türk El-Ceziresi olalım. Hem Türk Dünyası'nda yaşayanlar, hem diğer ülkelerde yaşayan Türkler, hem de yabancılar bizi izlesin. Dünyayı Türklerin penceresinden, ama propagandaya, hamasete kaçmadan görsünler.

Aydın'da yaşan bir Türk annesi, mesela, Kırgızistan'da yaşayan bir diğer Türk annesi çocuğuna ne yediriyor, bunu görsün ekranımızda. Bu sayede benzerlikleri fark etsin. Kültürünün coğrafyasının diplomatik sınırlarımızın çok ötesine uzandığını görsün. Dünyayı çok daha geniş bir ufukla algılasın bizi izleyenler; bir genç olsun, mesela, Doğu Türkistan davasını bizden öğrenirse bahtiyar oluruz. Bir kişi olsun, "Türkiye dışında da Türkler varmış" fikrini bizden öğrenirse, ne mutlu! Bir yabancı, bizim aracılığımızla yayılan mesajı alıp, "Türkler aslında hiç de bize anlatıldığı gibi insanlar değillermiş" dese, bize yeter.

Başka uydulara da çıkıp, bütün Türk Dünyası ve gurbetçilerimizin yaşadığı ülkeleri kapsayan bir alanda yayın yapmak en büyük hayalimiz. Yola çıkarken aklımıza gelenlerin, yaptığımız planların çok azını gerçekleştirebildik. Evet, eksiklerimiz var. Evet, daha iyisi olabilir. Her geçen gün daha iyiye de gidiyoruz zaten. Eğer gayretimiz netice verirse, hep özlediğimiz projeleri hayata geçiren yapı olabiliriz. Zira biz Türkiyem TV'yi yalnızca bir televizyon değil, bir iletişim ağı olarak görüyoruz. Web sitesiyle, sosyal medyasıyla, programları, haberleri, hatta hava durumunda Türk Dünyası şehirlerine yer vermesiyle, reklam geçişlerinde Türk Dünyası'ndan güzel fotoğraflar paylaşmasıyla, Türk'e dair kaygı ve Turan'a dair hayal kuran herkesin en samimi, en temiz düşlerinin mayalanıp gerçeğe dönüşeceği bir kuluçka makinesi. Bunu başarmak için tabii, desteğe ihtiyaç duyuyoruz.

*Peki ne bekliyorsunuz sizi izleyenlerden, insanlardan? Türkiyem TV'ye destek olmak isteyenler nasıl olabilir?

Hakan Ünser: Evvela bizi izleyin ve izlettirin. Türkiyem TV'den haberdar olmayan insanlara bizi anlatın çağrısı yapabilirim. Arkadaşınızın, akrabanızın, dostunuzun evinde uydu ayarını yapın, Türkiyem TV'yi ayarlayıp kumandayı verin.

Bizi nereden izleyebilirsiniz? Türksat 4/A uydusundan, Artı Yerel Medya Platformu'ndan, Youtube'dan, Smart TV'lerden ve Türksat yayınını platformuna taşıyan diğer mecralardan…

Sonra, sosyal medya hesaplarımızı takip edin. Çevrenizle paylaşın. Evet yayın yapıyoruz ama, yayın yaptığımız duyulmazsa, bilinmezse bir anlamı olmayacak. Birinci adım yayına başlamaktı, onu gerçekleştirdik. Şimdi yayını en ücra köşelere kadar yayma fazındayız. Bu bir aktivizmdir, bu siyasi bir sorumluluktur.

İki kelimede en büyük prensibimizi açıklayabilirim: Yandaş olmamak. Yandaş olmadan, haktan, hakikatten, nezaketten, ahlaktan taraf olmak mümkündür. Bunu göstermeye çalışıyoruz. İzleyicilerimizle de aramızda bir televizyon kanalında pek rastlanmayacak şekilde bir gönül bağı var. Bu gönül bağını genişletmeliyiz. Aramıza yeni dostlar, zincirimize yeni halkalar katmalıyız. Dışlayan, ayrıştıran, yok edenin karşısına dahil eden, birleştiren, var edenler olarak çıkmalıyız.

Burada mevcut iktidarın muhaliflerine de, iktidara oy verdiği halde gidişattan rahatsız olan kardeşlerimize de büyük iş düşüyor. Memlekete hakim olan dilden, havadan, anlayıştan rahatsızsanız, gelin, sesimizi birleştirelim. Daha gür çıksın. Yaratıcı bir program fikriniz mi var? Bize ulaştırın. Şehrinizde ya da bulunduğunuz ülkede temsilcimiz olun. Gönüllü muhabirimiz olun. Yapılan bir haksızlığı videoya çekin, bize gönderin. Siz bizi büyütün, biz sizin sesinizi, derdinizi daha geniş bir kitleye yayalım.

Bu anlayışı ve vizyonu paylaşan herkese kapımız açık. Gelin, el birliğiyle özlediğimiz Türkiye'yi yeniden inşa etmek için birer sıra tuğla koyalım. Gelecek nesillere bitmiş bir bina bırakamasak bile, onları temelsiz, plansız bırakmayalım. Bu hepimizin üzerinde bir vebaldir.

Yazarın Diğer Yazıları