Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER
Agah Oktay GÜNER

Yanlış hesap Bağdat'tan dönüyor

Yapılmamalı, yapılamaz!, Pişman olurlar gibi açıklamalara, gözdağlarına rağmen Barzani dediğini yaptı ve referandum gerçekleşti.

Şimdi Başbakan Yıldırım açıklama yapıyor; "K.Irak'daki referandum yok hükmündedir. Bundan sonra ilişkiler Irak merkezi hükümeti daha fazla muhatap alınarak sürdürülecektir. Sınır kapıları, hava alanları bundan böyle merkezi yönetimin sevk ve idaresinde. Petrol ve iletişim alanları da buna dahil. Alacağımız kararlardaki, karşımızdaki meşru irade, otorite Bağdat'tır..." Bu arada sınırdaki tatbikata Irak da katılıyor.

İyi de zaten en başından beri olması gereken bu değil miydi?

Ben yazmıştım, söylemiştim demeyi sevmem. Ancak bazen bunu söylemek kaçınılmaz oluyor. Sayın Başbakan'ın bugün bir anlamda iş işten geçtikten sonra tedbir veya tepki diye açıkladığı uygulamalar nice kalem tarafından defalarca yazıldı. Ben de defalarca Barzani'nin direkt muhatap alınıp Cumhurbaşkanı gibi ağırlanmasının yanlış olduğunu, Merkezi Irak Hükümeti ile ilişkilerin bozulmaması ve muhatabın Bağdat olması gerektiğini belirttim. Aşağıdaki alıntı 26 Temmuz 2012 tarihli makalemden.

"Dış politikamız Kuzey Irak'ta var olan fiili iktidarı Bağdat'ta bulunan hükümete tercih ediyor. Bağdat hükümetini devre dışı bırakarak Kuzey Irak yönetimi ile devamlı bir biçimde gelişen ilişkiler kurulduğunu görüyoruz. Halbuki bugün resmen, uluslararası hukuka göre bütün Irak'tan sorumlu olan Bağdat hükümeti var. Bizim bu hükümet ile ilişki kurmamız ve Kuzey Irak'la doğrudan münasebetlerden kaçınmamız gerekirken, aksine işler yapılıyor. Amerika Irak'tan çekilirken diktiği kötülük fideleri ağaca döndü. Meyveler birbirine düşman Sünni, Şii, Arap, Kürt ve Türkmen gruplarıdır.

... Suriye ve Gazze için ateşli nutuklar söyleyen devlet adamlarımızın Türk Dünyası ve Irak Türklüğü konusunda böylesine sessiz kalmasını anlamak mümkün değil. Başbakan Özal'ın sorumluluk döneminde Kuzey Irak bölgesinin alt yapı yatırımlarını Türkiye'nin tamamladığını hepimiz biliyoruz. Şimdi üst yapı yatırımları yine Türkiye tarafından yapılıyor. Düne kadar bir Türk şehri olan Erbil'de şimdi nüfus yapısı Türkler, Araplar ve Kürtlerden meydana geliyor. Erbil'in gelişmesinde 1100'e yakın Türk firmasının devam eden çalışmaları var. Bölgeye elektrik Türkiye'den geliyor. Su ise Doğu Anadolu bölgemizde doğan ve beslenen Zap suyundan sağlanıyor.

Türkiye Erbil'e bir konsolosluk açmış durumda. THY de Ankara ve İstanbul başta olmak üzere düzenli uçuşlara başladı."

Şu satırlar da bu yıl 6 nisanda yayınlanan yazımdan: "Hatırlanacağı gibi Barzani Ankara'ya geldi, alayişle karşılandı. Kuzey Irak Bölgesi yönetim flaması havaalanında bağımsız devlet bayrağı gibi göndere çekildi. T.C. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Barzani'yle görüşürken bu flamanın altında idiler. Barzani Erbil'e döndü, Kerkük Valisi, Irak Anayasasına aykırı olarak Kürdistan bayrağının asılması talimatını verdi. Savunma cümlesi ise; "Ankara'da, İstanbul'da asılan bayrak Kerkük'te niçin asılmasın?" oldu. Böylece sözde Kürdistan bayrağı, sözde Kerkük Meclisi kararıyla bütün kamu binalarına asılıyor, Kerkük'te her taraf aynı flamalar ile donatılıyor. Basında yer alan haberlere göre Dışişleri Bakanımız; "Neçirvan Barzani bize böyle dememişti" diye yoruma müsait, akıllara bunlar yine kandırıldılar ihtimalini getiren bir beyanda bulunabiliyor. Barzani, Irak petrolünün üçte birine sahip Kerkük petrol yataklarının üzerine oturma çabasında ihmal edilmeyecek mesafe almış oluyor"

Bu uyarıları değerlendiren bir yönetim anlayışı olsaydı bugüne gelinmezdi. İşgalden sonra Irak'ın bölüneceği aşikardı. Bunu hepimiz yazdık, söyledik.

Buna rağmen iktidar Irak'ın işgaline her türlü desteği verdi. Şimdi, kırmızı pasaport verdiği, dünyada dolaşıp lobi yapmalarına imkan sağladığı Barzani'ye tehditler savuruyor. Bu arada Ekonomi Bakanı N. Zeybekci ise "Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem, Barzani yönetimiyle ticaret sürmeli, ticaretle ekonomiyle ilgili faaliyetlerimizi devam ettireceğiz. Son Bakanlar Kurulu toplantısında da bu görüşümüzü değiştirmemize neden olacak bir karar alınmadı" diyor. Bir kaç saat sonra da açıklamasını ben ambargo uygulanmamalı demedim diye düzeltmek zorunda kalıyor.

Bu da ortaya koyuyor ki hükümetin gerçek tavrı yoruma açık.

Barzani'nin kurmakta olduğu devletin hemen bütün yapı taşlarını Türkiye koydu. OYAK Çimento onlara çimento taşıdı. Merkezi hükümetin bütün itirazlarına rağmen enerji anlaşması imzalandı. Barzani ekonomik sıkıntıya düştüğünde yardımına ilk Türkiye koştu. Memur maaşları ödensin diye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasına göre 2 milyar dolar kredi verdi. Irak Başbakanı'na hakaretler yağdırıldı.

Şimdi beraber tatbikat yapıyoruz, işbirliği yapacağız. Yanlış hesap Bağdat'tan dönüyor ama Türkiye Sonuçta itibar kaybediyor, sözünün değeri kalmıyor, güvenliği tehlikeye giriyor.

Yazarın Diğer Yazıları