Yaşamın aynası kitaplar
Değerli okurlarım, bu hafta da elime yeni gelen ve önemli gördüğüm dört kitap üzerinde duracağım. Bunlardan biri Hayrettin İvgin''in Derin Mitoloji adlı kitabı, ikincisi; Metin Turan''ın Kıbrıs Türk Kültür ve Edebiyatı üzerine yazılardan oluşan ''Pancurları Cemile Kokulu Ada'' adlı kitabı; üçüncüsü Âşık Selahattin Dündar''ın Anadolu saz çeşitlemesine kattığı ''Koşasaz'' adlı özel bir sazla okuduğu eserlerini içeren ''Başak Denelendi'' adlı kitabı; dördüncüsü de Dr. Hasan Zorlu''nun ''Kumarbaz Bir Doktorun Anatomisi'' adlı kitabı. Bu kitaplar şahsi yaşanmışlıklar ve toplumsal olgulardan ele alınarak kaleme alınmış yazılar olup deyim yerinde ise hayatın tam da orta yerindendir.
Derin Mitoloji
Hayrettin İvgin''in Derin Mitoloji adını verdiği kitaptaki konuların bazıları doğrudan mitoloji konuları olmakla birlikte, bazıları mitolojik unsurlar da içeren halk bilimi konularıdır. Hayrettin İvgin de kitabın alt başlığında İnançlarda-Söylencelerde-Folklorda-Geleneklerde ibaresini kullanmıştır.
Çağlardan beri devam edegelen, nesilden nesile anlatılan dini ve efsanevi öykülere bir bakıma insanoğlunun bilinmezler karşısındaki yorumuna mit, bunları öğreten bilgi dalına da mitoloji denir.
Mitler, sekiz sınıfa ayrılarak incelenirler. Bunlar: 1. Kozmogoni Mitleri: Yaratılış ve var oluş öyküleri olup dünyanın yaratılışını açıklama amacı güden mitlerdir. 2. Köken Mitleri: Varlıkların ve eşyanın aslını, kaynağını açıklayan mitlerdir. 3.Türeyiş Mitleri: Kabilelerin, soyların ortaya çıkışıyla genişleyişini anlatan mitlerdir. 4. Takvim Mitleri: Kaya üstü tasvirlerdir. 5. Ahlâk Mitleri: İyilikle kötülüğün, melekle şeytanın çatışmasını dile getiren mitlerdir. 6. Av ve Ziraat Mitleri: Torak, toprağı işleme, mahsul alma ve bazı hayvanlarla ilgili mitlerdir. 7. İnsan Yaşamının Önemli Anları İle İlgili Mitler: Doğum, evlilik, ölüm mitleridir. 8. Olağanüstü kişilerle ilgili mitler: Hz. Süleyman, Nemrut, Gılgamış, Cemşid, Oğuz Han vb. ile ilgili anlatmalardır.
Kitaptaki ilk konu Türk Mitolojisinde Su (Deniz) ve Kozmogoni başlığını taşımaktadır. Başlığın altındaki alt başlıkta da -Türk Yartılış Efsanesi- ibaresi bulunmaktadır. Aslı Yaratılış Efsanesi olan bu anlatı destan sınıflandırmasında da yer almakta ve İslamiyetin Kabulünden Önceki Türk Destanları başlığı altında Altayların Yaratılış Destanı, Yakutların Yaratılış Destanı ve Lebed Tatarlarının Yaratılış Destanı olarak anlatılmaktadır. Efsane ve destanlar mitolojik unsurlarla bezenmiş anlatılardır. Türk yaratılış mitinde yaratılışın başlangıç nüvesi sudur. Bütün canlılar da sudan yaratılmıştır. O halde su yaratılışın temel noktası olduğundan mitolojik bilinçte önemli bir konum üstlenmiş durumdadır. Nevruz''da ateş üstünden atlamak gelenektir. Bu gelenek Nahçıvan''da farklılık göstermektedir. Nahçıvan''da eskiden ateş yerine su üstünden atlanırdı. Nevruz sabahı erken vakitte kızlar toplanıp su kenarına gidip kaynağın üzerinden atlarlardı. Daha sonra aldıkları bir miktar suyu evlerin etrafına, bahçeye serperler hem kötü ruhların kovulması hem de tüm yılın bolluk içinde geçmesini dilerlerdi. Hayrettin İvgin bu yazısında su kültü ile ilgili önemli hususları işaret etmiştir.
İvgin''in irdelediği ikinci konu ''Anadolu Halk Kültüründe Lokman Hekim İnanışı''dır. İslâm''dan önce Araplar arasında uzun ömrü, bilgeliği ve yardımseverliğiyle bilinen Lokman, Eski Arap kıssalarında ve İslâmî kaynaklarda İsrâiloğulları''ndan biri olarak da gösterilmektedir.
Rivayetlere göre Eyüp peygamberle akraba, Dâvûd peygamberle de yaşıt olup ondan ilim öğrenmiş, Kur''an''da adının geçmesi nedeniyle de İslâm aleminde önem kazanmıştır. Anadolu halkınca bitkilerin dilinden anlayan, hangi ağrıyı hangi bitkinin dindirdiğini bilen kişi olması nedeniyle hakkında pek çok menkıbe oluşmuş, âşıkların dilinde ve telinde de: Yüz sürem kapına bir ferman eyle / Gönül yaresine Lokman olan şah (Pir Sultan); Merhem olmaz yaralarım azgındır / Derdimin Lokman''ı gel yavaş yavaş Karacaoğlan; Yarem göz göz olmuş bir tabib diler/ Derdimin Lokman''ı sen safa geldin (Bayburtlu Celalî) biçiminde söylenir olmuştur.
Ele alınan üçüncü konu Anadolu inançlarında ateş iyesidir. İvgin bu yazısında dünya bir ateş kütlesi iken yavaş yavaş soğuyup canlılara hayat ortamı yarattığı bilgilerini aktararak, Mezopotamya''da tanrı olarak görüldüğünü vurgulamakta, Nemrut Dağı mitolojisinin tanrılar mabedi olduğunu, Hititlerin de 63 tanrısı olduğunu söylemektedir.
Bilindiği gibi, Atalarımız Orta Asya bozkırlarında iken bile kutsal saydıkları ateş her kültürde, kutsal bir unsur olmanın yanında başlı başına bir tanrının tezahürü olarak kabul edilmiş; ateşin kıvılcımı, koru, külü, rengi çeşitli mitolojik anlamlar kazanmış, ateşe türlü kurban, adak ve saçılar sunulmuştur. Arkeolojik araştırmalar, ateşin saygınlığına ve ibadet unsuru olduğuna işaret eden veriler bulmuşlardır. İvgin''in de belirttiği gibi Türklerin suçlara ceza verme geleneğinde insan yakma yoktur.
Hayrettin İvgin, Derin Mitoloji adlı kitabında "Nuh Tufanı''nda Gemiye Binmeyen ''Ucubilik''lerle İlgili Mitolojik Anlatılar", "Kur''an''da Geçen Hârut ve Mârut Anlatısının Anadolu Halk Hikâyeleri ve Edebiyatındaki Yeri", "İnanışlarda, Kutsallıkta 7 Sayısının Sembolik Anlamları", "Türk Dünyası Kültüründe Bazı Mitolojik Hayvanlar", "Mitolojik Çıkışlı Geleneklerde Bahar Bayramları", "İnanışlarda, Söylencelerde Turna Kuşu ve Göç Yolları", "Mitolojik Vakvak Ağacı ve Kültürel Yansımaları", "Hıdırellez ve Mitolojik Kökleri", "Ashab-ı Kehf (Mağara Arkadaşları) Yedi Uyurlar", "Miraç ve Kâb-ı Kavseyn", "Burak", "Erbain''den Nevruz''a Nevruz''dan Hıdırellez''e", "Türk Dünyasının Taş Oyunlarında ''Orda'' Menşeli Oyunlar", "Çar İskitler''in ''Kör Oğulları Mitolojik Efsanesi'' ile ''Köroğlu Destanı'' Özdeşleşebilir Mi", "Genç Osman Poatikmiti", "Anadolu Köy Seyirlik Oyunlarının Mitolojik Kökleri ve İptidai Dövüş Sahneleri", "Güreş''in Mitolojik boyutu Geleneksel Aba Güreşi", "Put ve Putperestlik''in Mitolojik Boyutu." başlıkları altında çok çeşitli konuları irdelemiştir.