Yargıda FETÖ tasfiyesi mi?
FETÖ ile mücadeledeki samimiyeti sorgulayıp, eleştirdiğimiz için onlarca tazminat davası ile muhatap oluyoruz. 15 Temmuz'dan bu yana istatistikleri yazdım. Gün geçmiyor ki medyada "FETÖ operasyonu" başlığı ile 40-50 kişinin gözaltına alındığı haberleri ile muhatabız. Öte yandan özellikle para sahipleri sessiz sedasız bırakılıyor. "Başbaşkanlık Sistemi" ile bürokrasi ortadan kalkacak mücadele çok daha etkin olacaktı ya! Vaziyet evlere şenlik... Yargıda FETÖ ile etkin mücadele eden hâkim ve savcılar Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni Adalet Bakanı eliyle hızla tasfiye ediliyor.
12 Eylül 2011 referandumunda "Yetmez ama evet"çilerin yanında Pensilvanya'daki meczup "Ölüler bile evet oyu kullanmalı" demişti ya... HSYK'yı ele geçirip sonunda R.T.Erdoğan'ın hanesine dalanların, yargı adına neler yaptığı unutulmuş gibi...
On yılı geçen ortaklıkları 17-25 Aralık'la beraber sona erince yargıda kendi kadrosu olmayan AKP, "Kandırıldık" diyerek "Sosyal demokrat-Atatürkçü-Ülkücü yargı mensupları"nın katılımı ile "Yargıda Birlik Platformu" oluşturarak FETÖ hâkimiyetini yıkmanın yollarını aradı. "Söz konusu vatan ise gerisi teferruat" diyen ilkeli, idealist yargı mensupları FETÖ ile mücadele için ellerini değil kafalarını taşın altına koyarak, söz konusu iblis örgüt ile mücadeleyi başlattılar.
15 Temmuz hain girişiminden önce örgütün üst düzey sorumluları ve TSK'daki hipnoz edilmiş elemanlarını soruşturup, tutuklayan savcı ve hâkimleri hatırlatalım önce...
FETÖ'nün 70'li yıllarda karargah kurduğu yer olan İzmir'den başlayalım. 17-25 Aralık'tan sonra, göreve getirilen Okan Bato isimli genç-idealist bir başsavcı vekili önce İzmir Askeri Casusluk Davasının izlerini sürüp yüzlercesinin haksız tutuklanıp, binlercesinin soruşturma yüzünden erken emeklilik isteyerek boşalttığı kadroları mercek altına alıp, kumpasın ip ucunu yakaladı. Yurt dışında ödüllendirilen 1 amiral, 4 subay için gözaltı kararı aldırdı. Ardından 4 amiral-general ve 40 subay için tutuklama talebi ile gözaltına aldırma kararı çıkarttığı gün 15 Temmuz kalkışması gerçekleşti. Okan Bato bu çalışması ile 15 Kasım'da planlanan darbenin telaşla 15 Temmuz'a çekilip, başarısız hale gelmesini sağlayanların önünde gelir. Ayrıntılara girmeyeceğim. Aynı Bato, Kara Harb Okulu soruşturmasına ve Menteş kampındaki davalara da bakıyordu. Şimdi onlar ortada kalmış durumda. Okan Bato geçtiğimiz ay çıkarılan kararname ile İzmir'de "Aile için şiddet"ten sorumlu Başsavcı vekili olarak görevlendirilerek ödüllendirildi!.. Sadece Okan değil, onun yardımcısı Berkant Karakaya ki sorguları bizzat kendisi yapıp, günlerce evine gitmeyen, Türkiye'de çok tartışılan "Rahip Brunson iddianamesini"de hazırlayan savcıydı. Duyduk duymadık demeyin şimdi "Bileşim suçlarından sorumlu savcı" oldu...
Lafa gelince "FETÖ ile mücadele sürüyor" ya!.. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 25'ten fazla Başsavcı, 30'dan fazla Başsavcı yardımcısı bir o kadar hâkim kelimenin tam anlamı ile tasfiye edildi. Kimi tenzili rütbe ile kimi de sözde terfi ettirilerek. Bir örnek de FETÖ'nün en etkin olduğu illerden Manisa'dan verelim...
Manisa Başsavcısı Celalettin Şimşek, 17-25'ten sonra örgüt elemanlarının çanına ot tıkadığı için Bülent Arınç'ı rahatsız etmişti. Arınç; 15 Temmuz öncesi yapılan operasyonlardan rahatsızlığını "Cübbemi giyip onları savunmak istiyorum" sözleri ile ifade ederek basına demeç vermişti. Savcı Şimşek, yaptıklarından emin AKP'nin kurucularından Arınç'a meydan okuyarak "Cübbeni giy de gel ihtiyaçları olacak" cevabını vermekten kaçınmadı. Arınç belki tutuklanıp sonra serbest bırakılan damadı için cübbe giymedi ama bugünün Tarım ve Hayvancılık Bakanı Pakdemirli'nin kardeşi olan rektörü de tutuklatan başsavcıdır Şimşek... (Devam edecek.)