Yarın seçim olsa…

Ekim ve Kasım aylarında 6 anket şirketi -ORC-Optimar-Piar-Ada-Avrasya-Saros- ''yarın seçim olsa veya bu pazar seçim olsa oyunu kime verirsin?'' şeklinde anket yaptırdı. Bu anketler içinde AKP en yüksek oyu yüzde 40.5 oranıyla Optimar'ın anketinde, en düşük oyu ise yüzde 29.9 oranıyla Avrasya araştırmanın anketinde görünüyor.

CHP'nin en yüksek oyu ise yüzde 30.8 ile Avrasya'nın en düşük oyu ise 22.8 oranıyla Ada'nın anketinde görünüyor.

Bu anket sonuçlarının ortalaması şöyledir:

1. Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50 artı biri sağlayamıyor. Bunun içindir ki, AKP'den Cumhurbaşkanlığı seçim sınırı yüzde 40 olsun diye bir öneri geldi.

Millet İttifakı ve destek veren HDP'nin; veya daha doğru bir tarifle Demokrasi ittifakının ortalama oy oranı da yüzde 46.3 tutuyor. Ne var ki bu günkü başkanlık düzenine karşı olan Saadet Partisi'ni de katarsak Millet İttifakı'nın oyu daha fazla oluyor.

Dahası yeni kurulacak partiler de AKP'ye alternatif olarak kuruluyor.

İki olasılık var… Birisi… Eğer Cumhurbaşkanı Anayasaya göre iki defa seçildiği için üçüncü defa aday olamaz ise yeni kurulacak partiler parlamenter sisteme geçiş pazarlığı yaparak ve AKP genel başkanlığı ve/veya Cumhurbaşkanlığı adaylığı için AKP ile anlaşabilirler. Şimdilik Cumhurbaşkanının tutumuna bakarsak bu seçenek zor bir seçenek olarak görünüyor.

İkincisi, yeni partilerin demokrasi ittifakına destek vermeleri ve hatta ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarmalarıdır.

Yeni partilerden Davutoğlu'nun partisinin AKP'den, Babacan'ın daha geniş bir tabandan oy alması bekleniyor.

Her durumda, Cumhur İttifakı'nın işi zor görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''anketlere güvenmiyorum'' demesi de bu zor olduğunun zimni bir itirafı olarak ortaya çıkıyor.

2. Bir başka olasılık, MHP'nin ittifaktan ayrılmasıdır. Anketlere göre, AKP'den MHP'ye oy kayması var. Aslında AKP'nin ilk yıllarında, özellikle Türk-İslam Sentezi anlayışında olan MHP'lilerden AKP'ye oy kayması olmuştu. Şimdi tersi oluyor.

MHP önce AKP'yi kendine muhtaç hale getirdi. İktidar da bürokraside önemli devlette bazı pozisyonları ve postları MHP'ye verdi. Ne var ki başkanlık sistemi çalışmıyor. MHP'nin devletteki etkisi daha düşük kaldı. Ayrıca ekonomide, insan haklarında ve demokratik özgürlüklerde, hukukun üstünlüğünde gerileme MHP tabanında tepki yarattı. MHP'li seçmenin Erdoğan'a desteği zayıfladı. Tabanın bir kısmı aynen AKP tabanında olduğu gibi yeni kurulacak partilere kayabilir. Bahçeli'nin bunun hesabını yapıyor olması gerekir. Bu hesabın belirtilerini görüyoruz.

3. Ekonomide küçülme olduğunda, yüksek işsizlik yaşandığında genel olarak hükümetler düşer. Türkiye de bu anlamdaki tepkiler sınırlı kalıyor. Bunun nedeni halkın büyük bir kısmına bütçeden çeşitli adlar altında para dağıtılmasıdır. Bir diğer nedeni sosyal kamplaşma olduğundan her ne olursa olsun, herkesin bulunduğu kampta kalmaya direnmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları